• 🔊 Sponsor - Sohbet'in yeni adı Haylaz.NET açıldı. Sen de hemen aramıza katılmak için TIKLA 📌
  • 🔊 Sponsor - Türkiye'nin resmi mobil sohbet sitesi Mobil.Gen.TR açıldı! Tüm mobil cihazlardan giriş yapmak için TIKLA 📌
  • 🔊 Sponsor - Okey Sitemiz Açıldı - Haylaz.NET 📌 Okeyodalari.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna! TIKLA 📌

  • IRCForumlari.Gen.Tr Türkiye'nin Güncel IRC Forum Sitesi
    IRCForumlari.Gen.Tr IRC Forum sitesine katılım zahmetsiz ve ücretsizdir.
    Konu içeriğini görebilmek için lütfen üye olun. Aksi taktirde içeriği göremezsiniz.
  • Değerli ziyaretçilerimiz;

    Türkiye'nin en yeni, gelişmiş, özgün ve güvenli bilgi ağına hoşgeldiniz! Şimdiye dek internet dünyasında bir çok başarı elde etmiş projeye imza attık "IRCForumlari.Gen.TR" bunlara en yakın örnek diyebiliriz. Son olarak ta IRCForumlari.Gen.Tr siz değerli kullanıcılarımız ile buluşturmanın mutluluğu içerisindeyiz. Sizde bu MEGA ve Stabil projenin bir parçası olmak isterseniz kolayca bize katılabilirsiniz. Saygılarımızla. IRCForumlari.Gen.TR

Güncel Oguz Kagan in Kimligi.

[IF] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Tarih kategorisinde Neith tarafından oluşturulan Oguz Kagan in Kimligi. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 306 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Tarih
Konu Başlığı Oguz Kagan in Kimligi.
Konbuyu başlatan Neith
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Neith

Neith

Vip Üye
Katılım
30 Tem 2023
Mesajlar
271
Tepkime puanı
59
Puanları
28

İtibar:

Türk edebiyatının hiç şüphesiz en kıymetli hazinelerinden birisi Oguz Kagan Destanı veya diğer bir deyişle Oguz-namelerdir. Muhtevasında köklü bir tarih ve kültür unsuru yatan Oguz-nameler, bilindiği üzere tarihi Türk destan kahramanı ve hükümdarı Oguz Kagan ‘ın fütühatını anlatır. Bu yüzden ilk önce Oguz Kagan destanlarında baş rolü oynayan Oguz’un kimliği üzerinde durmakta fayda vardır.

Kimdir bu Oğuz? Sadece bir destan kahramanı mı, yoksa gerçekten tarihte yaşamış bir şahsiyet mi? Bu soruya şimdiye kadar pekçok alim cevap vermeye çalışmış ve bazılarına göre; büyük Hun yabgusu Mo-tun (Mete) kabul edilmişken, bir kısmına göre de; Türk milletine gönderilmiş olan peygamber denmiştir. Aslında her iki iddiada bulunanların da kendileri açısından haklı tarafları vardır.

Tarihte şimdilik bilinen en eski devletimiz, Hunlar tarafından kurulmuştur. Türk tarihinin en kudretli ve meşhur hükümdarlarından birisi, bu Hun Devletini zirveye çıkaran ve kendinden sonra gelecek olan Türk sülalelerinin kurduğu devletlerin temelini atan Mo-tun Yabgu’dur (M.ö. 209-174). ) Onun babası Tuman (belki Tümen?), kendinden sonra onu hükümdarlık için varis göstermeyerek, kardeşini yerine geçirmek istemiş1, o da emrindeki bir tümen kuvvet ile harekete geçerek, babasını bir sürek avında öldürtmüş2 ve devletin başına geçmiştir (M.Ö. 209). Devlet teşkilatını yeniden düzenleyen Mo-tun, Tung-huların kendisinden devamlı toprak istemeleri üzerine, onları büyük bir bozguna uğratmış3, M.Ö. 203 yılında da Yüe-çileri mağlup etmiştir

Bilindiği gibi Çin belgeleri Mo-tun’un hayatını çok renkli bir şekilde anlatmaktadır. Çin kaynaklarındaki bu hikayeler, Türklere ait ilk destani’ materyallerdendir. Mo-tun, Asya’da siyası hakimiyetini sağladıktan sonra Çin topraklarına doğru akınlara başlamış, Çin Seddi’ni kolayca aştığı gibi, hatta Çin imparatoru Kao-ti’yi (M.Ö. 206-195) sıkıştırmış (M.Ö. 201), imparator yıllık vergi vermek suretiyle onun elinden kurtulabilmişti? Mo-tun Yabgu, M.Ö. 174 tarihinde öldüğü zaman, Orta Asya’da Türk birliğini gerçekleştirdikten başka, birçok yabancı kavmi de kendi hükümranlığı altına almıştı6. O, “Tengri-kut” idi ve gücünün kaynağı Tanrı’dan geliyordu; ama Tanrı’nın oğlu değilde. Devletin sınırları doğuda Kore’ye, batıda Aral Gölü’ne, kuzeyde Yenisey’in yukarı mecralarına, güneyde de Hindistan’ın kuzeyine kadar ulaşmış bulunuyordu.

Görüldüğü gibi bu büyük Türk hükumdarının tarihteki önemini kimse inkar edemez. Sadece Türk milletinin tarihinde değil, Türklerin dışındaki Orta Asya halkları için de Mo-tun Yabgu mühimdir. Pekçok devletin tarihten silinmesine vesile olmakla beraber, Asya ‘nın şekillenmesine sebep olmuştur. Böylesine değerli bir şahsın unutulması elbette ki mümkün değildir. Türk milletinin hafızasına yer etmiş bu zat ve onun hizmetleri kulaktan kulağa sözlü olarak geldiği gibi, yazılı olarak da yaşamıştır. Bu yüzden pek tabiki Oguz ile Motun’un aynı olabileceği görüşünü göz-ardı edemeyiz.

Bunun yanısıra Tanrı tarafından zaman zaman insan oğullarına, doğru yolu bulmaları amacıyla peygamberlerin gönderildiğini de bilmekteyiz ve Hak dinlere ait kitaplardan her kavime bir peygamber yollandığını öğrendiğimiz gibi, bunların sayısının da oldukça fazla olduğunu görmekteyiz. Özellikle Oguznameler’in İslami unsurlar taşıyan varyantıarında, Oguz’un bir Hak dine mensubiyeti (ki burada Müslümanlık ön plandadır) onun da bir elçi olabileceği ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Tarihte, Oguz adıyla gelen bir peygamber ve onun dinini yaymak için üyesi olduğu milletle beraber yapmış olduğu mücadele, belki de zamanla bir kahramanlık destanına da dönmüş olabilir! Nasıl ki, Hz. Muhammed’in İslamiyeti yayarken yapmış olduğu savaşlar ve başından geçen hadiseler, kahramanlık hikayeleri şeklinde süslenerek aktarılıyor ise, Oguz için de aynı şeyleri neden düşünmeyelim?

Burada bir hususa daha değinmemiz gerekiyor ki, o da Mo-tun’un çocuklarının adıdır. Bilindiği üzere Tengri Kut (Çin anlayışında olduğu şekliyle Tanrı’nın oğlu değil) Mo-tun, M.önce 174′te öldüğünde yerine oğlu Kök (çince Ki-ok) tahta çıkmıştı. Babasına çok benzeyen bu şahıstan sonra Türk devletinin başında M.önce 160 senesinde de Kök’ün oğlu Kün-içen’i (çince Chüen-ch’en) görmekteyiz. Burada sizlerin dikkatini Tengri Kut Mo-tun’un gerçek hayattaki oğlu ve torununun adına çekmek istiyoruz. Bizim tesbitIerimize göre, bunlardan birisi Kök’tür (Gök Han), diğeri de Kün’dür (Gün Han). Yani Mo-tun Yabgu’dan sonra gelen iki Türk hükümdarının ismi Oguz Kagan Destanı’ndaki Oguz’un destani çocuklarından iki tanesiyle aynıdır. Bu herhalde, Oguz ile Motun arasındaki benzerlik konusunda göz-ardı edilemeyecek bir ip-ucudur. Yeri gelmişken, biraz da burada Oguzlar üzerinde durmakta fayda görmekteyiz. Destanlarda Oguz bir şahıs ismi olarak karşımıza çıkıyor. Ama onun adını taşıyan bir etnik topluluk var ki, o da Türk milletinin önemli bir parçası olan Oguzlar ya da Türkmenlerdir.

Türk tarihinin baş eserleri durumundaki Köl Tigin ve Bilge Kagan yazıtlarında Türk bodundan sayılan Oguzların, etnik yapısı meselesinde bugüne kadar pekçok çalışma yapılmıştır. Genellikle kabul edilen görüş; Oguz’un “okların birliği”, yani kabile manasına geldiği yolundadır8

Bazı alimlerin, Kök Türk kaganlarının da Oguzlardan neşet ettiği yolunda görüşleri varsa da, bize göre şimdilik bunu tereddütle karşılamak gerekir. Yani Börülüler (Aşina) soyunun Oguz olduğuna dair henüz elimizde yeterince belge yoktur. Kitabelerde geçen Tokuz-Oguz bodun kentü bodumm erti9 cümlesi, Kök Türk kaganlarının da Oguz halkından olduğunu göstermeye yetmemekle beraber, bu cümleden “Oguzlar da bana tabi idi” gibi bir mana çıkarmak da mümkündür. Ayrıca, Oguzların 630′dan sonra, bu adla ortaya çıkmış Tölös10 boylarından olduğu söylenmiştirll. Gerçekten Oguzlar da, Kök Türkçe yazılı kaynaklarda gördüğümüz Altı-Bag Bodun12 gibi, Türk devletinin kargaşaya sürüklendiği bir sırada (bu Hunlar zamanında da olabilir), başlarını kurtarmak için bir araya gelmiş kabileler birliği olabilir!

Şimdiye kadar kitabelerden çıkardığımız netice, Oguz adının tek başına kullanıldığı gibi, çeşitli rakamlarla ifade edilen birlikler altında da yaşadığını gösteriyor. Kök Türkçe yazılı kitabelerde Oguzlar karşımıza Tokuz-Oguz, Üç-Oguz, Altı-Oguz ve Sekiz-Oguz biçimlerinde çıkmaktadır. O zaman akla şu soru geliyor: Aynı çağlarda bu federasyonların hepsi var mıydı? Eğer yazıtlara bakacak olursak; Oguzlar, Uygurlar iktidara gelmeden önce Tokuz-Oguz’dular. Ancak, Uygur dönemine ait Şine-Usu Yazıtı’ndan Uygurlar devrinde Sekiz- Oguz diye bir boy birliğini öğrenmekteyiz. Yine Bilge Kagan Kitabesi ‘nde Üç Oguz savaşından bahsedilmektedir. Öyle ise, bütün bu federasyonlar 7-9.yüzyıllar arasında mevcutturlar13

Bununla beraber, 10. yüzyıldan kalma bazı metinlerde bir Oguz Öge ile onun 24 komutanından haberdar olmaktayız. Demek oluyor ki, Oguzlar 10. asrın başında 24 boy halinde bir ittifak meydana getirmişlerdirl4 Ancak burada bir şeyi hatırlamak gerekiyor; kitabelerde geçen Oguz federasyonlarının sayısı 26′dır. Fakat bugün için bilinen bir gerçek, Oguzlar 24 boya mensuptur ve iki kısma ayrılırlar; Boz Oklar, Üç Oklar. Görüleceği üzere yazıtlarda tesbit edilen yirmi altı sayısından, 10. Yüzyıldaki yirmi dört Oguz boyu iki üye olarak ek* Yasak Kelime Kullandınız *. Bizim bu konudaki fikrimiz şudur: Çağlar içerisinde Oguz federasyonuna çeşitli boylar girip çıkmıştır. 10. asıl’da ise konfederasyon son şeklini aldı. Bütün bu açıklamaların sonunda belki, Oguzların Tölös boylarından ve Türk soyundan olduklarını söylemekte bir sakınca yoktur.

Kök Türkçe yazıtlardan, Oguzların yurdunu Selenge’nin doğusunda tesbit ediyoruz. İslam coğrafyacılarına göre, Yafes’in soyundan gelen Guz (Oguz), Bulgarların kıyısında yer tutmuştur deniyorsa dal5, bu bilgi daha sonraya aittir ve Oguzların batıya yönelmeye başlamaları, 8. asrın ikinci yarısından sonra olmuştur.

Tıpkı Kök Türkler çağında olduğu gibi, Uygurlar zamanında da Oguzların isyanı vardır. Bu bakımdan oldukça ilginç bir Türk topluluğudurlar. Hatta kendi kurdukları sülale devletlerinin de en büyük muhalifleri olmuşlardır. Kök Türkçe yazılı belgelerde 8. yüzyılın ikinci yarısından sonra, Oguzlarla alakalı bir kayda rastlamıyoruz. Bu da bize onların batıya doğru kaydıklarını gösteriyor.

Umurniyetle Sır-Derya boylarına gelen Oguzlar, buradaki Peçenekleri daha batıya sürerek, yeni bir yurt tuttular. ıo. yüzyılın ilk yarısında başlarında bir yabgunun bulunduğu ve merkezlerinin de Yangı-kent olduğunu İslam kaynakları kaydetmektedir. Bu memleket genel manada İrtiş ve İtil Nehirleri arasındaki bozkırları içerisine almakta ve güneyde Sır-Derya ve Üst-Yurt sahalarını ihtiva etmektedirl6

10. asrın Oguzlarının çok kuvvetli olduğu, hususiyetle 9. Yüzyılın başlarında Arap valileri arasındaki mücadelelerde de Oguzların rolünün bulunduğu, ekseriyetinin de Mani inancında oldukları söylenmiştir17

ll. asırla birlikte, kalabalık Türk kuvvetleri halinde Anadolu ve Suriye bölgelerine gelen Oguzlar, dünya tarihinde çok önemli gelişmelere sebep oldular. Oguzlara, İslamiyeti kabul ettikten sonra Türkmen denmeye de başlandı. Tarihteki ilk büyük devletleri Selçukluları Kınık boyuna dayanarak kuran Oguzlar, Selçuk soyunun zayıflamasında da etkili olduktan sonra, Osmanlı hanedanlığı kanalıyla iktidarı Kayılara teslim ettiler ve altı yüz sene gibi uzun bir müddet Türk ve İslam aleminin liderliğini yaptıktan başka, dünyanın da en güçlü ülkelerinden biri olma unvanına sahip oldular