Ozan Kadimoğlu
Paylaşımcı Üye
- Katılım
- 8 Mar 2023
- Mesajlar
- 152
- Tepkime puanı
- 16
- Puanları
- 18
İtibar:
Behçet hastalığı; göz, bağırsaklar, beyin, omurilik, sindirim sistemi ve eklemleri etkileyebilen, kronik nükseden damar iltihaplanmaları sonucu oluşan bir hastalıktır. Kişilerde cilt yaralarına sebep olması ile bilinmektedir.
Behçet sendromu olarak da bilinen behçet hastalığı, vücudun farklı bölgelerindeki kan damarlarında oluşan iltihaplanmalar nedeniyle ortaya çıkan bir kronik hastalıktır. Behçet hastalığı, otoimmün bir hastalıktır; yani vücudun bağışıklık sistemindeki bir bozukluk sonucu ortaya çıkmaktadır.
Hastalığa adını veren Türk bilim insanı Hulusi Behçet, yapmış olduğu araştırmalar sonucunda 1936 senesinde hastalık üzerine birtakım bulguları ortaya koymuştur. Uzun seneler boyunca yapmış olduğu çalışmalar sonucunda bilime kattıkları sebebiyle hastalığa ismi verilmiştir.
Behçet hastalığının kendini göstermesi genel olarak 40 yaşından önce gerçekleşir. Cinsiyet olarak hastalığın daha çok görüldüğü bir cinsiyet bulunmamaktadır; kadınlarda ve erkeklerde eşit olarak behçet hastalığına rastlanır. Bununla beraber, hastalığa yakalanan genç erkekler, hastalığı daha ağır geçirme eğilimi göstermektedirler. Daha ileriki yaşlarda hastalığa yakalanan insanlarda ise belirtiler daha az şiddetli olacak şekilde kendilerini gösterirler. Yaş ilerledikçe hastalığın belirtileri de azalır.
Behçet hastalığının en yaygın belirtisi olarak kabul edilen belirti, ağız bölgesinde kronik olarak görülen yaralardır. Oral aft olarak bilinen bu yaralar, ağzın içerisindeki herhangi bir bölgede çıkabilirler. Yanakların iç tarafında da yine bu yaralara rastlamak mümkündür. Bu yaralar yılda en az 3 kez çıkarlar ve oldukça ağrılı bir şekilde hissedilirler.
Behçet hastalığının belirtileri arasında sıklıkla rastlanan bir diğer belirti ise genital bölgede beliren yaralardır. Hastalık belirtileri arasında, genital bölgelerde görülen yaralar oldukça ağrılı yaralardır ve iyileştikten sonra çıktıkları bölgede iz bırakabilirler. Hastalığın etkilediği organlara göre belirtiler değişiklik gösterebilir. Bazı hastalarda bacaklarda sert bir tabana sahip kırmızı lezyonlar görülürken; diğer hastalarda gözde ağrı, bulanık görme, az görme ya da baş ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bunun yanında, kol ve bacaklarda güçsüzlük, halsizlik, karın ağrısı, kanlı balgam ya da kanlı ishal gibi belirtilerde behçet hastalığına işaret edebilen belirtiler arasında yer alır.
Behçet hastalığına sahip olan insanların vücutlarında, sivilceye benzeyen yaralar oluşabilir. Özellikle alt bacaklarda kızarıklık, kabarıklık ya da yüksek hassasiyet gözlemlenebilir. Vücudun herhangi bir yerinde normal olmayan bir doku saptandığı takdirde doktora görünülmesi gerekmektedir.
Behçet hastalığına sahip olan bireylerin gözlerinde de birtakım iltihaplanmalar gözlemlenebilir. İltihaplanmalar toplamda üç tabakadan meydana gelen gözün ortasındaki uvea tabakası üzerinde görülür. Bu iltihaplanmalara üveit ismi verilir. Her iki gözü de etkileyen bu iltihaplanmalar sonucunda, gözlerde ağrı ve görüşte bulanıklık hissedilebilir. Tedavi edilmediği takdirde zaman içerisinde görüş bozukluklarına ve hatta körlüğe kadar ilerleyebilir. Behçet hastalığına sahip olan bir insanın düzenli olarak göz doktoruna gitmesi ve kontrollerini yapması gerekmektedir.
Bir diğer belirti ise eklemlerde meydana gelen şişme ve ağrı olarak kendini gösterir. Genellikle diz bölgelerini etkileyen bu şişme ve ağrılar; bazı durumlarda ayak bileklerinde, dirseklerde ya da kol bileklerinde de görülebilir. 1 ila 3 hafta içerisinde etkileri azalan ve hatta biten bu belirtiler de behçet hastalığının belirtileri arasında sayılabilir.
Eğer Behçet hastalığı sindirim sistemine etkilemiş ise, karın ağrısı, ishal ya da kanama gibi belirtiler de gözlemlenebilir.
Hastalığın hedef aldığı kısım sinir sistemi olduğu takdirde ise, sinir sistemindeki iltihaplanmalardan dolayı kişilerde yüksek ateş, baş dönmesi, baş ağrısı ya da denge kaybı gözlemlenebilir. Sinir sisteminin ağır hasar aldığı ve iltihaplanmaların boyutlarının yüksek olduğu vakalarda ise hastalarda felç gözlemlenebilir.
Bu belirtilerden birini ya da birkaçını bedenlerinde hisseden insanlar, vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna uğrayarak bir kontrolden geçmelidirler.
Behçet hastalığının sebebi olarak bağışıklık sistemindeki bir bozukluk sonucunda enfeksiyon oluşması gösterilmektedir. Bağışıklık sisteminin vücuda giren bir yabancı maddeye karşı savaşmak yerine, kendi kendine saldırması sonucunda ortaya çıkan hastalıklardan biridir.
Behçet hastalığının tanısının konulmasında kişinin hikayesini dinlenmesi ve yaşadığı sıkıntıların doktora doğru bir şekilde aktarılması çok önemlidir. Herhangi bir modern tıp cihazı üzerinden behçet hastalığı tanısı konulamayacağı için, hastaların kendilerini doğru ifade etmesi ve yaşamış oldukları sıkıntıları doktora açık ve net bir şekilde anlatmaları kritik önem arz eder.
Örnek vermek gerekirse, ağız bölgesinde ağrılı yaralara sahip olan bir hasta için ağız gargaraları ya da kortizonlu kremler uygulanabilir. Gözlerinde sıkıntı yaşayan hasta ise, kortikosteroid içeren ilaçların sistematik olarak kullanılması sonucunda belirtilerini daha hafif yaşayabilir. Kortikosteroid içeren ilaçlar aynı zamanda sindirim ya da sinir sistemi etkilenen Behçet hastaları içinde kullanılabilirler. Yani sonuç olarak, hastalığın seyrine ve etkilediği bölgeye göre kişilere özel olarak bir tedavi yöntemi uygulanmalıdır.
Behçet sendromu olarak da bilinen behçet hastalığı, vücudun farklı bölgelerindeki kan damarlarında oluşan iltihaplanmalar nedeniyle ortaya çıkan bir kronik hastalıktır. Behçet hastalığı, otoimmün bir hastalıktır; yani vücudun bağışıklık sistemindeki bir bozukluk sonucu ortaya çıkmaktadır.
Hastalığa adını veren Türk bilim insanı Hulusi Behçet, yapmış olduğu araştırmalar sonucunda 1936 senesinde hastalık üzerine birtakım bulguları ortaya koymuştur. Uzun seneler boyunca yapmış olduğu çalışmalar sonucunda bilime kattıkları sebebiyle hastalığa ismi verilmiştir.
Behçet hastalığı genellikle kimlerde görülür?
Behçet hastalığı, İpek Yolu hastalığı olarak da bilinir. Bunun sebebi, İpek Yolu üzerinde yer alan ülkeler de sıklıkla görülmesidir. Genetik olarak benzer özelliklere sahip olan bu ülkelerde yaşayan insanlar, bu hastalığa sıklıkla yakalanırlar.Behçet hastalığının kendini göstermesi genel olarak 40 yaşından önce gerçekleşir. Cinsiyet olarak hastalığın daha çok görüldüğü bir cinsiyet bulunmamaktadır; kadınlarda ve erkeklerde eşit olarak behçet hastalığına rastlanır. Bununla beraber, hastalığa yakalanan genç erkekler, hastalığı daha ağır geçirme eğilimi göstermektedirler. Daha ileriki yaşlarda hastalığa yakalanan insanlarda ise belirtiler daha az şiddetli olacak şekilde kendilerini gösterirler. Yaş ilerledikçe hastalığın belirtileri de azalır.
Behçet hastalığının belirtileri nelerdir?
Hastalığın görüldüğü ilk aşamalarda, hastalar tarafından dikkate alınmayan bir takım hafif belirtiler ve semptomlar gözlemlenebilir. Behçet hastalığının belirtileri, çevresel faktörlere ve hastalığa sahip bireylerin sahip olduğu kişisel faktörlere göre değişiklikler gösterebilir. Belirtiler zaman içerisinde hafifleyebilir ya da şiddetlenebilir.Behçet hastalığının en yaygın belirtisi olarak kabul edilen belirti, ağız bölgesinde kronik olarak görülen yaralardır. Oral aft olarak bilinen bu yaralar, ağzın içerisindeki herhangi bir bölgede çıkabilirler. Yanakların iç tarafında da yine bu yaralara rastlamak mümkündür. Bu yaralar yılda en az 3 kez çıkarlar ve oldukça ağrılı bir şekilde hissedilirler.
Behçet hastalığının belirtileri arasında sıklıkla rastlanan bir diğer belirti ise genital bölgede beliren yaralardır. Hastalık belirtileri arasında, genital bölgelerde görülen yaralar oldukça ağrılı yaralardır ve iyileştikten sonra çıktıkları bölgede iz bırakabilirler. Hastalığın etkilediği organlara göre belirtiler değişiklik gösterebilir. Bazı hastalarda bacaklarda sert bir tabana sahip kırmızı lezyonlar görülürken; diğer hastalarda gözde ağrı, bulanık görme, az görme ya da baş ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bunun yanında, kol ve bacaklarda güçsüzlük, halsizlik, karın ağrısı, kanlı balgam ya da kanlı ishal gibi belirtilerde behçet hastalığına işaret edebilen belirtiler arasında yer alır.
Behçet hastalığına sahip olan insanların vücutlarında, sivilceye benzeyen yaralar oluşabilir. Özellikle alt bacaklarda kızarıklık, kabarıklık ya da yüksek hassasiyet gözlemlenebilir. Vücudun herhangi bir yerinde normal olmayan bir doku saptandığı takdirde doktora görünülmesi gerekmektedir.
Behçet hastalığına sahip olan bireylerin gözlerinde de birtakım iltihaplanmalar gözlemlenebilir. İltihaplanmalar toplamda üç tabakadan meydana gelen gözün ortasındaki uvea tabakası üzerinde görülür. Bu iltihaplanmalara üveit ismi verilir. Her iki gözü de etkileyen bu iltihaplanmalar sonucunda, gözlerde ağrı ve görüşte bulanıklık hissedilebilir. Tedavi edilmediği takdirde zaman içerisinde görüş bozukluklarına ve hatta körlüğe kadar ilerleyebilir. Behçet hastalığına sahip olan bir insanın düzenli olarak göz doktoruna gitmesi ve kontrollerini yapması gerekmektedir.
Bir diğer belirti ise eklemlerde meydana gelen şişme ve ağrı olarak kendini gösterir. Genellikle diz bölgelerini etkileyen bu şişme ve ağrılar; bazı durumlarda ayak bileklerinde, dirseklerde ya da kol bileklerinde de görülebilir. 1 ila 3 hafta içerisinde etkileri azalan ve hatta biten bu belirtiler de behçet hastalığının belirtileri arasında sayılabilir.
Eğer Behçet hastalığı sindirim sistemine etkilemiş ise, karın ağrısı, ishal ya da kanama gibi belirtiler de gözlemlenebilir.
Hastalığın hedef aldığı kısım sinir sistemi olduğu takdirde ise, sinir sistemindeki iltihaplanmalardan dolayı kişilerde yüksek ateş, baş dönmesi, baş ağrısı ya da denge kaybı gözlemlenebilir. Sinir sisteminin ağır hasar aldığı ve iltihaplanmaların boyutlarının yüksek olduğu vakalarda ise hastalarda felç gözlemlenebilir.
Bu belirtilerden birini ya da birkaçını bedenlerinde hisseden insanlar, vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna uğrayarak bir kontrolden geçmelidirler.
Behçet hastalığının nedenleri nelerdir?
Behçet hastalığının nedenleri günümüzde hala kesin ve net olarak bilinememektedir. Fakat yine de aynı genetik özelliklere sahip olan insanlarda görülmesi sebebiyle genetik faktörlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Bununla beraber, çevresel faktörlerin de hastalığa yakalanma üzerinde etkisi olduğu düşünülmektedir.Behçet hastalığının sebebi olarak bağışıklık sistemindeki bir bozukluk sonucunda enfeksiyon oluşması gösterilmektedir. Bağışıklık sisteminin vücuda giren bir yabancı maddeye karşı savaşmak yerine, kendi kendine saldırması sonucunda ortaya çıkan hastalıklardan biridir.
Behçet hastalığı tanısı nasıl konur?
Behçet hastalığının tanısı klinik olarak konulmaktadır. Bu hastalığın tanısının konulması için laboratuvar bulguları tek başlarına yeterli olmadığı için, tanının konulması uzun sürebilir. Hastanın sahip olduğu şikayetler ve vücutta gözlemlenen komplikasyonlar sonucunda, doktorlar tarafından tanı konulur.Behçet hastalığının tanısının konulmasında kişinin hikayesini dinlenmesi ve yaşadığı sıkıntıların doktora doğru bir şekilde aktarılması çok önemlidir. Herhangi bir modern tıp cihazı üzerinden behçet hastalığı tanısı konulamayacağı için, hastaların kendilerini doğru ifade etmesi ve yaşamış oldukları sıkıntıları doktora açık ve net bir şekilde anlatmaları kritik önem arz eder.
Behçet hastalığının tedavisi nasıl yapılır?
Hastalığın nedeni tam olarak bilinmediği için altında yatan nedeni ortadan kaldırmak da tam anlamı ile mümkün değildir. Behçet hastalığının kesin sonuç veren bir tedavisi bulunmamaktadır. Fakat hastaların gösterdiği belirtilere uygun olarak birtakım hafifletici tedaviler uygulanabilir.Örnek vermek gerekirse, ağız bölgesinde ağrılı yaralara sahip olan bir hasta için ağız gargaraları ya da kortizonlu kremler uygulanabilir. Gözlerinde sıkıntı yaşayan hasta ise, kortikosteroid içeren ilaçların sistematik olarak kullanılması sonucunda belirtilerini daha hafif yaşayabilir. Kortikosteroid içeren ilaçlar aynı zamanda sindirim ya da sinir sistemi etkilenen Behçet hastaları içinde kullanılabilirler. Yani sonuç olarak, hastalığın seyrine ve etkilediği bölgeye göre kişilere özel olarak bir tedavi yöntemi uygulanmalıdır.