Hipertansiyon yani halk dilinde
yüksek tansiyon, kalbimizden vücudumuza pompalanan kanın atardamar duvarlarına uyguladığı kuvvet olarak tanımlanıyor. Damarımızdaki kan damarın duvarına ne kadar kuvvetli baskı uygularsa tansiyonumuz o kadar yüksek oluyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından en riskli hastalıklar grubunda gösterilen hipertansiyon, kalp krizinden beyin kanamasına, felç kalmadan böbrek yetmezliğine kadar birçok önemli hastalığın başlıca sebebi olarak gösteriliyor. Kendini yıllarca gizleyebilen ve birden ortaya çıkarak geri dönülemez hasar bırakabilen hipertansiyon, günümüzde stres ve çalışma sıklığına göre bayağı artış gösterdi.
Hipertansiyon Neden Olur?
Genellikle yetişkinleri hedef alan hipertansiyonun neden olduğu henüz bilinmese de uzmanlara göre ne kadar sinir ve stres varsa hipertansiyon olma oranı da o kadar artıyor. İlerleyen yaş ile hipertansiyon riski atarken, fazla kilolar da bu hastalığın başlıca sebeplerinden birisi olarak gösteriliyor. Zira ne kadar kilomuz varsa o kadar çok doku, yağ ve kas kütlemiz oluşuyor. Bu kütlelere oksijen yani kan ulaştırmak isteyen kalbimiz daha sert ve hızlı kan pompalıyor. Fakat damarlarımızın duvarları yağ yani kolestrol ile kaplıysa damarlarımız daralıyor ve pompalanan kanı taşıyamıyorlar. Kendisine kanal açmak isteyen kanımız damar duvarlarına zarar veriyor ve bu da hipertansiyona sebep oluyor.
Hipertansiyona sebep olabilecek diğer durumlar ise şöyle;
- Alkol ve sigara tüketimi
- Fazla tuz ve sodyum tüketmek
- Uyku apnesi sorunu yaşamak
- Gizli diyabete ve böbrek hastalığı sahip olmak
- Hareketsiz bir yaşam sürmek
- Sinir, stres yapmak, bir şeyi çok kafaya takmak
- Çok fazla yorulmak
- Uzun süre oksijensiz kalmak
Hipertansiyonun Sebep Olduğu Sağlık Sorunları Neler?
Hipertansiyonun en ölümcül sağlık sorunlarının başında
beyin kanaması ve
kalp krizi riski geliyor. Beynin ihtiyaç duyduğu kan miktarından fazla beyne kan pompalanması durumunda damarlarda çatlama ya da yırtılma oluyor ve beyin kanaması meydana geliyor. Tansiyon değeri ne kadar uzun süre yüksek kalırsa vücuda verdiği zarar da aynı oranda büyük oluyor.
Kalp krizi ise yüksek basınçtan kasılan ve genişleyen damarlar, kalbi besleyemiyorlar ve kalp krizi meydana geliyor. Bu durum vücudumuzda yer alan tüm organlar için geçerli. Bir organı besleyen damarlarımızın kasılması, yırtılması veya tıkanması durumunda o organ yeterli oksijen alamayacağı için çok tehlikeli hasarlara sebep olabiliyor.
Hipertansiyon Belirtileri ve Tedavileri
Hipertansiyon genellikle sinsi ilerlediği için belirti verdiğinde tehlikeli duruma gelmiş oluyor. Damarlarımızdaki kan basıncı şayet 180/110 mmHg oranını yani büyük tansiyonumuz 18, küçük tansiyonumuz da 11’i geçerse hipertansiyon tıbben çok tehlikeli duruma gelmiş demektir. Bu oranlarda baş gösteren hipertansiyon genellikle hastalarda baş ağrısına, burun kanamasına, kulak çınlamasına ve nefes darlığına sebep olabiliyor. Bu gibi durumda en hızlı şekilde bir sağlık kuruluşuna gidip doktora gözükmek gerekiyor. Zira tansiyonumuzun 18’e gelmesi veya geçmesi demek, beyin kanaması riskini %90 oranında arttırıyor demek.
Hipertansiyon Tedavisi
Hipertansiyonun günümüzde kesin bir tedavisi yok fakat ilaçlarla olabildiğince önlenebiliyor. Kan basıncını dengeleyebilen bir takım ilaçların yanında halk arasında bilinen dilaltı adı verilen ilaç da oldukça etkili. Dilin altına yerleştirilip emilen bu ilaç, kan basıncı değerlerini dengelemede oldukça başarılı. Ayırca tansiyon oranımızı denge tutmak için yediğimiz içtiğimiz şeylere dikkat etmeli, kendimiz yormadan olabildiğince gün içerisinde hareket yapmalıyız. Yani yaşam tarzımızı değiştirerek daha sağlıklı bir hale getirmeliyiz. Bunların dışında lifli besinlerin, D vitaminin, magnezyumun, kalsiyumun,
omega 3 yağ asitlerinin ve sarımsak gibi gıdaların da hipertansiyona iyi geldiği bilinmekte.
