- Katılım
- 4 Haz 2020
- Mesajlar
- 30,999
İtibar:
Aziz Özenazizozen@hurriyet.com.trOluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2025 07:00Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Türkiye’nin doğurganlık hızı tarihimizde ilk kez 1.48’e gerilemiş durumda. Bu bir felaket. Bu rakam, kritik eşik olan 2.1’in çok altında. 2026-2035 dönemini ‘Aile ve Nüfus 10 Yılı’ ilan ediyoruz” dedi.
Haberin DevamıCUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ev sahipliğinde dün İstanbul’da düzenlenen ‘Uluslararası Aile Forumu’na katıldı. Erdoğan, Türk ve yabancı akademisyenler, STK temsilcileri ve uzmanları ile Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören’in de yer aldığı forumda özetle şunları söyledi:“26 ülkeden aileden sorumlu bakanların iştirak ettiği bu toplantı, devlet olarak aile müessesesine verdiğimiz önemin en somut işaretidir. Dünyada teknoloji öncülüğünde büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Bu değişim dalgasının hızlandırdığı küreselleşme ve modernleşme süreci, temeli aile olan pek çok kurumu da dönüştürüyor. Birileri ısrarla kabul etmek istemese de; ailesinden koparılmış, millet bağı zayıflamış birinin özgür olması da, özgür kalması da mümkün değildir. Dünyanın neresinde olursa olsun, aile kurumunun irtifa kaybetmesiyle birlikte, insanlar popüler kültürün tüketim nesnesi hâline gelmektedir. Haberin DevamıZORBALIĞA DÖNÜŞTÜ İnsan fıtratı, küresel ölçekte organize bir kuşatma altındadır. Adına ‘özgürlük’ denilen; ancak özünde insanın yaratılışına karşı bir inkâr hareketi olan bu ideolojik kuşatma, yalnızca aileyi değil; kadını, çocuğu ve insan onurunu da doğrudan tehdit etmektedir. LGBT adı altında sürdürülen saldırıların, çeşitli gerekçelerle önünü açan ülkelerde ne derece vahim boyutlara ulaştığını ibretle takip ediyoruz. ‘Tercihtir’ denilerek, ‘saygı duyalım’ denilerek meşrulaştırılmaya çalışılan bu sapkınlık, bugün artık haklı hiçbir sese, hiçbir görüşe tahammül edemeyen bir zorbalığa dönüşmüştür. EYVALLAH ETMEYİZAileye savaş açan hiçbir ideolojiye, insanın doğasını inkâr eden hiçbir zorbalığa eyvallah demeyeceğimizi burada özellikle ifade ediyoruz. Şunun da bilinmesini isterim: Her ne kadar ülkemiz içinde bazı muhalefet partileri ve kimi kadın örgütleri tarafından himaye ediliyor olsa da; milli bünyemizi açıkça tehdit eden ‘cinsiyetsizleştirme projeleriyle’ mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. ‘Özgürlük’ ve ‘kişisel tercih’ makyajıyla bu projelerin normalleştirilmesine göz yummayacağız.Haberin DevamıAile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a özel işlemeli kilim hediye takdim edildi.TARİHTE İLK KEZ GERİLEDİ1960’lardan itibaren, dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi, ülkemizde de benzer politikalar uygulanmaya başlanmıştır. Tıbbi zorunluluklar dışında, özünde bir cinayet olan kürtaj, yine aynı çevreler tarafından masumlaştırılmış, zamanla sıradanlaştırılmıştır. Neticede demokratik dengemiz maalesef alt üst olmuştur. Geçtiğimiz aylarda TÜİK’in açıkladığı veriler, ülkemizin karşı karşıya olduğu tehditleri açıkça ortaya koymuştur. Türkiye’nin doğurganlık hızı, tarihinde ilk kez 1.48 seviyesine gerilemiştir. Bu bir felakettir. Bu rakam, nüfus yenilenme eşiği olan 2.1’in çok altındadır. İster iktidarda, ister muhalefette olsun; hiç kimse bu tabloya kayıtsız kalamaz.Haberin DevamıEKONOMİYE BAĞLIYORLARTabii biz bunu dile getirince hemen birileri, özellikle muhalefet çevreleri, bu meseleyi ekonomiye bağlayarak istismar etmeye kalkıyor. Ülkemizde doğum hızının düşmesinin sebebi, asla sadece ekonomide yaşanan dönemsel sorunlar değildir. Tam tersine, kişi başına düşen gelirin bugünkü seviyenin beşte biri olduğu dönemlerde, doğurganlık hızımız yaklaşık iki kat daha fazlaydı. Yıllar içinde refah seviyesi yükseldikçe, birçok sebepten ötürü doğurganlık hızımızda düşüş başladı. Dünyanın pek çok ülkesinde benzer tabloyla karşı karşıyayız.AVRUPA RAKAMLARIBakınız; bugün dünya ülkelerinin yarısından fazlasında doğurganlık hızı, nüfusun kendini yenileme seviyesinin altındadır. Doğurganlık hızı, 1950 yılında 5.0 iken, 2024 yılı itibarıyla 2’nin altına düşmüştür. Avrupa Birliği üye ülkelerinin toplam doğurganlık ortalaması ise sadece 1.38’dir. Malta, kişi başına düşen gelirin 41 bin dolar olmasına rağmen, doğurganlık hızı 1.06’dır. 1.81’lik doğurganlık hızıyla Avrupa’nın en yüksek oranına sahip Bulgaristan’ın kişi başına düşen geliri sadece 16 bin dolardır. Bu tablo, ekonomik zorluklardan ziyade; popüler kültürün konforu, tüketimi ve nefsî hevesleri yücelten telkinlerinin bu krizin en önemli nedeni olduğunu açıkça göstermektedir.”Haberin DevamıDOĞUM YARDIMI 28 MAYIS’TA- ERDOĞAN “En az üç çocuk” çağrısını tekrarlarken şöyle dedi: “2025 itibarıyla, gençlerin evlenmelerini kolaylaştıracak ekonomik ve sosyal destekleri ülke genelinde yaygınlaştırdık. Aile ve Gençlik Fonu’nu ilk etapta deprem bölgemizde, ardından da 81 ilimizde hayata geçirdik. Bu fondan faydalanmak için şu ana kadar yaklaşık 114 bin kardeşimiz müracaat etti. Faydalanmaya hak kazanan çiftlerimizin sayısı ise 41 bine ulaştı. Bu yıl doğacak çocuklar için çocuk sayısına göre artan destek paketleri sunuyoruz. 28 Mayıs’ta doğum yardımı ödemelerini toplu şekilde gerçekleştireceğiz. 163 bin 295 haneye, yaklaşık 1.2 milyar liralık ödeme yapacağız.”
Haberle ilgili daha fazlası:#Cumhurbaşkanı Erdoğan#Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı#Nüfus
Bu Haber Hurriyet.com.tr'den Alıntılanmıştır. Kaynak: Hürriyet - Haber, Son Dakika Haberler, Güncel Gazete Haberleri
Haberin DevamıCUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ev sahipliğinde dün İstanbul’da düzenlenen ‘Uluslararası Aile Forumu’na katıldı. Erdoğan, Türk ve yabancı akademisyenler, STK temsilcileri ve uzmanları ile Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören’in de yer aldığı forumda özetle şunları söyledi:“26 ülkeden aileden sorumlu bakanların iştirak ettiği bu toplantı, devlet olarak aile müessesesine verdiğimiz önemin en somut işaretidir. Dünyada teknoloji öncülüğünde büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Bu değişim dalgasının hızlandırdığı küreselleşme ve modernleşme süreci, temeli aile olan pek çok kurumu da dönüştürüyor. Birileri ısrarla kabul etmek istemese de; ailesinden koparılmış, millet bağı zayıflamış birinin özgür olması da, özgür kalması da mümkün değildir. Dünyanın neresinde olursa olsun, aile kurumunun irtifa kaybetmesiyle birlikte, insanlar popüler kültürün tüketim nesnesi hâline gelmektedir. Haberin DevamıZORBALIĞA DÖNÜŞTÜ İnsan fıtratı, küresel ölçekte organize bir kuşatma altındadır. Adına ‘özgürlük’ denilen; ancak özünde insanın yaratılışına karşı bir inkâr hareketi olan bu ideolojik kuşatma, yalnızca aileyi değil; kadını, çocuğu ve insan onurunu da doğrudan tehdit etmektedir. LGBT adı altında sürdürülen saldırıların, çeşitli gerekçelerle önünü açan ülkelerde ne derece vahim boyutlara ulaştığını ibretle takip ediyoruz. ‘Tercihtir’ denilerek, ‘saygı duyalım’ denilerek meşrulaştırılmaya çalışılan bu sapkınlık, bugün artık haklı hiçbir sese, hiçbir görüşe tahammül edemeyen bir zorbalığa dönüşmüştür. EYVALLAH ETMEYİZAileye savaş açan hiçbir ideolojiye, insanın doğasını inkâr eden hiçbir zorbalığa eyvallah demeyeceğimizi burada özellikle ifade ediyoruz. Şunun da bilinmesini isterim: Her ne kadar ülkemiz içinde bazı muhalefet partileri ve kimi kadın örgütleri tarafından himaye ediliyor olsa da; milli bünyemizi açıkça tehdit eden ‘cinsiyetsizleştirme projeleriyle’ mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. ‘Özgürlük’ ve ‘kişisel tercih’ makyajıyla bu projelerin normalleştirilmesine göz yummayacağız.Haberin DevamıAile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a özel işlemeli kilim hediye takdim edildi.TARİHTE İLK KEZ GERİLEDİ1960’lardan itibaren, dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi, ülkemizde de benzer politikalar uygulanmaya başlanmıştır. Tıbbi zorunluluklar dışında, özünde bir cinayet olan kürtaj, yine aynı çevreler tarafından masumlaştırılmış, zamanla sıradanlaştırılmıştır. Neticede demokratik dengemiz maalesef alt üst olmuştur. Geçtiğimiz aylarda TÜİK’in açıkladığı veriler, ülkemizin karşı karşıya olduğu tehditleri açıkça ortaya koymuştur. Türkiye’nin doğurganlık hızı, tarihinde ilk kez 1.48 seviyesine gerilemiştir. Bu bir felakettir. Bu rakam, nüfus yenilenme eşiği olan 2.1’in çok altındadır. İster iktidarda, ister muhalefette olsun; hiç kimse bu tabloya kayıtsız kalamaz.Haberin DevamıEKONOMİYE BAĞLIYORLARTabii biz bunu dile getirince hemen birileri, özellikle muhalefet çevreleri, bu meseleyi ekonomiye bağlayarak istismar etmeye kalkıyor. Ülkemizde doğum hızının düşmesinin sebebi, asla sadece ekonomide yaşanan dönemsel sorunlar değildir. Tam tersine, kişi başına düşen gelirin bugünkü seviyenin beşte biri olduğu dönemlerde, doğurganlık hızımız yaklaşık iki kat daha fazlaydı. Yıllar içinde refah seviyesi yükseldikçe, birçok sebepten ötürü doğurganlık hızımızda düşüş başladı. Dünyanın pek çok ülkesinde benzer tabloyla karşı karşıyayız.AVRUPA RAKAMLARIBakınız; bugün dünya ülkelerinin yarısından fazlasında doğurganlık hızı, nüfusun kendini yenileme seviyesinin altındadır. Doğurganlık hızı, 1950 yılında 5.0 iken, 2024 yılı itibarıyla 2’nin altına düşmüştür. Avrupa Birliği üye ülkelerinin toplam doğurganlık ortalaması ise sadece 1.38’dir. Malta, kişi başına düşen gelirin 41 bin dolar olmasına rağmen, doğurganlık hızı 1.06’dır. 1.81’lik doğurganlık hızıyla Avrupa’nın en yüksek oranına sahip Bulgaristan’ın kişi başına düşen geliri sadece 16 bin dolardır. Bu tablo, ekonomik zorluklardan ziyade; popüler kültürün konforu, tüketimi ve nefsî hevesleri yücelten telkinlerinin bu krizin en önemli nedeni olduğunu açıkça göstermektedir.”Haberin DevamıDOĞUM YARDIMI 28 MAYIS’TA- ERDOĞAN “En az üç çocuk” çağrısını tekrarlarken şöyle dedi: “2025 itibarıyla, gençlerin evlenmelerini kolaylaştıracak ekonomik ve sosyal destekleri ülke genelinde yaygınlaştırdık. Aile ve Gençlik Fonu’nu ilk etapta deprem bölgemizde, ardından da 81 ilimizde hayata geçirdik. Bu fondan faydalanmak için şu ana kadar yaklaşık 114 bin kardeşimiz müracaat etti. Faydalanmaya hak kazanan çiftlerimizin sayısı ise 41 bine ulaştı. Bu yıl doğacak çocuklar için çocuk sayısına göre artan destek paketleri sunuyoruz. 28 Mayıs’ta doğum yardımı ödemelerini toplu şekilde gerçekleştireceğiz. 163 bin 295 haneye, yaklaşık 1.2 milyar liralık ödeme yapacağız.”
Haberle ilgili daha fazlası:#Cumhurbaşkanı Erdoğan#Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı#Nüfus



Bu Haber Hurriyet.com.tr'den Alıntılanmıştır. Kaynak: Hürriyet - Haber, Son Dakika Haberler, Güncel Gazete Haberleri