• Türkiye'nin Güncel IRC Forum Sitesi
    IRCForumlari.Gen.Tr IRC Forum sitesine katılım zahmetsiz ve ücretsizdir.
    Konu içeriğini görebilmek için lütfen üye olun. Aksi taktirde içeriği göremezsiniz.

Biyografi Filozof; Lucius Annaeus Seneca

[IF] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe kategorisinde Nvn tarafından oluşturulan Filozof; Lucius Annaeus Seneca başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 16 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe
Konu Başlığı Filozof; Lucius Annaeus Seneca
Konbuyu başlatan Nvn
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Nvn
Lucius Annaeus Seneca'nın Felsefesi
seneca.png
Lucius Annaeus Seneca kısaca (Seneca) olarak bilinen ünlü filozof, M.Ö. 5 ve M.S. 65 yılları arasında yaşamış olan ünlü Romalı düşünürdür. Seneca İspanya’nın Cordoba (Kurtuba) kentinde doğmuş, Roma’da ise ölmüştür.
Stoacı ahlak görüşüyle tanınan Seneca, ahlakının temeline doğaya uygun yaşama ilkesiyle, bir bilge idealini yerleştirmiştir.

Zamanın toplumunu vahşi hayvanlar topluluğu olarak gören Seneca, bilge kişisini, kendi kendine yeten, hazza olduğu kadar eleme karşı da duygusuz, korku bilmez, evrenin gerçek efendisi, erdemi özgür iradesinin sonucu olan ve ölümden korkmayan kişi olarak tanımlamıştır.
Başka bir deyiş ile, her ne kadar Stoacı maddeciliği benimsemiş olsa da Tanrı’nın aşkın olduğunu öne süren Seneca, pratik felsefeyi öne çıkarmış ve gerçek erdemle değerin, dışarıda değil de insanın içinde olduğunu belirtmiştir. Ona göre, harici iyiler ve zenginlikler, insana asla mutluluk sağlamazlar.



YNS0003382_The-Death-of-Seneca.jpg
Seneca, Marcus Annaeus Seneca adlı varlıklı bir kişinin oğluydu.
Gençliğinde Roma’ya giderek dönemin ünlü düşünürleri olarak bilinen, Stoacı Attalus, Pythagorasçı Fabianus ve Sotion’dan Felsefe ve retorik dersleri alarak, bir süre avukat olarak çalıştı, Quaestor oldu, senato üyeliğine seçildi, derin bilgisi, etkili konuşmaları nedeniyle büyük bir ün'e kavuştu.
Claudius’un eşi Messalina’nın kıskançlığını üzerine çekince 41’de Korsika’ya sürgün edildi. 49’da Agrippa’nın aracılığıyla sürgünden Roma’ya dönerek Neron’u eğitmekle görevlendirildi. Neron imparator olunca Seneca’yı da 57’de konsül olarak seçti.

Seneca 62’de saraydan ayrılarak içine kapalı bir yaşam sürmeye başladı. Neron, onu kendisine karşı gizli ayaklanma düzenleyenlerle işbirliği içinde olmakla suçladı ve kendi kendini öldürmesini buyurdu. Seneca bu buyruğa uyarak damarlarını kesti ve kanının akışına bakarak öldü.



image-13-1024x609.png
Şiir, tiyatro, mektup vb. değişik yapıtlar ortaya koyan Seneca, felsefe tarihinde, Roma Stoası ya da YeniStoa denen öğretinin üç kurucusundan ilki olarak değerlendirilmektedir. Ondan sonra Epiktetos ve Marcus Aurelius gibi filozofların geliştirdikleri bu öğreti insanın bir istenç varlığı olduğu görüşüne dayanır.

Seneca’nın başlıca özelliği de düşüncelerinin us ilkelerine ve istence dayanmasına karşın, yer yer derin duygusallıkla kaynaşmasıdır olmuştur.
Bu tutumundan dolayı da kimi felsefe tarihçileri, onu kendi kendisiyle çelişki içinde bulunmakla suçlamıştır. Seneca için insanın başlıca davranış ilkesi istençtir, ancak insanın bir de duygu yanı vardır, onu da istencin ışığında görmek gerekir.

Doğa olaylarının açıklanışında Aristoteles’in geliştirdiği ve az çok gözleme dayanan yöntemi benimseyen Seneca birtakım gizli güçlerin varlığına da inanmaktadır. Ona göre doğa olaylarının nedenleri doğaldır, fakat bunların birer “belirti” olabileceği de gözden uzak tutulmamalıdır.
Bu da bütün doğal nedenlerin Tanrı’dan kaynaklanması sonucudur. Ancak Tanrı’ya bağlanan nedenler tikel değil tümeldir.
Söz gelişi kuşa uçma, balığa yüzme yeteneği veren Tanrı’dır. Oysa kuşun kanadını çırpması, balığın yüzgeçlerini oynatması gibi tikel olgular tanrısal varlıkla ilgili değildir. Çünkü Tanrı bütün evreni, bütün varlık türlerini kapsayan evrensel bir “doğa yasası“dır, her nesne, her oluş bu yasaya dayanır.

Tanrı’yla ilgili bütün kişisel işlemler, bu doğa yasası gereği bir yazgıya bağlıdır. İnsanın dine bağlılığını göstermek için “kurban” keserek kan dökmesi gereksizdir. Dine bağlılığın temeli kan dökmek değil sevgidir. Bu sevgi doğaya egemen olan tanrısal yasayı kavramayı, bütün olayların arkasında tanrısal erkin bulunduğunu görmeyi sağlar.
Felsefenin mantık, ahlak ve fizik olmak üzere üçe ayrılması gereğini savunan Seneca, genellikle yaşamı kurumsal görüşlere değil yönlendirici bir yönteme bağlamaktadır. Mantığı da usa dayalı bir felsefe olarak niteler. Ona göre filozofun görevi insanları yetiştirmek, düşkünlükten, sıkıntıdan kurtarmak için eğitmek demektir.
Seneca’ya göre tin, kimi bilgelerin sandıkları gibi tinsel ve soyut bir varlık değil “çok ince öğelerden kurulmuş bir nesnedir.” Ölüm bir yokluk değil, başka nitelikler taşıyan bir yaşama dönüştür, ölümsüzlüğe kavuşmak demektir. Çünkü insanda tanrısal bir töz vardır, ölen onun görüntüsüdür. Bu nedenle insan, yaşama “ara veren”, başka bir varlık ortamına geçiş olan ölüm karşısında sarsılmamalıdır. Gövdenin dağılması tinin ölümsüz kaynağına dönerek yaşamını sürdürmesini sağlar.
Seneca’ya göre, ahlak soyut bir bilgi dalı değil yaşamın içindedir, insan davranışlarının, eylemlerinin kaynağıdır.
Kişiye nasıl davranacağını, ne gibi bir yöntem benimseyeceğini gösteren doğadır, bu nedenle ahlaklı yaşamak doğayı izlemektir (naturam sequi). Bunu da ancak erdemle donatılmış bilge kişi başarabilir. Çünkü bilgenin erdemi, özgür istencidir. Toplum yaşamı da bilgece bir anlayış, erdeme göre düzenlenmelidir.



(Alıntı)
 
Geri
Üst Alt