Sedh
IFGT Süper Moderatör
- Katılım
- 4 Haz 2020
- Mesajlar
- 32,158
- Tepkime puanı
- 10
- IFGT Puan
- 38
AAOluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2025 17:51Yolsuzluk soruşturmasında tutuklanmasının ardından belediye başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ "casusluk" suçundan tutuklandı. Tutuklama istemiyle sevk eden savcılığın sevk yazısında "Ekrem İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütünün amacının Cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturma amacıyla gerçekleşen yolsuzluk eylemlerinin yanında uluslararası desteği sağlamak için casusluk eylemlerini de gerçekleştirdikleri, şüpheliler Özkan ve İmamoğlu'nun başta İBB'ye ait kurumsal hesaplar olmak üzere çok sayıda seçmenin sosyal medyasına ve iç yazışmalarına erişmek suretiyle 2019 seçimlerinde avantaj sağlamaya çalıştıkları, bu kapsamda askeri ve siyasal casusluk suçundan tutuklu Ekrem İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi Hüseyin Gün ile birlikte hareket ettikleri tespit edilmiştir" ifadelerine yer verildi.
Haberin Devamıİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ile Necati Özkan, Merdan Yanardağ ve Melih Geçek hakkında "casusluk" suçundan başlatılan soruşturma sürüyor.Soruşturma kapsamında İmamoğlu, Özkan, Yanardağ, Geçek ile Hüseyin Gün'ün savcılıktaki ifadeleri tamamlandı.İMAMOĞLU, ÖZKAN VE YANARDAĞ TUTUKLANDIŞüpheliler İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ, üzerlerine atılı "siyasal casusluk" suçundan tutuklanmaları talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi.Ekrem İmamoğlu, Merdan Yanardağ ve Necati Özkan hakkında tutuklama kararı verildi.HÜSEYİN GÜN AYRINTILI İFADE VERDİHüseyin Gün'ün etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle Ekrem İmamoğlu'nun elebaşı olduğu iddia edilen suç örgütü ve casusluk bağlantıları hakkında emniyette ve savcılıkta ayrıntılı ifade verdiği öğrenildi.Haberin DevamıGün ve soruşturma kapsamında ifade veren Melih Geçek, başka suçtan tutuklu olmalarından dolayı bulundukları cezaevine gönderildi.Gözden KaçmasınEkrem İmamoğlu "Casusluk" soruşturmasında ifade veriyor!Haberi görüntüleİMAMOĞLU, ÖZKAN VE YANARDAĞ HAKKINDAKİ HAKİMLİĞİN KARAR YAZISINA ULAŞILDISulh ceza hakimliği karar yazısında, Ekrem İmamoğlu'nun elebaşı olduğu iddia edilen çıkar amaçlı suç örgütünün amacının Cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturma amacıyla gerçekleşen yolsuzluk eylemlerinin yanında uluslararası desteği sağlamak için casusluk eylemlerini de gerçekleştirdikleri belirtildi.Şüpheliler Özkan ve İmamoğlu'nun başta İBB'ye ait kurumsal hesaplar olmak üzere çok sayıda seçmenin sosyal medyasına ve iç yazışmalarına erişmek yöntemiyle 2019 seçimlerinde avantaj sağlamaya çalıştıkları kaydedilen yazıda, şüphelilerin askeri ve siyasal casusluk suçundan örgüt yöneticisi Gün ile birlikte hareket ettikleri, özellikle İmamoğlu'nun bilgisi ve talimatı ile Özkan'ın çok sayıda belediyeye ait veriyi Ostin isimli internet ortamına aktardığı ve şüpheli Gün vasıtasıyla yabancı istihbarat servislerinin de desteğini alarak önde olmak maksadıyla analiz ve raporlama işlemlerini gerçekleştirdikleri vurgulandı.Yazıda, bu hususların etkin pişmanlık ifadesi veren Gün'ün beyanlarıyla da doğrulandığı, özellikle şüpheli Gün'ün raporlama sürecinde istihbarat servislerinden destek aldığı, dolayısıyla belirli bir hiyerarşi içerisinde iştirak halinde casusluk faaliyetlerinde bulunduklarının anlaşıldığı belirtildi.Haberin DevamıŞüpheli Yanardağ'ın ise Gün'ün talimat ve yönlendirmeleriyle genel yayın yönetmeni olduğu, TELE1 kanalını araç olarak kullanmak suretiyle casusluk faaliyetlerinin basın ayağını oluşturduğu anlatılan yazıda, Gün'ün talimatlarıyla yapılan analiz ve raporlamalar neticesinde yaptığı yayınlar ile algı oluşturmaya çalıştığı ifade edildi.Yazıda, Yanardağ'ın bu eylemleri karşılığında düzenli olarak elden maddi menfaat temin ettiği, bu hususun tanık beyanı ile doğrulandığı dikkate alındığında somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, tutuklama sebebinin var kabul edilebileceği, atılı suç için kanunda öngörülen ceza miktarı ile suçun konusu ve ağırlığı dikkate alındığında, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı ve tutuklamanın ölçülü olacağı kanaatine varıldığı ve şüphelilerin ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verildiği aktarıldı.Haberin DevamıSEVK YAZILARI ORTAYA ÇIKTISoruşturma kapsamında savcılığın sulh ceza hakimliğine tutuklama talebiyle gönderdiği sevk yazısında, 112 Acil Çağrı Merkezince yönlendirilen Ü.D.A'nın ihbarının içeriğinde, şüpheli Hüseyin Gün'ün İsrail, İngiltere ve ABD lehine ajanlık faaliyetlerinde bulunduğunu, görüşmelerini gizliliğe riayet etmek amacıyla kriptolu telefonlar üzerinden gerçekleştirdiğini söylediği ifade edildi.Gün'ün farklı ülkelerde gerçekleşen iç karışıklıkları finanse ettiğini ve yine Türkiye'de gerçekleştirilen seçimlerde hükümet aleyhine propaganda gerçekleştirmeleri için kişi veya kişilerin finanse edilmesinde aktif rol aldığını beyan eden Ü.D.A'nın, ifade için davet edilmesi üzerine Gün'e ait dijital materyalleri (kriptolu telefon ve el yazısı doküman) incelenmek üzere teslim ettiği ve soruşturma başlatıldığı kaydedildi.Haberin DevamıYazıda, Gün hakkındaki MASAK incelemesinde, halihazırda herhangi ticari işletmesi bulunmamasına rağmen yüklü miktarda yurt içi ve dışı para transferlerinin olduğu, hesaplarında 85 milyon lira tutarındaki paranın nakit olarak çekiminin gerçekleştirildiği ve bu tutarın kullanımına ilişkin herhangi bir alım-satım kaydına rastlanılmadığı anlatıldı.El yazısı defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde ise şüpheli Hüseyin Gün'e ait olduğu değerlendirilen belgeler içerisinde farklı ülkelerde gerçekleşen darbe girişimi, iç karışıklık olaylarıyla alakalı hususlardan bahsedildiğinin görüldüğü yazıda belirtildi.Yazıda, Gün'ün Türkiye geneli görüşmüş olduğu kişi veya kurumları günlük olarak not aldığı, İngiltere lehine faaliyet gösterdiği değerlendirilen istihbarat elemanları ya da İngiltere'de siyasi faaliyetlerde bulunan kişilere Türkiye ile ilgili konularda bilgi aktarımında bulunduğu ifade edildi.Haberin DevamıGün'ün iş insanı kisvesi altında, istihbarat servisi elemanı olarak faaliyetlerde bulunduğunu anlaşıldığı belirtilen yazıda, iltisaklı kurumlardan gelen araştırmalar neticesinde Ekrem İmamoğlu'nun elebaşı olduğu iddia edilen çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi şüpheli Gün'ün Bylock benzeri kripto program olan ve farklı suç örgütlerince kullanılan "Wickr" isimli haberleşme programını kullandığı anlatıldı.Yazıda, soruşturmanın şüphelileri İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ hakkındaki tespitlere yer verildi.ŞÜPHELİ NECATİ ÖZKAN HAKKINDAKİ TESPİTLERŞüpheli Hüseyin Gün'e ait telefonun notlar kısmında "Wickr Jupiter1881 sehergul1950" şeklinde kayıtlı bir notun olduğu, aynı bölümün farklı not içeriğinde "Bluestar81 Necati W Handle" ibarelerinin bulunduğu farklı bir notun da kayıtlı olduğu yazıda kaydedildi.Not içerisinde geçen "handle" kelimesinin yapılan açık kaynak araştırmasında sosyal medya tabiri ile kullanıcı adı-adım anlamına geldiği, dolayısıyla not içerisinde belirtilen "Bluestar81 Necati W Handle" ibarelerinin Necati isimli kişi tarafından kullanılan "Bluestar81" rumuzlu hesap olduğunun anlaşıldığı ifade edilen yazıda, "Bluestar81" rumuzlu kişinin Necati Özkan olduğunun tespit edildiği belirtildi.Yazıda, şüpheliler Gün ile Özkan arasındaki mesajlaşma içeriklerinin yapılan açık kaynak araştırmasında "Wickr" olarak bilinen uygulama üzerinden gerçekleştirilen görüşmeler olduğunun belirlendiği aktarıldı.Görüşme içeriklerinde "dijital istihbarat toplama, İmamoğlu için gerçekleştirilen çalışmalarda dikkat edilmesi gereken hususlar, 70 bin gönüllünün acil aktive edilmesi gerektiği, Murat Ongun'un cep telefonu uzaktan erişimli dinlemeye izin verebilecek casus yazılım ile enfekte olduğu, bu nedenle Murat’ın Ekrem Bey ile yapılacak hassas özel kampanya toplantılarına telefonunu götürmemesinin çok önemli olduğu" hususlarının ve konularının belirtildiğinin tespit edildiğine yazıda dikkat çekildi.Ekrem İmamoğlu hakkında yapılan araştırmalarda ise Hüseyin Gün'ün dijital materyallerinde bulunan ve İBB veri tabanına ait olduğu tespit edilen veriler üzerinden çok sayıda vatandaşın kişisel bilgilerine erişim sağladığı, söz konusu verilerinin temininin dolaylı olarak Necati Özkan tarafından sağlandığı ifade edildi.Şüpheli Hüseyin Gün'ün beyanında da yer aldığı üzere, şüpheli Necati Özkan'ın internet aleminin yer altı olarak nitelendirilen dijital ortama, başta "ibb.gov.tr" olmak üzere belediyeye ait çok sayıda mail adresinin ve şifresinin şüphelinin talimatı ile aktarıldığı yazıda yer aldı.İBB'YE AİT MAİL İÇERİKLERİ VE DATALARIN İSTİHBARAT SERVİSLERİ TARAFINDAN ELE GEÇİRİLDİĞİ İDDİASIYazıda, şüpheli Gün tarafından mail adresi ve şifrelerle belediyenin gizlilik ihtiva eden belge ve iç yazışmaları başta olmak üzere mail içeriklerindeki datalara erişildiği, bu datalar ile analiz çalışmalarının gerçekleştirildiği kaydedildi.İşin analiz kısmının şüpheli Gün'ün ortağı olan Aaron Bar'ın gerçekleştirdiği, bu kişinin de ABD istihbarat servisinin dijital projeler kordinatörü olduğu, dolayısıyla İBB'ye ait mail içerikleri ve dataların istihbarat servisleri tarafından ele geçirildiği ve bu datalarla algı oluşturmak suretiyle seçimin şüpheli Ekrem İmamoğlu lehine manipüle edildiği yazıda anlatıldı.Yazıda, yine Aaron Bar tarafından geliştirilen ve istihbarat servislerince de kullanılan "PQ" isimli yazılım ile seçmenlerin sosyal medya paylaşımlarını ve özel mesajlaşmalarına ulaşıldığı, bunun şüpheli İmamoğlu'nun talimatıyla gerçekleştirildiği, 19 Nisan 2019 tarihli Teftiş Kurulu Başkanlığına şüpheli Ekrem İmamoğlu imzası ile gönderilen yazıda dışarıdan belirlenecek 3 uzman ve 2 belediye müfettişine tüm datalara erişme, inceleme yapma ve kopyalama yetkisinin verildiği vurgulandı.Bu hususun özellikle seçim çalışmalarında yabancı istihbarat servislerine data sağlamak maksadıyla gerçekleştiği, bahse konu veriler üzerinden gerçekleştirilen analiz işlemlerinin yabancı istihbarat servisleri güdümünde gerçekleştirildiği, analiz işlemlerinin yapılmasında kişiler arasındaki gizli/özel verilere erişim sağlandığı yazıda ifade edildi.Yazıda, istihbarat servisi elemanlarından elden edilen verilerin hiyerarşik silsile içerisinde Hüseyin Gün, Necati Özkan ve Ekrem İmamoğlu arasında aktarımının sağlandığı, geçmiş dönemde kamuoyuna yansıyan "İBB 2019 Veri Kopyalama" sürecinin gündemden kaldırılması amacıyla yabancı istihbarat servisi elemanı Aaron Bar, Özkan ve Gün'ün müşterek hareket ederek algı faaliyetlerinde bulundukları kaydedildi.Şüphelilerin bu çalışmayı İmamoğlu'nun talimatıyla gerçekleştirdiklerine yazıda dikkat çekildi."'İSTANBUL SENİN' İSİMLİ PROGRAM İLE AYNI USULLE VERİ SIZDIRILDI"Yazıda, söz konusu "2019 Veri Kopyalama" süreci ile alakalı oluşan gündemin, İmamoğlu'nun veri kopyalama izin yazısı doğrultusunda oluştuğu, bu bahisle bahse konu eylemde de İmamoğlu'nun iştirakinin bulunduğu, vatandaşların kişisel verileri üzerinden gayri-resmi gerçekleştirilen seçim propagandası sonucu İmamoğlu'nun menfaat sağladığı, gerçekleştirilen eylemlerden İmamoğlu'nun bilgisinin ve dahilinin bulunduğuna dair şüpheli Gün'ün ifadesinin bulunduğu anlatıldı."Wickr" isimli kripto programın içeriğinde şüpheliden "Mayor" olarak bahsedildiği, bu durumun etkin pişmanlık kapsamında beyanda bulunan Gün tarafından da doğrulandığı, farklı bir soruşturmada tespiti yapıldığı üzere benzer bir data sızması durumunun İBB tarafından oluşturulan "İstanbul Senin" isimli programda da söz konusu olduğu ve aynı usulle veri sızdırıldığı yazıda ifade edildi.Yazıda, "Seçim süreci sonrası Hüseyin Gün isimli şüphelinin Ekrem İmamoğlu'nu makam odasında çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu, mevcut deliller ve itirafçı beyanı ele alındığında şüpheli Ekrem İmamoğlu isimli şahsın hiyerarşi silsilesi içerisinde vatandaşların kişisel bilgilerini mevcut nüfuzun kullanılması suretiyle ele geçirilerek yabancı istihbarat servisi elemanlarına aktarıldığı, takibi süreçte siyasi maksatlı menfaat edinme gayesinde bulunduğu ve bu iştirakin Necati Özkan ve Hüseyin Gün isimli şahıslar ile birlikte gerçekleştirildiği anlaşılmıştır." ifadesi kullanıldı.Yazıda, "Tüm bu gerekçelerle Ekrem İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütünün amacının Cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturma amacıyla gerçekleşen yolsuzluk eylemlerinin yanında uluslararası desteği sağlamak için casusluk eylemlerini de gerçekleştirdikleri, şüpheliler Özkan ve İmamoğlu'nun başta İBB'ye ait kurumsal hesaplar olmak üzere çok sayıda seçmenin sosyal medyasına ve iç yazışmalarına erişmek suretiyle 2019 seçimlerinde avantaj sağlamaya çalıştıkları, bu kapsamda askeri ve siyasal casusluk suçundan tutuklu Ekrem İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi Hüseyin Gün ile birlikte hareket ettikleri, özellikle şüpheli İmamoğlu'nun bilgisi ve talimatı ile Necati Özkan isimli şahsın çok sayıda belediyeye ait veriyi Ostin isimli internet ortamına aktardığı ve şüpheli Hüseyin Gün vasıtasıyla yabancı istihbarat servislerinin de desteğini alarak bir adım önde olmak maksadıyla analiz ve raporlama işlemlerini gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir."ŞÜPHELİ YANARDAĞ'IN CASUSLUK FAALİYETLERİNİN BASIN AYAĞINI OLUŞTURDUĞU İDDİASIBu hususların Gün'ün beyanları ile de doğrulandığı, şüpheli Gün'ün raporlama sürecinde istihbarat servislerinden destek aldığı, dolayısıyla şüphelilerin belirli bir hiyerarşi içerisinde iştirak halinde casusluk faaliyetinde bulundukları ifade edilen yazıda, şüpheli Yanardağ'ın ise şüpheli Gün'ün talimat ve yönlendirmeleriyle genel yayın yönetmeni olduğu TELE1 kanalı araç olarak kullanmak suretiyle casusluk faaliyetlerinin basın ayağını oluşturduğu anlatıldı.Yazıda, Yanardağ'ın, şüpheli Gün'ün talimatlarıyla yapılan analizler ve raporlamalar neticesinde yaptığı yayınlar vasıtasıyla algı oluşturmaya çalıştığı ve bu eylemlerin karşılığında da düzenli olarak gizliliğe riayet edilmek maksadıyla elden maddi menfaat temin ettiği, bu konunun da tanık beyanı ile doğrulandığı ifade edildi.Şüphelilerin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunduğu yazıda kaydedildi.HÜSEYİN GÜN'ÜN İFADESİ Özkan'ın, İmamoğlu'nun hem siyasi danışmanı hem de seçim kampanyasının menajeri olduğunu belirten Gün, ifadesinde şunları kaydetti: "Benim 'Piiq' isimli firmam vardı. Darren, Aaron ve Ed isimli ortaklarım vardı. Aaron isimli şahıs eski istihbarat servisi çalışanıdır. Şirketteki tüm analiz işlemlerini teknik ekip ile birlikte Aaron yapardı. Osint (açık kaynak istihbaratı) programı vardır, bu program şemsiye programıdır. Bu şemsiyenin altında 'darkweb' gibi internette hassas bilgiye ulaşabileceğiniz bilgiler vardır. Bu internetin yer altıdır. Necati Özkan bana Osint'e bir bakmamı istedi. Osint'te yaptığımız araştırmada İBB'ye ait çok sayıda kurumsal mail ve şifreler vardı. Bu mail ve şifrelerle belediyenin en derinlerindeki bilgiye ulaşabilme kabiliyeti veriyordu. Burada belediye içi yazışmalar ve bilgi akışı görülebiliyordu ancak sadece bilgi temini vardı, herhangi bir müdahale yapılamıyordu. Necati Özkan da bu Osint alemine hakimdi. Ben de zaten ofisindeyken genel bir bilgilendirme yapmıştım. Dolayısıyla Necati Özkan oradaki verilerin neye mal olabileceğini bilebilecek durumdaydı." "ELİMİZDEKİ YAZILIMLA SOSYAL MEDYA HESAPLARI ÜZERİNDEN İÇ YAZIŞMALARI GÖRÜP ALGI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORDUK" Şüpheli Gün, Osint programında yaptıkları kontrollerde ilk gördükleri datadan daha fazlasının olduğunu gördüklerini aktararak, şöyle devam etti: "Beni Osint'e yönlendirilen Necati Özkan'dır. Zaten bir kez girdiğiniz zaman sonradan gelen bilgilere de sahip oluyorsunuz. Osint'teki veriler ya hacklenme yoluyla ya da birinin oraya yüklemesiyle orada olur. Bu sahip olduğumuz imkanın sadece yüzde 10'udur. Biz ayrıca elimizdeki yazılımla sosyal medya hesapları üzerinden iç yazışmaları görüp buna göre algı oluşturmaya çalışıyorduk. Bu yaptığımız analizleri de ben Necati Özkan ile paylaşıyordum. Bizim şirket olarak sahip olduğumuz çok geniş yetkileri olan yazılımın mucidi Amerikan İstihbarat Servisi'nde kapalı operasyon direktörüydü. Bu programın adı 'Pq'dur. Bu kişi benim ortağım olan Aaron'du. Aaron zaten istihbarattan emeklidir. Ben yaptığım analizleri Necati Özkan'a verirdim. Bunları başkana iletmesini söylerdim, o da başkana iletirdi. Başkan olarak kastedilen kişi Ekrem İmamoğlu'dur. Yazışmada 'Mayor' olarak geçen kişi de Ekrem İmamoğlu'dur. Bunun anlamı başkan demektir. Cris isimli şahsı 2016 yılından beri İngiltere'den tanırım." "YANARDAĞ'IN, KEMAL KILIÇDAROĞLU İLE RÖPORTAJ YAPTIĞI YAYINDA SORULMASINI TARİF ETTİĞİM SORULARI İLETTİM" Cris isimli kişinin de eski istihbaratçı olduğunu, 2019 seçiminden sonra tarihini hatırlamadığı bir toplantıda, "İstanbul Senin" isimli projenin tanıtımını yaptıklarını belirten şüpheli Gün, o dönem bu isimle bir uygulama olmadığını, Melih Geçek'i 'IT' konusunda en yetkili kişilerden biri olarak bildiğini, söz konusu toplantıda da Geçek'in "özel sektörde IT" olarak tanıtıldığını, Geçek'in o dönem belediyede yetkili olmadığını ancak yakın zamanda ise belediyede işe başlayacağının söylendiğini dile getirdi. Merdan Yanardağ ile de manevi annesi aracılığıyla tanıştığını, dönem dönem kendisinin kanalına destek olmak amacıyla elden cüzi miktarlarda para verdiğini belirten Gün, "Merdan Yanardağ'ın, Kemal Kılıçdaroğlu ile röportaj yaptığı yayında sorulmasını tarif ettiğim soruları ilettim ve aynı olmasa da benzer nitelikte sorular soruldu. Ama benimkisi tamamen tavsiyeydi." diye konuştu. "NECATİ ÖZKAN, İMAMOĞLU'NUN BİLGİSİ DAHİLİNDE BİZİMLE ÇALIŞTI" Zanlı Gün, ifadesini şu sözlerle tamamladı: "Genel olarak 2019 seçimlerinde yukarıda bahsettiğim gibi analiz ve raporlamalar yaparak İmamoğlu'nun seçim kampanyasına destek oldum. İrtibatım Necati Özkan'laydı. Necati Özkan da Ekrem İmamoğlu'nun bilgisi dahilinde bizimle çalıştı. Yönlendirmelerimiz de büyük oranda buydu. Bazen de uymadığı noktalarda serzenişlerimiz oldu. Seçim sonrasında da manevi annem ile birlikte çalışma ofisinde Saraçhanede belediye binasında tebrik ettik. O da bize yardımlarımız için teşekkür etti. Dolayısıyla teşekkür etmesinden de anlaşılacağı üzere tüm faaliyetlerimizden haberdardı. Ekleyecek başkaca bir hususum yoktur. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum."İSTELKOM GENEL MÜDÜRÜ MELİH GEÇEK'İN SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTIİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanarak İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra, Necati Özkan, Merdan Yanardağ ve Melih Geçek’in de ifadeleri alınmaya başlandı. Melih Geçek'in soruşturma kapsamında verdiği savcılık ifadesi ortaya çıktı.Geçek savcılıktaki ifadesinde, "Ben 31 Mart 2019'da yapılan İstanbul yerel seçimlerinden sonra Ekrem imamoğlu’nun mazbata alması akabinde 19 gün başkan danışmanı olarak görev yaptım. Daha sonra seçimler iptal edilince görevim sona erdi. Yenilenen seçimden sonra Temmuz 2019’da İSBAK isimli belediye iştiraki olan kurumda genel müdür danışmanı olarak göreve başladım. 2024 yılı Ekim ayına kadar bu görevime devam ettim. Daha sonra İSTTELKOM isimli belediye iştiraki olan şirkete genel müdür olarak atandım ve halen orada genel müdür olarak görev yapmaktayım. İSBAK’taki görevim sırasında Hüseyin Gün isimli şahsı tanımadım. Merdan Dinçer aracılığıyla tanıdım. Merdan Dinçer ise Beylikdüzü CHP ilçe başkanlığında görev yapmaktaydı. Necat Özkan'ı tanımıyorum. Ekrem İmamoğlu’nun 2019 yılı seçim kampanyasında görev almadım. Benim Beylikdüzü CHP ilçe başkanlığında görevim yoktur" dedi.‘TOPLANTININ DETAYLARINI HATIRLAMIYORUM’Geçek'in dahil olduğu toplantı içeriği ile ilgili soruya ise "Bahsettiğiniz toplantının içeriğini ve kimlerin katıldığını şu anda hatırlamıyorum. Çünkü üzerinden 6 yıl geçmiştir. Ancak ben de zaman zaman farklı kurumlardaki arkadaşlarımızla bir araya gelip sohbet ettiğimiz toplantılara katıldım. İçeriği genelde sosyal projeler üzerine oluyordu. Bu sebeple Hüseyin Gün'ün bahsettiği toplantıya katılmış olabilirim. Ancak altı yıl geçtiği için birebir bu toplantıyı hatırlamam normaldir. Bahsetmiş olduğunuz ek hizmet binasında İBB genel sekreter yardımcısı Şengül Altan Arslan çalışmaktadır. Bana okumuş olduğunuz toplantı katılımcıları arasında kendisinin de olduğu söylenmektedir. Kendisi bizlere göre çok daha üst pozisyondadır. Kendisinin bizleri toplantıya davet etmesi durumunda bizlerin de katılması olağandır. Hüseyin ve Necati arasındaki yazışmalardan anlaşıldığı kadarıyla toplantı Şengül’ün makamında yapılmıştır. Ben de yukarıda benzer şekilde beyanda bulunmuştum. Yavuz Saltık, Şengül Hanım'ın daire başkanıdır. Şengül ondan daha üsttür. Bana saymış olduğunuz isimlerle soruşturma konusu toplantıyı hatırlamıyor olsam bile onlarca kez görevim kapsamında toplantı yapmışımdır" dedi.‘SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM’Hüseyin Gün ile ilişkisine dair sorulara cevap veren Geçek, "Benim Hüseyin Gün isimli şahısla yüz yüze ya da internet üzerinden bir görüşmem olmamıştır. Üzerime atılı casusluk suçlamasını kabul etmiyorum. Belediye şirketinde danışmanlık görevinde bulundum. Üzerime atılı suçlamalarla ilgili herhangi bir kastım ya da dahlim yoktur. Benim üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Benim belediyedeki görevim sosyal projelere yöneliktir. Belediyedeki görevim kapsamında bahsettiğiniz suçlara dair herhangi bir bilgi ya da dahlim yoktur. O yüzden söyleyeceklerim bundan ibarettir" dedi.EKREM İMAMOĞLU'NUN İFADESİ ORTAYA ÇIKTIİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanarak İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra, Necati Özkan, Merdan Yanardağ ve Melih Geçek’in de ifadeleri alındı. Ekrem İmamoğlu’nun soruşturma kapsamında verdiği savcılık ifadesi ortaya çıktı.'HÜSEYİN GÜN’Ü SEHER ALAÇAM’IN YANINDA GÖRMEMLE TANIDIM'Soruşturma kapsamında ifadesi alınan Ekrem İmamoğlu, "Dosya kapsamında benimle birlikte hakkında soruşturma yürütülen şahıslardan Merdan Yanardağ’ı gazeteci olması sebebiyle tanırım. Hatırladığım kadarıyla program yaptığı televizyon kanalına üç dört defa kendisini ziyaret etmiştim. Melih Geçek’i tahminen 12 yıldır tanırım. Kendisi Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde geçmiş dönemde görevlerde bulunmuştur. Bilgi işlem konusunda deneyimli olduğunu bilirim. Hatırladığım kadarıyla en son İSTELCOM iştirakinde Genel Müdürlük yapmaktaydı. Necati Özkan’ı ise katılmış olduğum 2014, 2019 ve 2024 yerel seçimlerinde siyasi kampanyalarımı yöneten ve aynı zamanda danışmanlığımı yapan kişidir. Kendisini tahminen 12 yıldır tanırım. Kendisinin İBB bünyesinde resmi bir görevi bulunmamaktaydı. Hüseyin Gün’ü ise tanıdığımı hatırlamıyorum. soruşturma başlatıldığını öğrendikten sonra medyaya düşen bu kişinin ve yanında bulunan kadın bir şahsın benimle olan fotoğrafımın avukatlarım tarafından bana gösterilmesinden sonra da Hüseyin Gün ismini tekraren anımsayamadım, fakat söz konusu ziyareti hatırladım. Hatırladığım kadarıyla bu ziyaret 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildikten sonra tebrik amaçlı yapılmış bir ziyaretti. Fakat her ne kadar ziyareti hatırlasam da fotoğrafta bulunan kadın şahsın ismini hatırlamıyorum, ama sadece bu kadının şık giyimli ve adeta evlat yaklaşımlı bir kadın olduğunu hatırlıyorum" dedi.'YAZIŞMALARDA KASTEDİLEN KİŞİNİN BEN OLUP OLMADIĞINI BİLMİYORUM'İmamoğlu’na “Wickr Me uygulamasını hiç kullanıp kullanmadığı, bu uygulamada üyeliğinin ve kullanıcı adının olup olmadığı; görüşmelerde ‘Mr Mayor’, ‘İmamoğlu’, ‘Başkan’, ‘Başkan Bey’, ‘Ekrem’, ‘Ekrem Bey’, ‘Ekrem Başkan’ şeklinde geçen ifadelerle kastedilen kişinin o olup olmadığı; görüşmelerde yer alan verilerin kim tarafından, nasıl temin edildiği, paylaşımına dair bir talimatı veya bilgisinin bulunup bulunmadığı; bu verilerin analiz işlemlerinin kim tarafından gerçekleştirildiği ve bu konuda bir talimatı olup olmadığı; görüşmelerde geçen ‘PPTX’ dosyalarının İmamoğlu’na iletilip iletilmediği, içeriklerinin neler olduğu ve hazırlanması yönünde bir talimatının bulunup bulunmadığı; ayrıca yazışmalarda geçen ‘150 bin kişilik dijital ordu’, ‘gerçek zamanlı dijital istihbarat’, ‘organik olmayan yollar’, ‘TAO birimi’, ‘bilgi hazinesi’, ‘sürü (swarm) saldırısı’, ‘gönüllülerimiz’, ‘İstanbul Belediyesi veri tabanı kopyalama sorunu’ ve ‘hassas özel kampanya toplantıları’ gibi ifadelerin neyi ifade ettiği sorulması üzerine İmamoğlu, "Sormuş olduğunuz ‘Wickr Me’ isimli mesajlaşma programını ilk defa duydum. Dolayısıyla bu programda üyeliğim daha önce hiçbir şekilde olmamıştır. Belirttiğiniz tespitlerde ‘Bluestar81’ kullanıcı isimli kişi olduğunu iddia ettiğiniz Necati Özkan ve ‘Jupiter1881’ kullanıcı isimli Hüseyin Gün olduğunu iddia ettiğiniz kişiler arasında gerçekleşen yazışma içeriklerindeki ‘Mr Mayor, İmamoğlu, Başkan, Başkan Bey, Ekrem Başkan’ şeklinde yapılan yazışmalarda kastedilen kişinin ben olup olmadığımı bilmiyorum. Ama tahminimce Ekrem İmamoğlu ismi ile kastedilen ben olabilirim fakat bu yazışmalar ile bir ilgim yoktur, adıma bu şekilde yapıldığı iddia edilen yazışmalarla alakalı hiçbir şekilde bilgim yoktur. Yazışmalarda geçen, sorduğunuz ‘150 bin kişilik dijital ordu’ şeklindeki ibare ile ne kastedildiğini bilmiyorum. Ama tahminimce İstanbul gönüllüleri kastedilmiş olabilir" dedi.'GÜN İLE ALAÇAM ARASINDA YAZIŞMA VE İÇERİĞİYLE İLGİLİ BİLGİM YOKTUR'İmamoğlu’na söz konusu verilerin açık kaynak araştırma tutanağında belirtilen veriler olup olmadığı, herhangi bir şekilde veri paylaşımında bulunulup bulunulmadığı, paylaşım olduysa bunun İmamoğlu’nun talimatıyla mı yapıldığı, ne şekilde ve kimlerle hangi sebeple paylaşıldığı sorulmasının üzerine İmamoğlu, "Söz konusu belgeyi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığım Teftiş Kurulu Başkanlığı’na ben yazmıştım. Bahse konu belgenin yazılış amacı İBB’ye ait her türlü kurum evrakının güvenliğinin sağlanması amacı iledir, başkaca herhangi bir amacı yoktur. Hüseyin Gün’ün müteveffa olduğunu belirttiğiniz Seher Erçili Alaçam arasındaki yazışma ve içeriği ile alakalı hiçbir şekilde bilgim yoktur. Hüseyin Gün’ün Seher Alaçam’a gönderdiğini iddia ettiğiniz, içerisinde İngilizce yazıların olduğu ekran görüntüsü ile alakalı ve yine bu kişinin benimle toplantı yapacağına ya da iddia ettiğiniz şekilde beni kastederek ‘Başkan akıllıysa bu ipe tutunur’ şeklindeki yazışma içeriği ile alakalı hiçbir bilgim yoktur. Göstermiş olduğunuz, içerisinde ben ve sonradan ismini sizin aracılığınız ile Seher Erçili Alaçam olduğunu öğrendiğim ve yine fotoğrafta bulunan Hüseyin Gün fotoğraf karesinin detayı ile ilgili yukarıda açıklama yapmıştım. Anımsadığım kadarıyla söz konusu fotoğraf tebrik ziyareti için çekilmişti" şeklinde konuştu.'GÜN VE ÖZKAN ARASINDAKİ YAZIŞMA İÇERİKLERİNDEN BİLGİM YOKTUR'İmamoğlu, "Hüseyin Gün ile Necati Özkan arasındaki yazışma içeriklerinden hiçbir şekilde bilgim yoktur. Söylemiş olduğunuz tarihlerden ve yazışma içeriklerinden anladığım kadarıyla Necati Özkan ile Hüseyin Gün arasındaki iddia edilen temas, Hüseyin Gün’ün 'Mayıs sonu Haziran başı' şeklindeki ifadesi ile seçimden 15-20 gün öncesine dayanmaktadır. Dolayısıyla 15-20 günlük bir temas ile benim seçim kampanyama ne şekilde katkı verildiği ya da tanımadığım Aaron Barr isimli kişi ile Hüseyin Gün’ün iddia ettiği temas kurularak seçim kampanyama verildiği söylenen katkı ile alakalı, benim o dönemlerde yoğun bir seçim trafiği de yaşadığım göz önüne alınarak bilmem ve ilgilenmem mümkün değildir. Aynı zamanda Hüseyin Gün isimli kişinin manevi annesi olarak belirttiği kişi ile beni ziyareti sonrasında, benim kendisine iddia edildiği haliyle kampanya sürecindeki yardımları için teşekkür ettiğime dair hususu da şu an hatırlamıyorum. Çünkü o dönem başkan seçildiğim için çok sayıda insana teşekkür etmişimdir. Kendisini destek sunduğunu söylemiş ise nezaketen teşekkür etmişimdir. Hüseyin Gün tarafından verilen beyanlar hayatımda duyduğum adeta en saçma yorumlardan ibaret beyanlardır. 2019 Haziran başında Necati Özkan ile tanıştığını anladığım ve iddia ettiği şekliyle seçim kampanyama yardım ettiğini belirten kişinin 15 gün içinde bütün kampanyamı yönlendirmesi ve etkilemesi kesinlikle akla, mantığa uygun değildir. Çünkü ben o dönem 7 aylık bir seçim kampanyası gerçekleştirmiştim. Bütün kampanya süremi adeta çöpe atarak sadece 15 güne indirgemesi hayatın olağan akışına uygun değildir. Casusluk suçu iddia edilerek bu suç sebebiyle davet edilmem benim bütün hayatıma hakarettir. Benim nazarımda casusluk, vatan hainliği ile eşdeğerdir" ifadelerini kullandı. MERDAN YANARDAĞ’IN İFADESİ ORTAYA ÇIKTISoruşturma kapsamında, Merdan Yanardağ, savcılığa verdiği ifadesinde, şüpheli Gün'ü S.A. isimli kadının yanında görmesiyle tanıdığını, S.A'nın Yeniköy'deki evine ziyaret etmeye gittiği zamanlarda görüştüğünü, tahmini 5-7 kez görüştüğünü söyledi.Yanardağ, S.A. vefat ettiğinde başsağlığı dilemek amacıyla Yeniköy'deki evinde Gün'ü gördüğünü, bu görüşmelerde siyasi gündeme dair konuşmalar yaptıklarını belirterek, "Tanışmış olduğumuz dönem 2022- 2023 yılları olduğu için genellikle 2023 seçimleri ile alakalı konuşuyorduk. Görüşmelerimizde Hüseyin'in S.A'nın manevi oğlu olduğunu bilmiyordum, öz oğlu olduğunu biliyordum. Hatta kendisini 'Hüseyin Gün A.' olarak iki isimli olarak biliyordum. Bu yüzden 'Gün'ün soyadı olduğunu mevcut soruşturma kapsamındaki ifademde bana söylenilmesi üzerine öğrendim." ifadelerini kullandı.S.A. hayattayken TELE1 kanalına kurumsal olarak yardım amacıyla elden maddi yardımda bulunduğunun doğru olduğunu kaydeden Yanardağ, bu yardımların küçük miktarlar olduğunu, muhasebeleştirilip kayıtlara geçtiğini, anormal bir durum olmadığını iddia etti.Şüpheli Hüseyin Gün'ün, Yanardağ'a dönem dönem kanalına destek olmak amacıyla elden cüzi miktarlarda para verdiğini belirttiği, "Merdan Yanardağ'ın, Kemal Kılıçdaroğlu ile röportaj yaptığı yayında sorulmasını tarif ettiğim soruları ilettim ve aynı olmasa da benzer nitelikte sorular soruldu. Ama benimkisi tamamen tavsiyeydi." şeklindeki söylemlerinin bulunduğu ifadesi okundu."HÜSEYİN GÜN'DEN BUGÜNE KADAR HİÇBİR AD ALTINDA PARA ALMADIM"Şüpheli Yanardağ, söz konusu beyanları kabul etmediğini söyleyerek ifadesinde şunları kaydetti: "Hüseyin Gün'den bugüne kadar hiçbir ad altında para almadım. Ya ben yanlış hatırlıyorum ya da kendisi yanlış hatırlıyor. Annesi olarak gördüğü S.A'nın küçük maddi yardımları olurdu. İfadesinde bahsettiği faaliyetleri ile ilgili hiçbir bilgim yoktur. Necati Özkan ile alakası nedir bilmiyorum. Görüşmelerinde Necati Özkan'dan bahsettiği hiç olmamıştır. Siyasi espiyonaj faaliyeti yürüttüğü ile ilgili hiçbir izlenimim olmadı. Bu konuda hiç şüphelenmedim. Söylemleri de doğal ve diğer izleyicilere benzer tepkileri içeriyordu. Hüseyin Gün'ün benim ile ilgili neden bu şekilde beyanda bulunduğunu bilemiyorum. Hüseyin Gün'ün tanıdığım kadarıyla iftiracı ve yalancı bir karakterde olmadığını düşünüyorum. Benimle bir husumeti yoktur. Bu konudaki tek akla yatkın cevap ya onun ya benim yanlış hatırlıyor olabileceğidir. Yani Hüseyin isimli şahıstan para alma konusundaki iddialar ile ilgili doğru ya da yanlış şeklinde bir cevabım yoktur.""YABANCI İSTİHBARAT SERVİSİ ÇALIŞANLARI İLE ŞİRKET ORTAĞI OLMASINA ÇOK ŞAŞIRDIM"Şüpheli Hüseyin Gün ile arasında savcılığa paylaşamayacağı herhangi bir sırrı olmadığını, Gün hakkında kendisine bahsedilen soruşturma kapsamındaki bilgi ve ifade tutanağı üzerine karşılaştığı profile şaşkın olduğunu dile getiren Yanardağ, "Çünkü bu şahıs benim ile olan iletişiminde bu tarz izlenim vermemişti. İzleyici-gazeteci sınırlarını aşmadı. Özellikle yabancı istihbarat servisi çalışanları ile şirket ortağı olmasına çok şaşırdım. Ancak bugün geriye dönüp baktığımda da bu şahsın benim ile olan ilişkisinin bu faaliyetleri dışında olduğunu düşünüyorum. İstemeden de olsa herhangi bir espiyonaj faaliyetine de alet olduğumu da düşünmüyorum." şeklinde beyanda bulundu.Merdan Yanardağ, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek serbest bırakılmasını talep etti.NECATİ ÖZKAN’IN SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTISoruşturma kapsamında ifade veren Necati Özkan’ın savcılık ifadesi ortaya çıktı.'WİCKR İSİMLİ UYGULAMAYI KULLANMADIM'Özkan savcılık ifadesinde, "Hüseyin Gün’ü 2019 yılında tanıdım. 2019 yılında 2 seçim yapıldı. Biz ilk seçimi kazandıktan sonrasında ismini hatırlamadığım bir yakınım bana Gün’ün benimle görüşmek istediğini söyledi. Bana yurt dışında teknoloji üzerine şirketi olan başarılı bir iş adamı olarak tanıttı. Ben de yakınımı kıramadığım için kendisine ilk seçimden sonra ikinci seçime yaklaşık 5-10 gün kala randevu verdim. Ben hayatım boyunca 'Wickr' isimli uygulamayı kullanmadım. 'Bluestar81 – Necati' isimli kullanıcı ben değilim. Gün’ün beyanlarını kabul etmiyorum. Mesaj içerikleri ile ilgili bir bilgim yoktur. Bu içeriklerin daha sonra oluşturulduğunu düşünüyorum. Çünkü göstermiş olduğunuz mesaj kaydında tarih bilgisi bulunmamaktadır. Ben bu mesajlaşmaların tarafı değilim. Necati Özkan’a Hüseyin Gün ile olduğu iddia edilen, ‘Umarım, İmamoğlu’nun dün açıkladığı politikaları bir yükseltici (amplifikatör) olarak duyuracak bir gazeteci ağınız vardır. Üzgünüm ki, İmamoğlu’nun politika açıklamaları hakkında olması gereken düzeyde sahiplenme, yankı ve muhafazakar etkileşimleri göremiyoruz. Bu destek eksikliğinin nedeni dijital ordunuzun devreye girmemiş olmasıdır. 150.000 gönüllüden oluşan bir dijital ordunuz var ama doğru şekilde kullanılmıyorlar" dedi.'İBB’NİN 150.000 KİŞİLİK GÖNÜLLÜDEN OLUŞAN DİJİTAL ORDUSU OLDUĞU GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR'Onları harekete geçirin veya en azından bu 150.000 kişilik grup içindeki belirlenmiş kilit kanaat önderlerini aktif hale getirin’ şeklindeki mesajlaşmaları sorulduğunda Özkan cevaben, "Ben Wickr isimli uygulamayı kullanmadım. Mesaj içerikleri ile ilgili bir bilgim yoktur. Bu içeriklerin daha sonra oluşturulduğunu düşünüyorum. Çünkü mesaj içeriklerinde bahsi geçen uygulamalar hayata geçmemiştir. Bu mesaj gelmiş olsa ve ben Hüseyin Gün’e itibar ediyor olsaydım bu uygulamalar hayata geçerdi, bu kayıtlar daha sonra oluşturulmuş asılsız kayıtlardır. İBB’nin 150.000 kişilik gönüllüden oluşan bir dijital ordusu olduğu da gerçeği yansıtmamaktadır. Böyle bir dijital ordu yoktur" dedi.'DİJİTAL İSTİHBARAT TERİMİNİN NE OLDUĞU İLE İLGİLİ BİR BİLGİM YOK'Hüseyin Gün’den ele geçirilen dijital materyal incelemesinde tespit edilen ifadelerin sorusuna cevap veren Özkan, "İyi Parti’nin dijital sorumlusu Taylan Yıldız, İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu aracılığıyla, sosyal medyada B.Y.’yi 'Kürdistan' ve 'Ekümenik' konularında sıkıştırmak için daha aktif olmalı. B.Y. bariz hatalarına rağmen serbestçe geçerken, İmamoğlu her fırsatta saldırıya uğruyor. Bu durum Millet İttifakı’nın sosyal medya organizasyonunda güçsüzlüğünü gösteriyor. Önümüzdeki 10 gün boyunca kullanılmak üzere bugünkü günlük raporda bazı öneriler sunacağız. Bilgi için Ordu Valisi ve VIP olayı henüz sönmedi. Bu konu hala çok fazla ilgi çekiyor. İmamoğlu ve kampanya ekibi ise çok tepkisel hareket ediyor. Çünkü mesajda bahsi geçen öneriler fiiliyata geçmemiştir. Geçmiş olsaydı mesajların gerçek olduğunu düşünebilirdik. İçerikte geçen dijital istihbarat teriminin ne olduğu ile ilgili bir bilgim yoktur" şeklinde konuştu.'RAPORLARI ALIP İMAMOĞLU’NA İLETTİĞİM YALANDIR'Özkan ifadesinin devamında, "Seher Alaçan’ı tanımıyorum. Hüseyin Gün’ün manevi annesi olup olmadığını bilmiyorum. Kendisi ile bir kez Ekrem Başkan ile birlikte, bir kez de Hüseyin ile birlikte ofisime geldiğinde görüşmüştük. Ben Hüseyin’in ortaklarının olduğunu bilmiyorum. İlk defa duydum. Dolayısıyla ortaklarının ne iş yaptığını bilmiyorum. Hüseyin’in bana bundan bahsettiğine dair beyanlarını kabul etmiyorum. Sunuma kadar zaten ücretlik konu olmadı. Sunumdan sonra da zaten yüksek bir ücret talep ettiği için birlikte çalışmadık. Ben Hüseyin’e İBB veri tabanı ile ilgili hiçbir soru sormadım. Ben hayatımda Osint Darkweb diye bir şey duymadım. İBB veri tabanı ile ilgili Hüseyin ile aramızda bir görüşme geçmedi. Benim Hüseyin Gün’ün beyan ettiği gibi kendisinden raporları alıp Ekrem İmamoğlu’na ilettiğim hususu yalandır. Yine ifademde bahsettiğim üzere 'Wickr' programını zaten hiç kullanmadım. Ekrem İmamoğlu’nun yol haritasının Aaron Barr isimli şahıs tarafından oluşturulduğu, Hüseyin Gün tarafından bunun bana iletildiği, benim de Ekrem İmamoğlu’na ulaştırdığım hususu yalandır. Hüseyin Gün’ün aleyhime olan hiçbir beyanını kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
Haberle ilgili daha fazlası:#Casusluk Soruşturması#İBB#Hüseyin Gün
Bu Haber Hurriyet.com.tr'den Alıntılanmıştır. Kaynak: Hürriyet - Haber, Son Dakika Haberler, Güncel Gazete Haberleri
Haberin Devamıİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ile Necati Özkan, Merdan Yanardağ ve Melih Geçek hakkında "casusluk" suçundan başlatılan soruşturma sürüyor.Soruşturma kapsamında İmamoğlu, Özkan, Yanardağ, Geçek ile Hüseyin Gün'ün savcılıktaki ifadeleri tamamlandı.İMAMOĞLU, ÖZKAN VE YANARDAĞ TUTUKLANDIŞüpheliler İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ, üzerlerine atılı "siyasal casusluk" suçundan tutuklanmaları talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi.Ekrem İmamoğlu, Merdan Yanardağ ve Necati Özkan hakkında tutuklama kararı verildi.HÜSEYİN GÜN AYRINTILI İFADE VERDİHüseyin Gün'ün etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle Ekrem İmamoğlu'nun elebaşı olduğu iddia edilen suç örgütü ve casusluk bağlantıları hakkında emniyette ve savcılıkta ayrıntılı ifade verdiği öğrenildi.Haberin DevamıGün ve soruşturma kapsamında ifade veren Melih Geçek, başka suçtan tutuklu olmalarından dolayı bulundukları cezaevine gönderildi.Gözden KaçmasınEkrem İmamoğlu "Casusluk" soruşturmasında ifade veriyor!Haberi görüntüleİMAMOĞLU, ÖZKAN VE YANARDAĞ HAKKINDAKİ HAKİMLİĞİN KARAR YAZISINA ULAŞILDISulh ceza hakimliği karar yazısında, Ekrem İmamoğlu'nun elebaşı olduğu iddia edilen çıkar amaçlı suç örgütünün amacının Cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturma amacıyla gerçekleşen yolsuzluk eylemlerinin yanında uluslararası desteği sağlamak için casusluk eylemlerini de gerçekleştirdikleri belirtildi.Şüpheliler Özkan ve İmamoğlu'nun başta İBB'ye ait kurumsal hesaplar olmak üzere çok sayıda seçmenin sosyal medyasına ve iç yazışmalarına erişmek yöntemiyle 2019 seçimlerinde avantaj sağlamaya çalıştıkları kaydedilen yazıda, şüphelilerin askeri ve siyasal casusluk suçundan örgüt yöneticisi Gün ile birlikte hareket ettikleri, özellikle İmamoğlu'nun bilgisi ve talimatı ile Özkan'ın çok sayıda belediyeye ait veriyi Ostin isimli internet ortamına aktardığı ve şüpheli Gün vasıtasıyla yabancı istihbarat servislerinin de desteğini alarak önde olmak maksadıyla analiz ve raporlama işlemlerini gerçekleştirdikleri vurgulandı.Yazıda, bu hususların etkin pişmanlık ifadesi veren Gün'ün beyanlarıyla da doğrulandığı, özellikle şüpheli Gün'ün raporlama sürecinde istihbarat servislerinden destek aldığı, dolayısıyla belirli bir hiyerarşi içerisinde iştirak halinde casusluk faaliyetlerinde bulunduklarının anlaşıldığı belirtildi.Haberin DevamıŞüpheli Yanardağ'ın ise Gün'ün talimat ve yönlendirmeleriyle genel yayın yönetmeni olduğu, TELE1 kanalını araç olarak kullanmak suretiyle casusluk faaliyetlerinin basın ayağını oluşturduğu anlatılan yazıda, Gün'ün talimatlarıyla yapılan analiz ve raporlamalar neticesinde yaptığı yayınlar ile algı oluşturmaya çalıştığı ifade edildi.Yazıda, Yanardağ'ın bu eylemleri karşılığında düzenli olarak elden maddi menfaat temin ettiği, bu hususun tanık beyanı ile doğrulandığı dikkate alındığında somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, tutuklama sebebinin var kabul edilebileceği, atılı suç için kanunda öngörülen ceza miktarı ile suçun konusu ve ağırlığı dikkate alındığında, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı ve tutuklamanın ölçülü olacağı kanaatine varıldığı ve şüphelilerin ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verildiği aktarıldı.Haberin DevamıSEVK YAZILARI ORTAYA ÇIKTISoruşturma kapsamında savcılığın sulh ceza hakimliğine tutuklama talebiyle gönderdiği sevk yazısında, 112 Acil Çağrı Merkezince yönlendirilen Ü.D.A'nın ihbarının içeriğinde, şüpheli Hüseyin Gün'ün İsrail, İngiltere ve ABD lehine ajanlık faaliyetlerinde bulunduğunu, görüşmelerini gizliliğe riayet etmek amacıyla kriptolu telefonlar üzerinden gerçekleştirdiğini söylediği ifade edildi.Gün'ün farklı ülkelerde gerçekleşen iç karışıklıkları finanse ettiğini ve yine Türkiye'de gerçekleştirilen seçimlerde hükümet aleyhine propaganda gerçekleştirmeleri için kişi veya kişilerin finanse edilmesinde aktif rol aldığını beyan eden Ü.D.A'nın, ifade için davet edilmesi üzerine Gün'e ait dijital materyalleri (kriptolu telefon ve el yazısı doküman) incelenmek üzere teslim ettiği ve soruşturma başlatıldığı kaydedildi.Haberin DevamıYazıda, Gün hakkındaki MASAK incelemesinde, halihazırda herhangi ticari işletmesi bulunmamasına rağmen yüklü miktarda yurt içi ve dışı para transferlerinin olduğu, hesaplarında 85 milyon lira tutarındaki paranın nakit olarak çekiminin gerçekleştirildiği ve bu tutarın kullanımına ilişkin herhangi bir alım-satım kaydına rastlanılmadığı anlatıldı.El yazısı defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde ise şüpheli Hüseyin Gün'e ait olduğu değerlendirilen belgeler içerisinde farklı ülkelerde gerçekleşen darbe girişimi, iç karışıklık olaylarıyla alakalı hususlardan bahsedildiğinin görüldüğü yazıda belirtildi.Yazıda, Gün'ün Türkiye geneli görüşmüş olduğu kişi veya kurumları günlük olarak not aldığı, İngiltere lehine faaliyet gösterdiği değerlendirilen istihbarat elemanları ya da İngiltere'de siyasi faaliyetlerde bulunan kişilere Türkiye ile ilgili konularda bilgi aktarımında bulunduğu ifade edildi.Haberin DevamıGün'ün iş insanı kisvesi altında, istihbarat servisi elemanı olarak faaliyetlerde bulunduğunu anlaşıldığı belirtilen yazıda, iltisaklı kurumlardan gelen araştırmalar neticesinde Ekrem İmamoğlu'nun elebaşı olduğu iddia edilen çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi şüpheli Gün'ün Bylock benzeri kripto program olan ve farklı suç örgütlerince kullanılan "Wickr" isimli haberleşme programını kullandığı anlatıldı.Yazıda, soruşturmanın şüphelileri İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ hakkındaki tespitlere yer verildi.ŞÜPHELİ NECATİ ÖZKAN HAKKINDAKİ TESPİTLERŞüpheli Hüseyin Gün'e ait telefonun notlar kısmında "Wickr Jupiter1881 sehergul1950" şeklinde kayıtlı bir notun olduğu, aynı bölümün farklı not içeriğinde "Bluestar81 Necati W Handle" ibarelerinin bulunduğu farklı bir notun da kayıtlı olduğu yazıda kaydedildi.Not içerisinde geçen "handle" kelimesinin yapılan açık kaynak araştırmasında sosyal medya tabiri ile kullanıcı adı-adım anlamına geldiği, dolayısıyla not içerisinde belirtilen "Bluestar81 Necati W Handle" ibarelerinin Necati isimli kişi tarafından kullanılan "Bluestar81" rumuzlu hesap olduğunun anlaşıldığı ifade edilen yazıda, "Bluestar81" rumuzlu kişinin Necati Özkan olduğunun tespit edildiği belirtildi.Yazıda, şüpheliler Gün ile Özkan arasındaki mesajlaşma içeriklerinin yapılan açık kaynak araştırmasında "Wickr" olarak bilinen uygulama üzerinden gerçekleştirilen görüşmeler olduğunun belirlendiği aktarıldı.Görüşme içeriklerinde "dijital istihbarat toplama, İmamoğlu için gerçekleştirilen çalışmalarda dikkat edilmesi gereken hususlar, 70 bin gönüllünün acil aktive edilmesi gerektiği, Murat Ongun'un cep telefonu uzaktan erişimli dinlemeye izin verebilecek casus yazılım ile enfekte olduğu, bu nedenle Murat’ın Ekrem Bey ile yapılacak hassas özel kampanya toplantılarına telefonunu götürmemesinin çok önemli olduğu" hususlarının ve konularının belirtildiğinin tespit edildiğine yazıda dikkat çekildi.Ekrem İmamoğlu hakkında yapılan araştırmalarda ise Hüseyin Gün'ün dijital materyallerinde bulunan ve İBB veri tabanına ait olduğu tespit edilen veriler üzerinden çok sayıda vatandaşın kişisel bilgilerine erişim sağladığı, söz konusu verilerinin temininin dolaylı olarak Necati Özkan tarafından sağlandığı ifade edildi.Şüpheli Hüseyin Gün'ün beyanında da yer aldığı üzere, şüpheli Necati Özkan'ın internet aleminin yer altı olarak nitelendirilen dijital ortama, başta "ibb.gov.tr" olmak üzere belediyeye ait çok sayıda mail adresinin ve şifresinin şüphelinin talimatı ile aktarıldığı yazıda yer aldı.İBB'YE AİT MAİL İÇERİKLERİ VE DATALARIN İSTİHBARAT SERVİSLERİ TARAFINDAN ELE GEÇİRİLDİĞİ İDDİASIYazıda, şüpheli Gün tarafından mail adresi ve şifrelerle belediyenin gizlilik ihtiva eden belge ve iç yazışmaları başta olmak üzere mail içeriklerindeki datalara erişildiği, bu datalar ile analiz çalışmalarının gerçekleştirildiği kaydedildi.İşin analiz kısmının şüpheli Gün'ün ortağı olan Aaron Bar'ın gerçekleştirdiği, bu kişinin de ABD istihbarat servisinin dijital projeler kordinatörü olduğu, dolayısıyla İBB'ye ait mail içerikleri ve dataların istihbarat servisleri tarafından ele geçirildiği ve bu datalarla algı oluşturmak suretiyle seçimin şüpheli Ekrem İmamoğlu lehine manipüle edildiği yazıda anlatıldı.Yazıda, yine Aaron Bar tarafından geliştirilen ve istihbarat servislerince de kullanılan "PQ" isimli yazılım ile seçmenlerin sosyal medya paylaşımlarını ve özel mesajlaşmalarına ulaşıldığı, bunun şüpheli İmamoğlu'nun talimatıyla gerçekleştirildiği, 19 Nisan 2019 tarihli Teftiş Kurulu Başkanlığına şüpheli Ekrem İmamoğlu imzası ile gönderilen yazıda dışarıdan belirlenecek 3 uzman ve 2 belediye müfettişine tüm datalara erişme, inceleme yapma ve kopyalama yetkisinin verildiği vurgulandı.Bu hususun özellikle seçim çalışmalarında yabancı istihbarat servislerine data sağlamak maksadıyla gerçekleştiği, bahse konu veriler üzerinden gerçekleştirilen analiz işlemlerinin yabancı istihbarat servisleri güdümünde gerçekleştirildiği, analiz işlemlerinin yapılmasında kişiler arasındaki gizli/özel verilere erişim sağlandığı yazıda ifade edildi.Yazıda, istihbarat servisi elemanlarından elden edilen verilerin hiyerarşik silsile içerisinde Hüseyin Gün, Necati Özkan ve Ekrem İmamoğlu arasında aktarımının sağlandığı, geçmiş dönemde kamuoyuna yansıyan "İBB 2019 Veri Kopyalama" sürecinin gündemden kaldırılması amacıyla yabancı istihbarat servisi elemanı Aaron Bar, Özkan ve Gün'ün müşterek hareket ederek algı faaliyetlerinde bulundukları kaydedildi.Şüphelilerin bu çalışmayı İmamoğlu'nun talimatıyla gerçekleştirdiklerine yazıda dikkat çekildi."'İSTANBUL SENİN' İSİMLİ PROGRAM İLE AYNI USULLE VERİ SIZDIRILDI"Yazıda, söz konusu "2019 Veri Kopyalama" süreci ile alakalı oluşan gündemin, İmamoğlu'nun veri kopyalama izin yazısı doğrultusunda oluştuğu, bu bahisle bahse konu eylemde de İmamoğlu'nun iştirakinin bulunduğu, vatandaşların kişisel verileri üzerinden gayri-resmi gerçekleştirilen seçim propagandası sonucu İmamoğlu'nun menfaat sağladığı, gerçekleştirilen eylemlerden İmamoğlu'nun bilgisinin ve dahilinin bulunduğuna dair şüpheli Gün'ün ifadesinin bulunduğu anlatıldı."Wickr" isimli kripto programın içeriğinde şüpheliden "Mayor" olarak bahsedildiği, bu durumun etkin pişmanlık kapsamında beyanda bulunan Gün tarafından da doğrulandığı, farklı bir soruşturmada tespiti yapıldığı üzere benzer bir data sızması durumunun İBB tarafından oluşturulan "İstanbul Senin" isimli programda da söz konusu olduğu ve aynı usulle veri sızdırıldığı yazıda ifade edildi.Yazıda, "Seçim süreci sonrası Hüseyin Gün isimli şüphelinin Ekrem İmamoğlu'nu makam odasında çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu, mevcut deliller ve itirafçı beyanı ele alındığında şüpheli Ekrem İmamoğlu isimli şahsın hiyerarşi silsilesi içerisinde vatandaşların kişisel bilgilerini mevcut nüfuzun kullanılması suretiyle ele geçirilerek yabancı istihbarat servisi elemanlarına aktarıldığı, takibi süreçte siyasi maksatlı menfaat edinme gayesinde bulunduğu ve bu iştirakin Necati Özkan ve Hüseyin Gün isimli şahıslar ile birlikte gerçekleştirildiği anlaşılmıştır." ifadesi kullanıldı.Yazıda, "Tüm bu gerekçelerle Ekrem İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütünün amacının Cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturma amacıyla gerçekleşen yolsuzluk eylemlerinin yanında uluslararası desteği sağlamak için casusluk eylemlerini de gerçekleştirdikleri, şüpheliler Özkan ve İmamoğlu'nun başta İBB'ye ait kurumsal hesaplar olmak üzere çok sayıda seçmenin sosyal medyasına ve iç yazışmalarına erişmek suretiyle 2019 seçimlerinde avantaj sağlamaya çalıştıkları, bu kapsamda askeri ve siyasal casusluk suçundan tutuklu Ekrem İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi Hüseyin Gün ile birlikte hareket ettikleri, özellikle şüpheli İmamoğlu'nun bilgisi ve talimatı ile Necati Özkan isimli şahsın çok sayıda belediyeye ait veriyi Ostin isimli internet ortamına aktardığı ve şüpheli Hüseyin Gün vasıtasıyla yabancı istihbarat servislerinin de desteğini alarak bir adım önde olmak maksadıyla analiz ve raporlama işlemlerini gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir."ŞÜPHELİ YANARDAĞ'IN CASUSLUK FAALİYETLERİNİN BASIN AYAĞINI OLUŞTURDUĞU İDDİASIBu hususların Gün'ün beyanları ile de doğrulandığı, şüpheli Gün'ün raporlama sürecinde istihbarat servislerinden destek aldığı, dolayısıyla şüphelilerin belirli bir hiyerarşi içerisinde iştirak halinde casusluk faaliyetinde bulundukları ifade edilen yazıda, şüpheli Yanardağ'ın ise şüpheli Gün'ün talimat ve yönlendirmeleriyle genel yayın yönetmeni olduğu TELE1 kanalı araç olarak kullanmak suretiyle casusluk faaliyetlerinin basın ayağını oluşturduğu anlatıldı.Yazıda, Yanardağ'ın, şüpheli Gün'ün talimatlarıyla yapılan analizler ve raporlamalar neticesinde yaptığı yayınlar vasıtasıyla algı oluşturmaya çalıştığı ve bu eylemlerin karşılığında da düzenli olarak gizliliğe riayet edilmek maksadıyla elden maddi menfaat temin ettiği, bu konunun da tanık beyanı ile doğrulandığı ifade edildi.Şüphelilerin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunduğu yazıda kaydedildi.HÜSEYİN GÜN'ÜN İFADESİ Özkan'ın, İmamoğlu'nun hem siyasi danışmanı hem de seçim kampanyasının menajeri olduğunu belirten Gün, ifadesinde şunları kaydetti: "Benim 'Piiq' isimli firmam vardı. Darren, Aaron ve Ed isimli ortaklarım vardı. Aaron isimli şahıs eski istihbarat servisi çalışanıdır. Şirketteki tüm analiz işlemlerini teknik ekip ile birlikte Aaron yapardı. Osint (açık kaynak istihbaratı) programı vardır, bu program şemsiye programıdır. Bu şemsiyenin altında 'darkweb' gibi internette hassas bilgiye ulaşabileceğiniz bilgiler vardır. Bu internetin yer altıdır. Necati Özkan bana Osint'e bir bakmamı istedi. Osint'te yaptığımız araştırmada İBB'ye ait çok sayıda kurumsal mail ve şifreler vardı. Bu mail ve şifrelerle belediyenin en derinlerindeki bilgiye ulaşabilme kabiliyeti veriyordu. Burada belediye içi yazışmalar ve bilgi akışı görülebiliyordu ancak sadece bilgi temini vardı, herhangi bir müdahale yapılamıyordu. Necati Özkan da bu Osint alemine hakimdi. Ben de zaten ofisindeyken genel bir bilgilendirme yapmıştım. Dolayısıyla Necati Özkan oradaki verilerin neye mal olabileceğini bilebilecek durumdaydı." "ELİMİZDEKİ YAZILIMLA SOSYAL MEDYA HESAPLARI ÜZERİNDEN İÇ YAZIŞMALARI GÖRÜP ALGI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORDUK" Şüpheli Gün, Osint programında yaptıkları kontrollerde ilk gördükleri datadan daha fazlasının olduğunu gördüklerini aktararak, şöyle devam etti: "Beni Osint'e yönlendirilen Necati Özkan'dır. Zaten bir kez girdiğiniz zaman sonradan gelen bilgilere de sahip oluyorsunuz. Osint'teki veriler ya hacklenme yoluyla ya da birinin oraya yüklemesiyle orada olur. Bu sahip olduğumuz imkanın sadece yüzde 10'udur. Biz ayrıca elimizdeki yazılımla sosyal medya hesapları üzerinden iç yazışmaları görüp buna göre algı oluşturmaya çalışıyorduk. Bu yaptığımız analizleri de ben Necati Özkan ile paylaşıyordum. Bizim şirket olarak sahip olduğumuz çok geniş yetkileri olan yazılımın mucidi Amerikan İstihbarat Servisi'nde kapalı operasyon direktörüydü. Bu programın adı 'Pq'dur. Bu kişi benim ortağım olan Aaron'du. Aaron zaten istihbarattan emeklidir. Ben yaptığım analizleri Necati Özkan'a verirdim. Bunları başkana iletmesini söylerdim, o da başkana iletirdi. Başkan olarak kastedilen kişi Ekrem İmamoğlu'dur. Yazışmada 'Mayor' olarak geçen kişi de Ekrem İmamoğlu'dur. Bunun anlamı başkan demektir. Cris isimli şahsı 2016 yılından beri İngiltere'den tanırım." "YANARDAĞ'IN, KEMAL KILIÇDAROĞLU İLE RÖPORTAJ YAPTIĞI YAYINDA SORULMASINI TARİF ETTİĞİM SORULARI İLETTİM" Cris isimli kişinin de eski istihbaratçı olduğunu, 2019 seçiminden sonra tarihini hatırlamadığı bir toplantıda, "İstanbul Senin" isimli projenin tanıtımını yaptıklarını belirten şüpheli Gün, o dönem bu isimle bir uygulama olmadığını, Melih Geçek'i 'IT' konusunda en yetkili kişilerden biri olarak bildiğini, söz konusu toplantıda da Geçek'in "özel sektörde IT" olarak tanıtıldığını, Geçek'in o dönem belediyede yetkili olmadığını ancak yakın zamanda ise belediyede işe başlayacağının söylendiğini dile getirdi. Merdan Yanardağ ile de manevi annesi aracılığıyla tanıştığını, dönem dönem kendisinin kanalına destek olmak amacıyla elden cüzi miktarlarda para verdiğini belirten Gün, "Merdan Yanardağ'ın, Kemal Kılıçdaroğlu ile röportaj yaptığı yayında sorulmasını tarif ettiğim soruları ilettim ve aynı olmasa da benzer nitelikte sorular soruldu. Ama benimkisi tamamen tavsiyeydi." diye konuştu. "NECATİ ÖZKAN, İMAMOĞLU'NUN BİLGİSİ DAHİLİNDE BİZİMLE ÇALIŞTI" Zanlı Gün, ifadesini şu sözlerle tamamladı: "Genel olarak 2019 seçimlerinde yukarıda bahsettiğim gibi analiz ve raporlamalar yaparak İmamoğlu'nun seçim kampanyasına destek oldum. İrtibatım Necati Özkan'laydı. Necati Özkan da Ekrem İmamoğlu'nun bilgisi dahilinde bizimle çalıştı. Yönlendirmelerimiz de büyük oranda buydu. Bazen de uymadığı noktalarda serzenişlerimiz oldu. Seçim sonrasında da manevi annem ile birlikte çalışma ofisinde Saraçhanede belediye binasında tebrik ettik. O da bize yardımlarımız için teşekkür etti. Dolayısıyla teşekkür etmesinden de anlaşılacağı üzere tüm faaliyetlerimizden haberdardı. Ekleyecek başkaca bir hususum yoktur. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum."İSTELKOM GENEL MÜDÜRÜ MELİH GEÇEK'İN SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTIİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanarak İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra, Necati Özkan, Merdan Yanardağ ve Melih Geçek’in de ifadeleri alınmaya başlandı. Melih Geçek'in soruşturma kapsamında verdiği savcılık ifadesi ortaya çıktı.Geçek savcılıktaki ifadesinde, "Ben 31 Mart 2019'da yapılan İstanbul yerel seçimlerinden sonra Ekrem imamoğlu’nun mazbata alması akabinde 19 gün başkan danışmanı olarak görev yaptım. Daha sonra seçimler iptal edilince görevim sona erdi. Yenilenen seçimden sonra Temmuz 2019’da İSBAK isimli belediye iştiraki olan kurumda genel müdür danışmanı olarak göreve başladım. 2024 yılı Ekim ayına kadar bu görevime devam ettim. Daha sonra İSTTELKOM isimli belediye iştiraki olan şirkete genel müdür olarak atandım ve halen orada genel müdür olarak görev yapmaktayım. İSBAK’taki görevim sırasında Hüseyin Gün isimli şahsı tanımadım. Merdan Dinçer aracılığıyla tanıdım. Merdan Dinçer ise Beylikdüzü CHP ilçe başkanlığında görev yapmaktaydı. Necat Özkan'ı tanımıyorum. Ekrem İmamoğlu’nun 2019 yılı seçim kampanyasında görev almadım. Benim Beylikdüzü CHP ilçe başkanlığında görevim yoktur" dedi.‘TOPLANTININ DETAYLARINI HATIRLAMIYORUM’Geçek'in dahil olduğu toplantı içeriği ile ilgili soruya ise "Bahsettiğiniz toplantının içeriğini ve kimlerin katıldığını şu anda hatırlamıyorum. Çünkü üzerinden 6 yıl geçmiştir. Ancak ben de zaman zaman farklı kurumlardaki arkadaşlarımızla bir araya gelip sohbet ettiğimiz toplantılara katıldım. İçeriği genelde sosyal projeler üzerine oluyordu. Bu sebeple Hüseyin Gün'ün bahsettiği toplantıya katılmış olabilirim. Ancak altı yıl geçtiği için birebir bu toplantıyı hatırlamam normaldir. Bahsetmiş olduğunuz ek hizmet binasında İBB genel sekreter yardımcısı Şengül Altan Arslan çalışmaktadır. Bana okumuş olduğunuz toplantı katılımcıları arasında kendisinin de olduğu söylenmektedir. Kendisi bizlere göre çok daha üst pozisyondadır. Kendisinin bizleri toplantıya davet etmesi durumunda bizlerin de katılması olağandır. Hüseyin ve Necati arasındaki yazışmalardan anlaşıldığı kadarıyla toplantı Şengül’ün makamında yapılmıştır. Ben de yukarıda benzer şekilde beyanda bulunmuştum. Yavuz Saltık, Şengül Hanım'ın daire başkanıdır. Şengül ondan daha üsttür. Bana saymış olduğunuz isimlerle soruşturma konusu toplantıyı hatırlamıyor olsam bile onlarca kez görevim kapsamında toplantı yapmışımdır" dedi.‘SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM’Hüseyin Gün ile ilişkisine dair sorulara cevap veren Geçek, "Benim Hüseyin Gün isimli şahısla yüz yüze ya da internet üzerinden bir görüşmem olmamıştır. Üzerime atılı casusluk suçlamasını kabul etmiyorum. Belediye şirketinde danışmanlık görevinde bulundum. Üzerime atılı suçlamalarla ilgili herhangi bir kastım ya da dahlim yoktur. Benim üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Benim belediyedeki görevim sosyal projelere yöneliktir. Belediyedeki görevim kapsamında bahsettiğiniz suçlara dair herhangi bir bilgi ya da dahlim yoktur. O yüzden söyleyeceklerim bundan ibarettir" dedi.EKREM İMAMOĞLU'NUN İFADESİ ORTAYA ÇIKTIİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanarak İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra, Necati Özkan, Merdan Yanardağ ve Melih Geçek’in de ifadeleri alındı. Ekrem İmamoğlu’nun soruşturma kapsamında verdiği savcılık ifadesi ortaya çıktı.'HÜSEYİN GÜN’Ü SEHER ALAÇAM’IN YANINDA GÖRMEMLE TANIDIM'Soruşturma kapsamında ifadesi alınan Ekrem İmamoğlu, "Dosya kapsamında benimle birlikte hakkında soruşturma yürütülen şahıslardan Merdan Yanardağ’ı gazeteci olması sebebiyle tanırım. Hatırladığım kadarıyla program yaptığı televizyon kanalına üç dört defa kendisini ziyaret etmiştim. Melih Geçek’i tahminen 12 yıldır tanırım. Kendisi Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde geçmiş dönemde görevlerde bulunmuştur. Bilgi işlem konusunda deneyimli olduğunu bilirim. Hatırladığım kadarıyla en son İSTELCOM iştirakinde Genel Müdürlük yapmaktaydı. Necati Özkan’ı ise katılmış olduğum 2014, 2019 ve 2024 yerel seçimlerinde siyasi kampanyalarımı yöneten ve aynı zamanda danışmanlığımı yapan kişidir. Kendisini tahminen 12 yıldır tanırım. Kendisinin İBB bünyesinde resmi bir görevi bulunmamaktaydı. Hüseyin Gün’ü ise tanıdığımı hatırlamıyorum. soruşturma başlatıldığını öğrendikten sonra medyaya düşen bu kişinin ve yanında bulunan kadın bir şahsın benimle olan fotoğrafımın avukatlarım tarafından bana gösterilmesinden sonra da Hüseyin Gün ismini tekraren anımsayamadım, fakat söz konusu ziyareti hatırladım. Hatırladığım kadarıyla bu ziyaret 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildikten sonra tebrik amaçlı yapılmış bir ziyaretti. Fakat her ne kadar ziyareti hatırlasam da fotoğrafta bulunan kadın şahsın ismini hatırlamıyorum, ama sadece bu kadının şık giyimli ve adeta evlat yaklaşımlı bir kadın olduğunu hatırlıyorum" dedi.'YAZIŞMALARDA KASTEDİLEN KİŞİNİN BEN OLUP OLMADIĞINI BİLMİYORUM'İmamoğlu’na “Wickr Me uygulamasını hiç kullanıp kullanmadığı, bu uygulamada üyeliğinin ve kullanıcı adının olup olmadığı; görüşmelerde ‘Mr Mayor’, ‘İmamoğlu’, ‘Başkan’, ‘Başkan Bey’, ‘Ekrem’, ‘Ekrem Bey’, ‘Ekrem Başkan’ şeklinde geçen ifadelerle kastedilen kişinin o olup olmadığı; görüşmelerde yer alan verilerin kim tarafından, nasıl temin edildiği, paylaşımına dair bir talimatı veya bilgisinin bulunup bulunmadığı; bu verilerin analiz işlemlerinin kim tarafından gerçekleştirildiği ve bu konuda bir talimatı olup olmadığı; görüşmelerde geçen ‘PPTX’ dosyalarının İmamoğlu’na iletilip iletilmediği, içeriklerinin neler olduğu ve hazırlanması yönünde bir talimatının bulunup bulunmadığı; ayrıca yazışmalarda geçen ‘150 bin kişilik dijital ordu’, ‘gerçek zamanlı dijital istihbarat’, ‘organik olmayan yollar’, ‘TAO birimi’, ‘bilgi hazinesi’, ‘sürü (swarm) saldırısı’, ‘gönüllülerimiz’, ‘İstanbul Belediyesi veri tabanı kopyalama sorunu’ ve ‘hassas özel kampanya toplantıları’ gibi ifadelerin neyi ifade ettiği sorulması üzerine İmamoğlu, "Sormuş olduğunuz ‘Wickr Me’ isimli mesajlaşma programını ilk defa duydum. Dolayısıyla bu programda üyeliğim daha önce hiçbir şekilde olmamıştır. Belirttiğiniz tespitlerde ‘Bluestar81’ kullanıcı isimli kişi olduğunu iddia ettiğiniz Necati Özkan ve ‘Jupiter1881’ kullanıcı isimli Hüseyin Gün olduğunu iddia ettiğiniz kişiler arasında gerçekleşen yazışma içeriklerindeki ‘Mr Mayor, İmamoğlu, Başkan, Başkan Bey, Ekrem Başkan’ şeklinde yapılan yazışmalarda kastedilen kişinin ben olup olmadığımı bilmiyorum. Ama tahminimce Ekrem İmamoğlu ismi ile kastedilen ben olabilirim fakat bu yazışmalar ile bir ilgim yoktur, adıma bu şekilde yapıldığı iddia edilen yazışmalarla alakalı hiçbir şekilde bilgim yoktur. Yazışmalarda geçen, sorduğunuz ‘150 bin kişilik dijital ordu’ şeklindeki ibare ile ne kastedildiğini bilmiyorum. Ama tahminimce İstanbul gönüllüleri kastedilmiş olabilir" dedi.'GÜN İLE ALAÇAM ARASINDA YAZIŞMA VE İÇERİĞİYLE İLGİLİ BİLGİM YOKTUR'İmamoğlu’na söz konusu verilerin açık kaynak araştırma tutanağında belirtilen veriler olup olmadığı, herhangi bir şekilde veri paylaşımında bulunulup bulunulmadığı, paylaşım olduysa bunun İmamoğlu’nun talimatıyla mı yapıldığı, ne şekilde ve kimlerle hangi sebeple paylaşıldığı sorulmasının üzerine İmamoğlu, "Söz konusu belgeyi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığım Teftiş Kurulu Başkanlığı’na ben yazmıştım. Bahse konu belgenin yazılış amacı İBB’ye ait her türlü kurum evrakının güvenliğinin sağlanması amacı iledir, başkaca herhangi bir amacı yoktur. Hüseyin Gün’ün müteveffa olduğunu belirttiğiniz Seher Erçili Alaçam arasındaki yazışma ve içeriği ile alakalı hiçbir şekilde bilgim yoktur. Hüseyin Gün’ün Seher Alaçam’a gönderdiğini iddia ettiğiniz, içerisinde İngilizce yazıların olduğu ekran görüntüsü ile alakalı ve yine bu kişinin benimle toplantı yapacağına ya da iddia ettiğiniz şekilde beni kastederek ‘Başkan akıllıysa bu ipe tutunur’ şeklindeki yazışma içeriği ile alakalı hiçbir bilgim yoktur. Göstermiş olduğunuz, içerisinde ben ve sonradan ismini sizin aracılığınız ile Seher Erçili Alaçam olduğunu öğrendiğim ve yine fotoğrafta bulunan Hüseyin Gün fotoğraf karesinin detayı ile ilgili yukarıda açıklama yapmıştım. Anımsadığım kadarıyla söz konusu fotoğraf tebrik ziyareti için çekilmişti" şeklinde konuştu.'GÜN VE ÖZKAN ARASINDAKİ YAZIŞMA İÇERİKLERİNDEN BİLGİM YOKTUR'İmamoğlu, "Hüseyin Gün ile Necati Özkan arasındaki yazışma içeriklerinden hiçbir şekilde bilgim yoktur. Söylemiş olduğunuz tarihlerden ve yazışma içeriklerinden anladığım kadarıyla Necati Özkan ile Hüseyin Gün arasındaki iddia edilen temas, Hüseyin Gün’ün 'Mayıs sonu Haziran başı' şeklindeki ifadesi ile seçimden 15-20 gün öncesine dayanmaktadır. Dolayısıyla 15-20 günlük bir temas ile benim seçim kampanyama ne şekilde katkı verildiği ya da tanımadığım Aaron Barr isimli kişi ile Hüseyin Gün’ün iddia ettiği temas kurularak seçim kampanyama verildiği söylenen katkı ile alakalı, benim o dönemlerde yoğun bir seçim trafiği de yaşadığım göz önüne alınarak bilmem ve ilgilenmem mümkün değildir. Aynı zamanda Hüseyin Gün isimli kişinin manevi annesi olarak belirttiği kişi ile beni ziyareti sonrasında, benim kendisine iddia edildiği haliyle kampanya sürecindeki yardımları için teşekkür ettiğime dair hususu da şu an hatırlamıyorum. Çünkü o dönem başkan seçildiğim için çok sayıda insana teşekkür etmişimdir. Kendisini destek sunduğunu söylemiş ise nezaketen teşekkür etmişimdir. Hüseyin Gün tarafından verilen beyanlar hayatımda duyduğum adeta en saçma yorumlardan ibaret beyanlardır. 2019 Haziran başında Necati Özkan ile tanıştığını anladığım ve iddia ettiği şekliyle seçim kampanyama yardım ettiğini belirten kişinin 15 gün içinde bütün kampanyamı yönlendirmesi ve etkilemesi kesinlikle akla, mantığa uygun değildir. Çünkü ben o dönem 7 aylık bir seçim kampanyası gerçekleştirmiştim. Bütün kampanya süremi adeta çöpe atarak sadece 15 güne indirgemesi hayatın olağan akışına uygun değildir. Casusluk suçu iddia edilerek bu suç sebebiyle davet edilmem benim bütün hayatıma hakarettir. Benim nazarımda casusluk, vatan hainliği ile eşdeğerdir" ifadelerini kullandı. MERDAN YANARDAĞ’IN İFADESİ ORTAYA ÇIKTISoruşturma kapsamında, Merdan Yanardağ, savcılığa verdiği ifadesinde, şüpheli Gün'ü S.A. isimli kadının yanında görmesiyle tanıdığını, S.A'nın Yeniköy'deki evine ziyaret etmeye gittiği zamanlarda görüştüğünü, tahmini 5-7 kez görüştüğünü söyledi.Yanardağ, S.A. vefat ettiğinde başsağlığı dilemek amacıyla Yeniköy'deki evinde Gün'ü gördüğünü, bu görüşmelerde siyasi gündeme dair konuşmalar yaptıklarını belirterek, "Tanışmış olduğumuz dönem 2022- 2023 yılları olduğu için genellikle 2023 seçimleri ile alakalı konuşuyorduk. Görüşmelerimizde Hüseyin'in S.A'nın manevi oğlu olduğunu bilmiyordum, öz oğlu olduğunu biliyordum. Hatta kendisini 'Hüseyin Gün A.' olarak iki isimli olarak biliyordum. Bu yüzden 'Gün'ün soyadı olduğunu mevcut soruşturma kapsamındaki ifademde bana söylenilmesi üzerine öğrendim." ifadelerini kullandı.S.A. hayattayken TELE1 kanalına kurumsal olarak yardım amacıyla elden maddi yardımda bulunduğunun doğru olduğunu kaydeden Yanardağ, bu yardımların küçük miktarlar olduğunu, muhasebeleştirilip kayıtlara geçtiğini, anormal bir durum olmadığını iddia etti.Şüpheli Hüseyin Gün'ün, Yanardağ'a dönem dönem kanalına destek olmak amacıyla elden cüzi miktarlarda para verdiğini belirttiği, "Merdan Yanardağ'ın, Kemal Kılıçdaroğlu ile röportaj yaptığı yayında sorulmasını tarif ettiğim soruları ilettim ve aynı olmasa da benzer nitelikte sorular soruldu. Ama benimkisi tamamen tavsiyeydi." şeklindeki söylemlerinin bulunduğu ifadesi okundu."HÜSEYİN GÜN'DEN BUGÜNE KADAR HİÇBİR AD ALTINDA PARA ALMADIM"Şüpheli Yanardağ, söz konusu beyanları kabul etmediğini söyleyerek ifadesinde şunları kaydetti: "Hüseyin Gün'den bugüne kadar hiçbir ad altında para almadım. Ya ben yanlış hatırlıyorum ya da kendisi yanlış hatırlıyor. Annesi olarak gördüğü S.A'nın küçük maddi yardımları olurdu. İfadesinde bahsettiği faaliyetleri ile ilgili hiçbir bilgim yoktur. Necati Özkan ile alakası nedir bilmiyorum. Görüşmelerinde Necati Özkan'dan bahsettiği hiç olmamıştır. Siyasi espiyonaj faaliyeti yürüttüğü ile ilgili hiçbir izlenimim olmadı. Bu konuda hiç şüphelenmedim. Söylemleri de doğal ve diğer izleyicilere benzer tepkileri içeriyordu. Hüseyin Gün'ün benim ile ilgili neden bu şekilde beyanda bulunduğunu bilemiyorum. Hüseyin Gün'ün tanıdığım kadarıyla iftiracı ve yalancı bir karakterde olmadığını düşünüyorum. Benimle bir husumeti yoktur. Bu konudaki tek akla yatkın cevap ya onun ya benim yanlış hatırlıyor olabileceğidir. Yani Hüseyin isimli şahıstan para alma konusundaki iddialar ile ilgili doğru ya da yanlış şeklinde bir cevabım yoktur.""YABANCI İSTİHBARAT SERVİSİ ÇALIŞANLARI İLE ŞİRKET ORTAĞI OLMASINA ÇOK ŞAŞIRDIM"Şüpheli Hüseyin Gün ile arasında savcılığa paylaşamayacağı herhangi bir sırrı olmadığını, Gün hakkında kendisine bahsedilen soruşturma kapsamındaki bilgi ve ifade tutanağı üzerine karşılaştığı profile şaşkın olduğunu dile getiren Yanardağ, "Çünkü bu şahıs benim ile olan iletişiminde bu tarz izlenim vermemişti. İzleyici-gazeteci sınırlarını aşmadı. Özellikle yabancı istihbarat servisi çalışanları ile şirket ortağı olmasına çok şaşırdım. Ancak bugün geriye dönüp baktığımda da bu şahsın benim ile olan ilişkisinin bu faaliyetleri dışında olduğunu düşünüyorum. İstemeden de olsa herhangi bir espiyonaj faaliyetine de alet olduğumu da düşünmüyorum." şeklinde beyanda bulundu.Merdan Yanardağ, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek serbest bırakılmasını talep etti.NECATİ ÖZKAN’IN SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTISoruşturma kapsamında ifade veren Necati Özkan’ın savcılık ifadesi ortaya çıktı.'WİCKR İSİMLİ UYGULAMAYI KULLANMADIM'Özkan savcılık ifadesinde, "Hüseyin Gün’ü 2019 yılında tanıdım. 2019 yılında 2 seçim yapıldı. Biz ilk seçimi kazandıktan sonrasında ismini hatırlamadığım bir yakınım bana Gün’ün benimle görüşmek istediğini söyledi. Bana yurt dışında teknoloji üzerine şirketi olan başarılı bir iş adamı olarak tanıttı. Ben de yakınımı kıramadığım için kendisine ilk seçimden sonra ikinci seçime yaklaşık 5-10 gün kala randevu verdim. Ben hayatım boyunca 'Wickr' isimli uygulamayı kullanmadım. 'Bluestar81 – Necati' isimli kullanıcı ben değilim. Gün’ün beyanlarını kabul etmiyorum. Mesaj içerikleri ile ilgili bir bilgim yoktur. Bu içeriklerin daha sonra oluşturulduğunu düşünüyorum. Çünkü göstermiş olduğunuz mesaj kaydında tarih bilgisi bulunmamaktadır. Ben bu mesajlaşmaların tarafı değilim. Necati Özkan’a Hüseyin Gün ile olduğu iddia edilen, ‘Umarım, İmamoğlu’nun dün açıkladığı politikaları bir yükseltici (amplifikatör) olarak duyuracak bir gazeteci ağınız vardır. Üzgünüm ki, İmamoğlu’nun politika açıklamaları hakkında olması gereken düzeyde sahiplenme, yankı ve muhafazakar etkileşimleri göremiyoruz. Bu destek eksikliğinin nedeni dijital ordunuzun devreye girmemiş olmasıdır. 150.000 gönüllüden oluşan bir dijital ordunuz var ama doğru şekilde kullanılmıyorlar" dedi.'İBB’NİN 150.000 KİŞİLİK GÖNÜLLÜDEN OLUŞAN DİJİTAL ORDUSU OLDUĞU GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR'Onları harekete geçirin veya en azından bu 150.000 kişilik grup içindeki belirlenmiş kilit kanaat önderlerini aktif hale getirin’ şeklindeki mesajlaşmaları sorulduğunda Özkan cevaben, "Ben Wickr isimli uygulamayı kullanmadım. Mesaj içerikleri ile ilgili bir bilgim yoktur. Bu içeriklerin daha sonra oluşturulduğunu düşünüyorum. Çünkü mesaj içeriklerinde bahsi geçen uygulamalar hayata geçmemiştir. Bu mesaj gelmiş olsa ve ben Hüseyin Gün’e itibar ediyor olsaydım bu uygulamalar hayata geçerdi, bu kayıtlar daha sonra oluşturulmuş asılsız kayıtlardır. İBB’nin 150.000 kişilik gönüllüden oluşan bir dijital ordusu olduğu da gerçeği yansıtmamaktadır. Böyle bir dijital ordu yoktur" dedi.'DİJİTAL İSTİHBARAT TERİMİNİN NE OLDUĞU İLE İLGİLİ BİR BİLGİM YOK'Hüseyin Gün’den ele geçirilen dijital materyal incelemesinde tespit edilen ifadelerin sorusuna cevap veren Özkan, "İyi Parti’nin dijital sorumlusu Taylan Yıldız, İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu aracılığıyla, sosyal medyada B.Y.’yi 'Kürdistan' ve 'Ekümenik' konularında sıkıştırmak için daha aktif olmalı. B.Y. bariz hatalarına rağmen serbestçe geçerken, İmamoğlu her fırsatta saldırıya uğruyor. Bu durum Millet İttifakı’nın sosyal medya organizasyonunda güçsüzlüğünü gösteriyor. Önümüzdeki 10 gün boyunca kullanılmak üzere bugünkü günlük raporda bazı öneriler sunacağız. Bilgi için Ordu Valisi ve VIP olayı henüz sönmedi. Bu konu hala çok fazla ilgi çekiyor. İmamoğlu ve kampanya ekibi ise çok tepkisel hareket ediyor. Çünkü mesajda bahsi geçen öneriler fiiliyata geçmemiştir. Geçmiş olsaydı mesajların gerçek olduğunu düşünebilirdik. İçerikte geçen dijital istihbarat teriminin ne olduğu ile ilgili bir bilgim yoktur" şeklinde konuştu.'RAPORLARI ALIP İMAMOĞLU’NA İLETTİĞİM YALANDIR'Özkan ifadesinin devamında, "Seher Alaçan’ı tanımıyorum. Hüseyin Gün’ün manevi annesi olup olmadığını bilmiyorum. Kendisi ile bir kez Ekrem Başkan ile birlikte, bir kez de Hüseyin ile birlikte ofisime geldiğinde görüşmüştük. Ben Hüseyin’in ortaklarının olduğunu bilmiyorum. İlk defa duydum. Dolayısıyla ortaklarının ne iş yaptığını bilmiyorum. Hüseyin’in bana bundan bahsettiğine dair beyanlarını kabul etmiyorum. Sunuma kadar zaten ücretlik konu olmadı. Sunumdan sonra da zaten yüksek bir ücret talep ettiği için birlikte çalışmadık. Ben Hüseyin’e İBB veri tabanı ile ilgili hiçbir soru sormadım. Ben hayatımda Osint Darkweb diye bir şey duymadım. İBB veri tabanı ile ilgili Hüseyin ile aramızda bir görüşme geçmedi. Benim Hüseyin Gün’ün beyan ettiği gibi kendisinden raporları alıp Ekrem İmamoğlu’na ilettiğim hususu yalandır. Yine ifademde bahsettiğim üzere 'Wickr' programını zaten hiç kullanmadım. Ekrem İmamoğlu’nun yol haritasının Aaron Barr isimli şahıs tarafından oluşturulduğu, Hüseyin Gün tarafından bunun bana iletildiği, benim de Ekrem İmamoğlu’na ulaştırdığım hususu yalandır. Hüseyin Gün’ün aleyhime olan hiçbir beyanını kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
Haberle ilgili daha fazlası:#Casusluk Soruşturması#İBB#Hüseyin Gün
Bu Haber Hurriyet.com.tr'den Alıntılanmıştır. Kaynak: Hürriyet - Haber, Son Dakika Haberler, Güncel Gazete Haberleri