- Katılım
- 15 May 2025
- Mesajlar
- 1,935
- Tepkime puanı
- 386
- IFGT Puan
- 78
Krotonlu Theano, yaklaşık MÖ 546 yılında, kaynaklara göre muhtemelen Girit’te doğmuştur. Erken yaşamı hakkında kesin bilgiler bulunmasa da Brontinos’un kızı olduğu düşünülmektedir. Babası, Osiris kültüne odaklanan dini bir grubun üyesiydi. Bu topluluk reenkarnasyona inanıyordu ve Pisagorcuların da bu felsefeden etkilendiği bilinmektedir.
Bu durum, Theano’nun Pisagor’u birçok yönden etkileyip teşvik etmiş olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca Brontinos ve Thehano'nun Pisagor'un
öğrencileri olduğu da bilinmektedir. Zamanla Theano ve Pisagor, yalnızca felsefi bir bağ kurmakla kalmayıp bir aile de oluşturmuştur. Pisagor bu dönemde 56 yaşındaydı. Theano ise ondan çok daha gençti, ayrıca bilim ve felsefeye olan tutkusu ile dikkat çekmekteydi.
Evliliklerinden, iki oğul ve üç kızları oldu. Oğullarından birinin adı Telauges olarak bilinirken, diğerinin ismi zamanla unutulmuştur. Kızlarının adları ise Damo, Myria ve Arginote olarak kaydedilmiştir.
Theano’nun Pisagorcu okulundaki gerçek konumu kesin olarak bilinmemektedir. Öte yandan, Antik Yunan felsefesi üzerine uzmanlaşmış bazı araştırmacılar, Theano’ya atfedilen metinlerin gerçekte erkekler tarafından yazıldığını ve onun isminin bir takma ad olarak kullanıldığını öne sürmektedir.
Bu durum, Theano’nun Pisagor’u birçok yönden etkileyip teşvik etmiş olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca Brontinos ve Thehano'nun Pisagor'un
öğrencileri olduğu da bilinmektedir. Zamanla Theano ve Pisagor, yalnızca felsefi bir bağ kurmakla kalmayıp bir aile de oluşturmuştur. Pisagor bu dönemde 56 yaşındaydı. Theano ise ondan çok daha gençti, ayrıca bilim ve felsefeye olan tutkusu ile dikkat çekmekteydi.
Evliliklerinden, iki oğul ve üç kızları oldu. Oğullarından birinin adı Telauges olarak bilinirken, diğerinin ismi zamanla unutulmuştur. Kızlarının adları ise Damo, Myria ve Arginote olarak kaydedilmiştir.
Theano’nun Pisagorcu okulundaki gerçek konumu kesin olarak bilinmemektedir. Öte yandan, Antik Yunan felsefesi üzerine uzmanlaşmış bazı araştırmacılar, Theano’ya atfedilen metinlerin gerçekte erkekler tarafından yazıldığını ve onun isminin bir takma ad olarak kullanıldığını öne sürmektedir.
Aynı düşünceler, Pisagor’un adına yayımlanan eserler için de geçerliydi. Bir çok akademisyen, Pisagor’un doğrudan hiçbir yazılı eser bırakmadığını, ona atfedilen metinlerin öğrencileri veya takipçileri tarafından oluşturulduğunu savunmaktadır.
En büyük sorun, Pisagor’un orijinal yazılarından hiçbirinin günümüze ulaşmamış olmasıdır. Onun öğretileri ve düşünceleri, yalnızca Herodot, Platon, Athenaeus, Suidas, Diogenes Laertius, Iamblichus, Aristoteles ve diğer daha sonraki yazarların metinlerinden bilinmektedir.
Bu nedenle, Pisagor’un ve Pisagorcu okulun fikirleri, doğrudan değil, sonraki yazarların anlatımları aracılığıyla günümüze ulaşmıştır.
Bugüne kadar ulaşan, ancak kesin yazarlığı bilinmeyen bir kaç mektup bulunmaktadır. Araştırmacılar, bu mektupların Theano tarafından yazıldığını düşünmektedir, ancak bunu kesin olarak doğrulamak mümkün değildir.
Eski metinlerin incelenmesi, Pisagor’a atfedilen eserleri Theano’ya ve diğer yazarlara ait metinlerden kesin olarak ayırmayı zorlaştırmaktadır. Bu durum, Pisagorcu okulun bilgi aktarımında bireysel yazarlık yerine kolektif bir öğretim yöntemini benimsemiş olabileceğini düşündürmektedir.
En büyük sorun, Pisagor’un orijinal yazılarından hiçbirinin günümüze ulaşmamış olmasıdır. Onun öğretileri ve düşünceleri, yalnızca Herodot, Platon, Athenaeus, Suidas, Diogenes Laertius, Iamblichus, Aristoteles ve diğer daha sonraki yazarların metinlerinden bilinmektedir.
Bu nedenle, Pisagor’un ve Pisagorcu okulun fikirleri, doğrudan değil, sonraki yazarların anlatımları aracılığıyla günümüze ulaşmıştır.
Bugüne kadar ulaşan, ancak kesin yazarlığı bilinmeyen bir kaç mektup bulunmaktadır. Araştırmacılar, bu mektupların Theano tarafından yazıldığını düşünmektedir, ancak bunu kesin olarak doğrulamak mümkün değildir.
Eski metinlerin incelenmesi, Pisagor’a atfedilen eserleri Theano’ya ve diğer yazarlara ait metinlerden kesin olarak ayırmayı zorlaştırmaktadır. Bu durum, Pisagorcu okulun bilgi aktarımında bireysel yazarlık yerine kolektif bir öğretim yöntemini benimsemiş olabileceğini düşündürmektedir.
Ne yazık ki, Pisagor’un artan nüfuzu, onun trajik sonunu da beraberinde getirdi. Okulu, Kroton yönetiminde etkili bir konuma ulaştığında, yerel halk bunu bir tehdit olarak gördü ve onu ortadan kaldırmaya karar verdi. Theano için en karanlık gün olan bu saldırıda, eşi Pisagor ve birçok öğretmen ile öğrenci öldürüldü. Okul tamamen yok edildi ve birçok kişiyse, Theano’nun pes edip Girit’e geri döneceğini düşündü.
Fakat, çocuklarının desteğiyle okulun liderliğini üstlendi ve çalışmalarına devam etti. Theano’nun en az iki kızı, bu zor dönemde ona destek oldu. Özellikle Damo, babasının yazılarını ve saldırıda hayatını kaybeden diğer filozofların metinlerini koruma sorumluluğunu üstlendi. Aynı zamanda bir hekim olan Damo, bilimsel çalışmalarını sürdürerek dönemin ünlü hekimlerinden Euruphon ile akademik tartışmalara katıldı.
Theano ve Damo’nun en büyük keşiflerinden biri, insan fetüsü üzerine yaptıkları çalışmalardı. Bir fetüsün ancak yedi aylık gebelik süresinden sonra hayatta kalabileceğini tespit ettiler.
Pisagor’un okulu, dönemin koşullarına göre oldukça ilerici bir anlayışa sahip ve kadın ile erkek öğrencileri kabul eden nadir eğitim kurumlarından biriydi. O dönemde kadınların eğitim alma ya da siyasi haklara sahip olma imkânı yoktu. Genellikle ev işleriyle ilgilenmeleri bekleniyordu ve akademik gelişim fırsatları son derece sınırlıydı.
Ancak Kroton’daki Pisagorcu okul, kadın entelektüeller için bir sığınak niteliğindeydi. Pisagor’un ilk öğrencilerinden biri, eserleri günümüze ulaşmayan Aristoklea idi. Theano ve Pisagor’un yaşamları boyunca en az 28 kadın öğrenci bu okulda eğitim aldı. Toplam öğrenci sayısının ise yaklaşık 300 kişi olduğu tahmin edilmektedir.
Pisagor’un okulu, büyük matematikçinin ölümünden sonra en az 200 yıl boyunca varlığını sürdürdü. Yüzyıllar boyunca tarihçiler, antik bilimde kadınların rolünü göz ardı etti ve çoğu kadını yalnızca eşlerinin gölgesinde değerlendirdi. Ancak Pisagor’un okulu, kadınların da bilim insanı olarak çalıştığını ve bu alanda erkeklere ilham verdiğini gösteren önemli bir örnektir.
Theano, bu öncü kadınlardan biriydi. MÖ 5. yüzyılda hayatını kaybettiği ve muhtemelen okulunun yakınlarında defnedildiği düşünülmektedir. Gelecekte hayatına dair daha fazla ayrıntının keşfedilmesiyle, biyografisinin tamamlanması ve hak ettiği itibarı kazanması mümkün olacaktır.
Fakat, çocuklarının desteğiyle okulun liderliğini üstlendi ve çalışmalarına devam etti. Theano’nun en az iki kızı, bu zor dönemde ona destek oldu. Özellikle Damo, babasının yazılarını ve saldırıda hayatını kaybeden diğer filozofların metinlerini koruma sorumluluğunu üstlendi. Aynı zamanda bir hekim olan Damo, bilimsel çalışmalarını sürdürerek dönemin ünlü hekimlerinden Euruphon ile akademik tartışmalara katıldı.
Theano ve Damo’nun en büyük keşiflerinden biri, insan fetüsü üzerine yaptıkları çalışmalardı. Bir fetüsün ancak yedi aylık gebelik süresinden sonra hayatta kalabileceğini tespit ettiler.
Pisagor’un okulu, dönemin koşullarına göre oldukça ilerici bir anlayışa sahip ve kadın ile erkek öğrencileri kabul eden nadir eğitim kurumlarından biriydi. O dönemde kadınların eğitim alma ya da siyasi haklara sahip olma imkânı yoktu. Genellikle ev işleriyle ilgilenmeleri bekleniyordu ve akademik gelişim fırsatları son derece sınırlıydı.
Ancak Kroton’daki Pisagorcu okul, kadın entelektüeller için bir sığınak niteliğindeydi. Pisagor’un ilk öğrencilerinden biri, eserleri günümüze ulaşmayan Aristoklea idi. Theano ve Pisagor’un yaşamları boyunca en az 28 kadın öğrenci bu okulda eğitim aldı. Toplam öğrenci sayısının ise yaklaşık 300 kişi olduğu tahmin edilmektedir.
Pisagor’un okulu, büyük matematikçinin ölümünden sonra en az 200 yıl boyunca varlığını sürdürdü. Yüzyıllar boyunca tarihçiler, antik bilimde kadınların rolünü göz ardı etti ve çoğu kadını yalnızca eşlerinin gölgesinde değerlendirdi. Ancak Pisagor’un okulu, kadınların da bilim insanı olarak çalıştığını ve bu alanda erkeklere ilham verdiğini gösteren önemli bir örnektir.
Theano, bu öncü kadınlardan biriydi. MÖ 5. yüzyılda hayatını kaybettiği ve muhtemelen okulunun yakınlarında defnedildiği düşünülmektedir. Gelecekte hayatına dair daha fazla ayrıntının keşfedilmesiyle, biyografisinin tamamlanması ve hak ettiği itibarı kazanması mümkün olacaktır.
(Alıntı)