- Katılım
- 15 May 2025
- Mesajlar
- 2,350
- Tepkime puanı
- 413
- IFGT Puan
- 78
Konu Sahibi
Zonguldak'ın Tarihçesi
Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde bulunan bir il ve liman şehridir Zonguldak. Tarihî olarak önemli bir maden yatağı olan kömür rezervlerine sahip olmasıyla bilinmektedir.
Zonguldak'ın adı Antik Çağ’da Oxines nehrinin 90 stadia doğusunda yer alan sahil köyü Sandaraki veya Sandaraka ile ilişkili olup, Yunanca “yakut rengi, kırmızı şarap” anlamlarına gelmektedir.
Kent adının “bataklık, sazlık” anlamına geldiği iddia edilen “zongalık”, bataklık dolayısıyla sıtma yatağı olmasına atfen titreten yer anlamındaki “zonguldayık” hatta Fransızca orman anlamına gelen “jungle” ve “dağ” kelimelerinin birleşimi ile ilişkisi olduğu ileri sürülmesine karşın Sandaraki köy adının zamanla Zonguldak’a dönüşmesi akla daha yakındır. Batısında Megara kolonisi Heraklea Pontika doğusunda ise Miletos kolonisi olan Tius bulunup, Bithynia-Paphlagonia sınırında yer alan ve 19. yüzyıla dek köy olarak kalan hangi dönemde kurulduğu bilinmemektedir.
Zonguldak ve civarı MÖ 13. yüzyılda Trakya üzerinden gelen Frig-Trak kökenli halkların yerleşimine sahne olmuş bu dönemde Hitit İmparatorluğu da yıkılmıştır. MÖ 7. yüzyılda Kafkasya üzerinden Anadolu’ya giren Kimmerler MÖ 676’da Frig krallığını yıkmayı başarmışlarsa da Lidya ve Asur saldırıları karşısında tutunamamış, Med devleti ile yaptıkları savaşlarda iyice yıpranarak 630’larda bölgeyi terk etmişlerdir.
MÖ 7-6. yüzyıllarda Yunan kentlerinin Karadeniz kıyılarında emporion ve koloniler kurduğu dönemde bugünkü Zonguldak ili sınırları dâhilinde Tios, Sesamis, Herakleia kentleri kurulmuştur.
Persler, MÖ 546’da Anadolu’ya girerek Lidya devletini yıkmış ve Zonguldak bölgesini ele geçirerek burayı I. Darieus zamanında Kapadokya Şatraplığı adlı askeri valilik sınırlarına dâhil etmişlerdir. Bu dönemde Zonguldak civarında kent merkezindeki Yunanlılar dışında Mariandynler adlı Trak kökenli bir halk ile bölgenin otokton halkı Paphlagonlar yaşamaktaydı. Ksenofon zamanında Kapadokya Şatraplığı üçe ayrılınca Zonguldak civarı Bithynia Şatraplığı sınırları içerisinde yer almıştır. Büyük İskender’in MÖ 334’de Pers ordusunu yenilgiye uğratmasının ardından Karadeniz kentlerindeki Pers hâkimiyeti sona ermiş, Yunan kentleri yeniden otonom yönetilmeye başlamışlardır.
İskender’in diadoklarından Kalas bölgede hâkim olmak istediyse de Bithynialı yerel lider Bas baskıya direnmiş, oğlu I. Zipoetes ise MÖ 326’da Bithynia krallığını kurmayı başarmışsa da egemenlik sınırlarını Heraklea Pontika’ya dek genişletememiştir. Zamanla Zonguldak civarı Bithynia Krallığı’nın hâkimiyetine geçmişse de, Anadolu’da doğru genişleyen Roma İmparatorluğu’nun baskısıyla MÖ 95’de Philaimenes adlı biri Zonguldak’ın bir kısmını kapsayan Paphlagonia’ya bağımsız kral olarak atanmıştır. Zonguldak ve civarındaki yerleşimler MÖ 74 yılında Bithynia Krallığı’nın yıkılmasıyla Roma İmparatorluğu sınırlarına dâhil edilerek MÖ 27’den itibaren Bithynia Eyaleti’nin bir parçası olmuştur. MS 7. Yüzyılda Bizans Devleti’nin Opsikion Theması içinde yer alan Zonguldak yöresi, 1084 yılında Selçuklu hükümdarı Süleymanşah’ın komutanlarından Emir Karatekin tarafından 2 yıllığına ele geçirilmiş, 1204-12 tarihleri arasında ise Trabzon İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girmiştir.
1261 Yılında İstanbul'da ki Latin devletinin yıkılmasının ardından Bizans tahtına oturan Mikhail Paleologos,
Cenevizliler’e yardımları karşılığında bazı ayrıcalıklar verirken Karadeniz’de ticaret tekeli kurmalarına imkân hazırlamıştır. Bu amaçla Kefe’yi ele geçiren Cenevizliler 1270’dan itibaren başta Amasra olmak üzere Güney Karadeniz’de çok sayıda emporion kurmuştur.
Antik Çağ’da Trak orijinli yerli halkların yanı sıra Yunanlı kolonistler, Romalılar ve Persler dini ve kültürel hayatı şekillendirmiş, Hristiyanlığın kabulü Rumlaşmayı getirirken Zeus Strategos, Poseidon ve Herakles kült merkezleri kilise ve ören yerlerine dönüştürülmüş, İslam’ın kabulü ve bazı yörelere Karaevli, Avşar, Dodurga, Çepni, Bayat, Bozoklu, Saltuklu gibi Türkmen kabilelerinin kolonizasyonu da eklenince bölge hızla Türkleşmiştir. Zonguldak civarında Hristiyanlığı Havari Andreas’ın yaydığına inanılmakta, daha önceden Herakles kültü merkezi olan Herakleia’da Ayazma Deresi civarındaki mağaraların ilk kiliselere dönüştüğü anlaşılmaktadır. Yerel söylencelere göre Roma döneminde Amastris’teki Poseidon sunağını baltayla parçaladığı için yakılarak öldürülen St. Hyakintus (Agios Yakinthos) Hristiyanlığın resmen kabulünün ardından kentin koruyucusu ve en önemli azizi kabul edilmiştir.
Bu döndem Amastris’te inşa edilen Agios Yakinthos Kilisesi’nde tüm hastalıkları iyileştirdiğine inanılan bir toz üretilip 18 Temmuz günü aziz onuruna düzenlenen tören sonrasında diğer kentlere ihraç edilmekteydi. 810 yılında ölen Amasralı Yorgo’nun "George" mezarı da Hristiyan hacıların kült merkezlerinden birisi olup, Yorgo’nun ölümünden hemen sonra bile 2 mucize gerçekleştirildiğine inanılmaktaydı. Söylenceye göre Amasra’yı yutacak bir sel tufanını mezarından bir kelime söyleyerek durdurmuş ve Amasra’yı yağmalarken Yorgo’nun mezarı ve kiliseye de dadanan Kazak korsanları durdurup Hristiyanlığa dönmelerini sağlamıştır.
(Alıntı)

