- Katılım
- 15 May 2025
- Mesajlar
- 2,764
- Tepkime puanı
- 590
- IFGT Puan
- 108
Edirnekâri Sanatı Nedir?

Edirnekâri Sanatı, Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’dan önceki başkenti ve Evliya Çelebi’nin, 1653 senesinde gezmiş olduğu,
Osmanlı şehirlerinin en büyükleri arasında sayarak eserinde 46 sayfalık yer verdiği ve
"etrafında akan üç büyük ırmağın kuşattığı kent" olarak tanımladığı Edirne şehrine has bir sanattır.
XIV-XIX. yüzyıllar arasında Osmanlı ahşap işlerinde kullanılan ve
Edirne’de ortaya çıkan, oradan da Anadolu’ya yayılan bu sanatın kökeni Türk üslubuna, motifleriyle saray nakkaşlığı ve tezhip işçiliğine dayanmaktadır. Edirnekâri, ahşap ve deri üzerine yapılan, bilhassa ahşap üzerine toprak boyama usulüyle meydana getirilen oyma ve boyama eserlerden müteşekkil,
bir grup zanaatkârın emeğiyle vücuda getirilen bir sanattır.
En önemli özelliklerinden biri de doğal malzemelerden yapılmasıdır.

Şu an çok az bir kısmı ayakta kalabilmiş olan ve
Osmanlı’nın Topkapı Sarayı’ndan sonra en büyük ikinci sarayı olan Edirne Sarayı ve Mimar Sinan’ın 80 küsur yaşındayken yaptığı
1568 tarihinde inşasına başladığı ustalık eseri Selimiye Camii, Edirnekâri sanatının en güzide örneklerini barındırır.
İşlendiği eşyaya, mekana bir ruh ve anlam katan Edirnekâri sanatını, en çok Kaşgarlı Mahmut’un eserinde "işlemeli ve süslemeli sandıklar" olarak bahsettiği Türk çeyiz sanıkları üzerinde, bunun haricinde; dolap, yüklük kapakları, çekmeceler, kutular, ayna ve pencerelerin ahşap kenarlıkları ile tavanlarda görmekteyiz.

Edirnekâri Sanatı, Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’dan önceki başkenti ve Evliya Çelebi’nin, 1653 senesinde gezmiş olduğu,
Osmanlı şehirlerinin en büyükleri arasında sayarak eserinde 46 sayfalık yer verdiği ve
"etrafında akan üç büyük ırmağın kuşattığı kent" olarak tanımladığı Edirne şehrine has bir sanattır.
XIV-XIX. yüzyıllar arasında Osmanlı ahşap işlerinde kullanılan ve
Edirne’de ortaya çıkan, oradan da Anadolu’ya yayılan bu sanatın kökeni Türk üslubuna, motifleriyle saray nakkaşlığı ve tezhip işçiliğine dayanmaktadır. Edirnekâri, ahşap ve deri üzerine yapılan, bilhassa ahşap üzerine toprak boyama usulüyle meydana getirilen oyma ve boyama eserlerden müteşekkil,
bir grup zanaatkârın emeğiyle vücuda getirilen bir sanattır.
En önemli özelliklerinden biri de doğal malzemelerden yapılmasıdır.

Şu an çok az bir kısmı ayakta kalabilmiş olan ve
Osmanlı’nın Topkapı Sarayı’ndan sonra en büyük ikinci sarayı olan Edirne Sarayı ve Mimar Sinan’ın 80 küsur yaşındayken yaptığı
1568 tarihinde inşasına başladığı ustalık eseri Selimiye Camii, Edirnekâri sanatının en güzide örneklerini barındırır.
İşlendiği eşyaya, mekana bir ruh ve anlam katan Edirnekâri sanatını, en çok Kaşgarlı Mahmut’un eserinde "işlemeli ve süslemeli sandıklar" olarak bahsettiği Türk çeyiz sanıkları üzerinde, bunun haricinde; dolap, yüklük kapakları, çekmeceler, kutular, ayna ve pencerelerin ahşap kenarlıkları ile tavanlarda görmekteyiz.
(Alıntı)