Neith
Vip Üye
- Katılım
- 30 Tem 2023
- Mesajlar
- 271
- Tepkime puanı
- 59
- Puanları
- 28
İtibar:
Ruj, Fransızca’da kırmızı anlamına gelen ‘rouge’ kelimesinden geliyor. 60’lı yıllara kadar sadece kırmızı renkte üretilen rujun tarihi Mezopotamya’ya kadar uzanıyor. Mezopotamyalı kadınlar yarı değerli mücevherleri öğüterek dudaklarını renklendirirdi. Mısırlılar karıştırdıkları çeşitli yağları kızıl kurşun ve demir oksitle renklendirip dudaklarını boyardı.
Kleopatra’nın rujları kırmızı renkli böceklerden elde ediliyordu. Ancak zehirli maddelerin bilmeden eklendiği karışımlar ölümlere de neden oldu, hatta ‘ölümcül öpücük’ tanımına ilk kez bu dönemde rastlanıyor. Katı ruj, Endülüslü doktor ve eczacı Abu al-Qasim al-Zahrawi tarafından bulundu ancak Ortaçağ’da ruj kullanımı kilise tarafından yasaklandı. Rujun popülerlik kazanması 16’ncı yüzyılda İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth ve onun yakın çevresindeki kadınların kullanımına kadar uzanıyor ve balmumu ile çeşitli bitkilerin karışımından elde ediliyor. 17’nci yüzyılda İngiliz parlamentosu ruj süren kadınların büyücülük yaptıklarını iddia ederek bir yasa çıkardı, kırmızı ruj artık sadece fahişe olmanın göstergesiydi.
19’uncu yüzyılda Kraliçe Victoria da ruj kullanımını uygunsuz buluyordu ama ruj yine de kullanıldı. 19’uncu yüzyılda ABD’de ruj, kırmızı boya ile renklendirildi. Yukarı doğru iterek açılan rujlar ilk kez 1915 yılında piyasaya çıktı ancak bugünkü şekline kavuştuğunda takvimler 1923 yılını gösteriyordu. 30’lu yıllarda reklam sektörü kozmetik dünyasını keşfetti ancak 40’lardaki savaş dönemi üretimi düşürünce kalıcı rujlar doğdu. 50’li yıllarda kırmızı ruj seksapelitenin simgesi oldu. Bu yıllar aynı zamanda güzellikleriyle öne çıkan yıldızların ve dolayısıyla Hollywood’un da altın çağıydı. Pembeler ve bej tonlarına 60’lı yıllarda, bordo ve mor rujlara ise 70’li yıllarda geçildi.
Kleopatra’nın rujları kırmızı renkli böceklerden elde ediliyordu. Ancak zehirli maddelerin bilmeden eklendiği karışımlar ölümlere de neden oldu, hatta ‘ölümcül öpücük’ tanımına ilk kez bu dönemde rastlanıyor. Katı ruj, Endülüslü doktor ve eczacı Abu al-Qasim al-Zahrawi tarafından bulundu ancak Ortaçağ’da ruj kullanımı kilise tarafından yasaklandı. Rujun popülerlik kazanması 16’ncı yüzyılda İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth ve onun yakın çevresindeki kadınların kullanımına kadar uzanıyor ve balmumu ile çeşitli bitkilerin karışımından elde ediliyor. 17’nci yüzyılda İngiliz parlamentosu ruj süren kadınların büyücülük yaptıklarını iddia ederek bir yasa çıkardı, kırmızı ruj artık sadece fahişe olmanın göstergesiydi.
19’uncu yüzyılda Kraliçe Victoria da ruj kullanımını uygunsuz buluyordu ama ruj yine de kullanıldı. 19’uncu yüzyılda ABD’de ruj, kırmızı boya ile renklendirildi. Yukarı doğru iterek açılan rujlar ilk kez 1915 yılında piyasaya çıktı ancak bugünkü şekline kavuştuğunda takvimler 1923 yılını gösteriyordu. 30’lu yıllarda reklam sektörü kozmetik dünyasını keşfetti ancak 40’lardaki savaş dönemi üretimi düşürünce kalıcı rujlar doğdu. 50’li yıllarda kırmızı ruj seksapelitenin simgesi oldu. Bu yıllar aynı zamanda güzellikleriyle öne çıkan yıldızların ve dolayısıyla Hollywood’un da altın çağıydı. Pembeler ve bej tonlarına 60’lı yıllarda, bordo ve mor rujlara ise 70’li yıllarda geçildi.