Türkçe Sözlük

IFGENTR Türkçe sözlük
Bireyin kendisi adına, başkası veya başkaları adına, çeşitli gruplar ya da kitleler adına (hakkını) savunma amaçlı olarak münazarada, temsilde ve eylemde bulunmasıdır. Genel anlamda siyasetle ilişkilendirilen bir olgudur, ama toplumsal, kamusal, iktisadi ve diplomatik çeşitli alanlarda da sıklıkla yürütülmektedir.
Maddecilik Fiziksel maddenin tek ve değişmez (sabit) gerçeklik olduğunu, varlığın ve varoluşun bütünüyle maddeden ve maddenin değişiminden ibaret olduğunu savunan kuramdır. Materyalizme göre, evren ve bilinç dahil duyularla algılanabilir hemen her şey maddidir ve maddi etkileşimlerle meydana gelmekte ve devinmektedir. Maddeci görüş, deney yoluyla açıklanamayan her şeyi ve tüm metafizik yaklaşımları reddeder. Spiritüalizm (tinselcilik, öte âlemcilik) ve idealizm (ideacılık) kuramlarının doğrudan bir karşıtıdır.
Belirlenimcilik Evrenin işleyişinin ve insan doğasının, insan davranışlarının bilimsel yasalarla (önceden) belirlenmiş olduğunu ve bu yasaların gerçekleşmesinin, insan üstü, evrensel bir takım yasa ve zorunluluklara bağlı olarak gerçekleştiğini savunan felsefi kuram. Determinist sava göre, insan, eylemlerinde özgür değildir. Fesefede birçok farklı dalda, özellikle de ahlâk felsefesinde savunulan bir görüştür. Ahlâk felsefesinde, insanın özgür iradesinin bir yanılsama olduğunu ve insan davranışlarının bir nedenler zincirine bağlı olarak belirli evrensel yasalarla geliştiğini ve gerçekleştiğini açıklamaktadır. İnsan, (ahlâki) eylemlerini gerçekleştirirken, psikolojik, toplumsal, etik, hukuksal, ekonomik, vb bazı etkenlerin etkisinde...
Olayların ve olguların bir sebep-sonuç ilişkisiyle birbirlerine bağlı olduğunu savunan felsefi bir terimdir. Belirlenimciliğin ana prensibi olması bakımından "nedensellik prensibi" olarak da anılır. (Bkz: Determinizm) Nedensellik anlayışına göre, evrende bir düzen vardır. Yaşanmış olaylar, yaşanmakta olan olaylar, yaşanacak olan olaylar bu düzenin temellendirdiği neden ve sonuç ilişkisi bağlamında gerçekleşmektedir. Dolayısıyla, bu düzeni olabildiğince çözerek, nedenleri ve sonuçları inceleyip belirleyerek, ileride oluşacak olaylara dair bilgi elde etmek mümkün hâle gelir. Yani, belirli nedenlerin veya durumların bilgisine sahip olunduğunda, o nedenlerin veya durumların sebep olacağı olayların bilgisini de elde etmek mümkündür. Bu...
Şüphecilik, kuşkuculuk Felsefenin temelini oluşturan ve mihenk taşı olan öğreti. Metafiziği (fizik ötesi) ve felsefenin kapsadığı hemen her konuyu irdeleyen, fakat aklın kesin bilgilere, mutlak gerçeklere ulaşabileceği konusunda şüpheci olmak gereğini savunan görüştür. Bilim ve teoloji açısından da önemli olan septisizm, genellikle deneylerle kanıtlanabilir olmayan, kesin bilgilere erişmenin mümkün gözükmediği konularla ilgilenir. Dogmatik görüşle, dogmatizmin gelenekselleşmiş görüşlerini ilkeli bir hâle getirip mutlak gerçekler olarak kabul etme yaklaşımıyla doğrudan zıtlaşır. Şüpheci görüşe göre, mutlak sayılmış nasların değiş(e)meyeceği, belirli şartlar altında geçerliliğini yitiremeyeceği garanti edilemez. Bu yüzden, mutlak gerçek...
Yaradancılık Tanrı inancına ve din bilgisine, vahiy, hadis, kehanet, kutsal kitap, peygamber gibi dini kaynak ve referanslarla doğrudan değil, akıl ve mantık yoluyla dolaylı bir biçimde (de) ulaşılabileceğini esas alan inançsal görüş. Bu görüşe göre, insanın doğasında, yaradılıştan var olan bir (yaratıcıya) inanma içgüdüsü vardır. Tanrı inancı, zaten hiçbir aracı olmaksızın, sadece akıl yoluyla kavranabilecek bir olgudur. İnsanı ve evreni yaratan bir ilâh vardır. Evrenin işleyişine yönelik kuralları koymuş, sonradan insanlığa ve evrene müdahalede bulunmamıştır. Farklı dinler arasındaki norm farklılıklarına vurgu yaparak, doğruları keşfetmeleri için insanlara akıl veren bir yaratıcı inancı, yalın bir tanrı inancı deisti ve deizmi ifade...
Çokculuk, çoğulculuk Varlığın oluşumunda birden fazla prensibi, birbirinden bağımsız birden fazla tözü temel alan görüş ve görüşler bütünüdür. Ontolojik (varlık bilimsel) açıdan, monoizmin karşıtı olup, evrenin, bilincin ve varolan her şeyin oluşumunda birden çok maddenin bulunduğunu ve bu maddelerin her birinin mevcudiyetinin tek, salt ve birbirlerinden bağımsız olduğunu, bu maddelerin birbirine dönüşebilir ve/veya dönüştürülebilir olmadığını savunur. Aynı zamanda politik ve toplum bilimsel bir terimdir. Toplum bilimde (sosyoloji) çeşitli eğilimlerin, düşüncelerin, yönetimde etkisini kabul eden siyasi bir yöntem olarak tanımlanmaktadır. Politikada ise, toplumunun çoğunluğunun kabul ettiği bir çok partili yönetim şeklini, yönetim...
İkicilik Varlığın oluşumunda daima çift prensibi, çift olguyu kabul eden ve savunan görüştür. Hem felsefede hem de teolojide kullanılan bir öğretidir. Savunulan iki prensip yahut iki olgu, genellikle zıtlıklar üzerine inşa edilir ve birbirleriyle etkileşimde bulunurlar. Düalist öğreti, Descartes'tan önce de vardı, ama bu öğretiyi temellendiren ve düzenli bir görüş hâline getiren büyük oranda Descartes olmuştur. Descartes'ın görüşünde beyin maddidir, yani somuttur; Zihin ise manevidir, yani soyuttur. Beyin ve zihin, birbirinden bağımsızdır, ama aynı zamanda birbirleriyle etkileşim hâlindedir. Yine, çok bilindiği üzere, Çin felsefesinde "Yin-Yang" ile görülen düalist öğreti, zıt kutupların her şeyde var olduğunu ve bu zıtlığın hem...
Tekcilik veya tekilcilik Varlığın oluşumunda tek bir prensibin, tek bir tözün olduğunu savunan görüştür. Hem felsefede hem de teolojide kullanılan bir öğretidir. Ontolojik (varlık bilimsel) açıdan, evrenin, bilincin, varolan her şeyin tek bir maddeden ve enerjiden meydana geldiğini kabul eder. Teklik ve çokluk sorununa, çokluğun da bir teklik olduğu, tekliğin aynı zamanda çokluğu da içerisinde barındırdığı bir bakış açısı sunar. Tek(il)ciliğe göre, varlığın oluşumunda tek bir madde vardır. Çokluğu ve çeşitliliği sağlayan diğer tüm madde ve varlık oluşumları da işbu tek maddenin değişimleriyle ortaya çıkar. Düalizm ve plüralizm öğretilerinin karşıtıdır. Materyalizm, panteizm ve panenteizm ile doğrudan ilişkilidir.
Türkçede canlandırmacılık ya da canlıcılık adı verilen inanç biçimi. Dil bilimsel olarak latince "anima" sözcüğünden türemiş ve fransızcadaki "animisme" sözcüğü üzerinden yaygınlaşmış bir teoloji ve felsefe kavramıdır. Doğada insan ruhu ve insan doğası ile ilişkili ruhani varlıklar olduğunu savunan inançsal yaklaşım, inanç sistemidir. Animist inanca göre, insanları yöneten, insanlar ve toplumlar üzerinde irade sahibi olan ruhsal varlıklardır ve/veya bir ulu ruhtur. Bu inanç biçimindeki ruhani varlıklar, çeşitli hayvanlar, bitkiler veya çağrışım yapan çeşitli somut nesneler üzerinden yapılan kişileştirmeyle canlandırılırlar ve kutsallaştırılırlar. Bu duruma bir nevi putlaştırma da denebilir. Çeşitli Afrika ülkelerinde hâlen...
Semavi dinlerden önce var olmuş dinlere ve inanç şekillerine verilen genel addır. Bu dinlere mensup kişilere de pagan ismi verilir. "Pagan" sözcüğü, kırsal ve köylü anlamlarını taşıyan latince "paganus" sözcüğünden türemiştir. Türkçede kısaca "çok tanrılı din" olarak tanımlanır. Çünkü, semavi dinlerden önce çoğunlukla beşeriyete çok tanrılı dinler hâkim olmuştur. Paganizm genel olarak avrupai kadim dinleri kapsamaktadır. Ama daha geniş bir coğrafya üzerinden ele alındığında, politeizm (çok tanrıcılık) yanı sıra şamanizm, animizm, panteizm gibi diğer bir takım teolojik akımları da kapsayabilir. Isaac Bonewits tarafından sistemli bir biçimde yapılmış olan paganizm ve pagan sınıflandırması Paleopaganism, Mesopaganism, Neopaganism, yani...
Belirli bir zaman dilimi içerisinde kültürel, bilimsel, sanatsal, düşünsel, sözsel, edebi, sosyal, siyasal, inançsal, hukuksal, vesaire maddi ve manevi tüm birikim, yaşayış, uygulama ve değerlerle kitlesel olarak va olma anlamına gelir ve iki temel ifadeye işaret eder. Bunlardan biri, belirli bir çağda, belirli bir coğrafyada, kendine özgü bir yapı, kentsel bir yaşayış ve belirli bir birikim düzeyiyle var olan örgütlü topluluğu ifade eden uygarlık olmadır. Diğeri ise, belirli bir çağa, sahip olduğu tüm maddi ve manevi birikimlerle, değerlerle, yaşam standardlarıyla, teknik imkânlarıyla hükmeden, öncülük eden bir örgütlü topluluğu veya onun gölgesinde kalmayacak düzeyde bir medeniyet olgusunu ifade eden çağdaş bir uygarlık olmadır.
Herhangi bir tanrı varlığını ve buna bağlı olarak hiçbir tanrısal inancı kabul etmeyen birey. Tanrıtanımaz kimse. Son yıllarda daha çok ateizm argümanlarını savunmayan, basit anlamda tanrı mevcudiyetine ve savlarına inanmayan kimseleri tanımlamak için kullanılmakta. Bu bakımdan kullanıldığında ateist kavramı ile arasında bir anlam ayrımına gidilmekte. (bkz: Ateist) (bkz: Ateizm)