Hera
Gümüş Üye
- Katılım
- 6 Şub 2022
- Mesajlar
- 10,198
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
İtibar:
Derleyen: İsmail SARI / isari@hurriyet.com.tr Oluşturulma Tarihi: Haziran 28, 2025 12:48İsveç’in Ronneby kasabasında içme suyunda tespit edilen PFAS kirliliği, sakinlerin kanında rekor seviyelere ulaştı. ‘Sonsuz kimyasallar’ hayatlarını tehdit ederken, yıllardır süren hukuk mücadelesinde kritik bir dönüm noktası yaşandı. Peki bu sessiz felaketin ardında neler saklı?
Haberin Devamıİsveç’in güneyinde bulunan küçük Ronneby kasabası, içme suyunda tespit edilen rekor seviyedeki PFAS kirliliğiyle dünya çapında dikkat çekiyor.
10 yıl önce yapılan ölçümlerde, bölge sakinlerinin kanında ‘sonsuz kimyasallar’ (PFAS) olarak bilinen perflorlu maddelerin, güvenli eşiklerin yüzlerce kat üzerinde olduğu ortaya çıktı. The Guardian tarafından yürütülen detaylı araştırmaya göre ise bu durum kasabanın sağlığını ve toplumsal yapısını derinden etkiledi.
‘SABUN GİBİ KOKUYORDU’Kirliliğin merkez üssü, İsveç Hava Kuvvetleri’ne ait bir üs. Burada yıllarca yangın tatbikatlarında kullanılan AFFF (sulu film oluşturan köpük) adlı kimyasal madde, yer altı sularına karıştı. O dönemde askeri üs yakınlarında yaşayan çocuklardan biri olan Binbaşı Agneta Bruno, köpükle oynamayı nostaljik bir anı olarak hatırlarken, “sabun gibi kokuyordu” diyor. Ancak bu köpüklerin içerdiği PFAS maddeleri, içme suyu kaynaklarına sızarak kalıcı bir çevre felaketine dönüştü.
2013’TE SKANDAL PATLADI
Aralık 2013’te İsveçli yetkililer, Ronneby’nin içme suyunda PFAS seviyelerinin, resmi güvenlik sınırlarının çok üzerinde olduğu açıkladı. Buna rağmen Gıda Ajansı, herhangi bir akut sağlık riski bulunmadığını savundu. Ancak bilim insanları, kimyasalların uzun vadeli etkileri konusunda endişeliydi. Suyun kirlenmesine neden olan köpüğün, askeri üsse yakın Brantafors su tesisinden gelen kaynakla bağlantılı olduğu ortaya çıktı.Haberin DevamıGözden KaçmasınAraştırma sonucu korkuttu: Roket yakıtında kullanılan kimyasal, çeşitli gıdalarda keşfedildi! Hangi sağlık sorunlarına neden oluyor?Haberi Görüntüle2014’TE YAPILAN TEST KORKUTTU! KANLARINDA KİMYASAL TAŞIYAN BİR NESİL
2014 yılında yapılan kan testleri, özellikle çocuklar arasında PFAS birikiminin ciddi boyutlara ulaştığını gösterdi. Lund Üniversitesi’nden Prof. Christian Lindh’in yürüttüğü analizlerde, 11 yaşındaki çocuklarda PFAS seviyesi, ülkenin diğer bölgelerindeki çocuklara kıyasla 37 kat daha yüksekti. Yetişkinlerde ise bazı kimyasalların kandaki oranı, normalin 135 katına kadar çıkıyordu.
Bazı kişilerde ölçülen değerler, günümüzde güvenli kabul edilen seviyelerin 1000 kat üzerindeydi. Bilim insanları, bu durumun bağışıklık sisteminden üreme sağlığına, metabolik bozukluklardan nörogelişimsel sorunlara kadar birçok sağlık etkisine yol açabileceğini belirtti.
KASABA AYAĞA KALKTI VE PFAS DERNEĞİ KURULDU
Kirliliğin ortaya çıkmasının ardından, kasabada büyük bir toplumsal tepki oluştu. BT uzmanı Herman Afzelius liderliğinde toplanan bir grup vatandaş, PFAS Derneği’ni kurarak hem bilinçlendirme çalışmaları yaptı hem de hukuki süreci başlattı. 2016 yılında, içme suyu sağlayıcısı olan belediyeye bağlı su şirketine karşı 165 kişi dava açtı.
Ancak İsveç yasalarına göre tazminat alınabilmesi için doğrudan sağlık zararı kanıtı gerekiyordu. PFAS mağdurları ise kanlarındaki yüksek kimyasal seviyelerinin bizzat bir “yaralanma” olduğunu savundu. Hukuki süreç, davacılar için büyük maddi yük oluşturdu; bazı aileler yüksek dava masrafları nedeniyle süreci terk etmek zorunda kaldı.Haberin DevamıGözden KaçmasınÇoğu kıyafette yasal sınırın 622 katı kadar kimyasal bulundu! Hangi sağlık sorunlarına neden oluyor? Satın alırken nelere dikkat edilmeli?Haberi GörüntüleSAĞLIK SORUNLARI GÜN GEÇTİKÇE DERİNLEŞTİ… KANSER, DİYABET VE DOĞURGANLIK SORUNLARI
PFAS Derneği’nin kurucu üyeleri arasında kanser teşhisi konanların sayısı dikkat çekti. Dernek lideri Herman Afzelius’a nadir bir tümör teşhisi konulurken, diğer üyelerde de benzer sağlık sorunları görülmeye başlandı. Yapılan araştırmalarda kadınlarda polikistik over sendromu, erken menarş, tip 2 diyabet, osteoporoz ve bağışıklık sistemi sorunlarında ciddi artışlar kaydedildi.
Covid-19 pandemisi sırasında yapılan bir çalışmada, PFAS seviyeleri yüksek bireylerin virüse karşı daha savunmasız olduğu ve aşılara daha düşük yanıt verdiği ortaya çıktı. Ayrıca çocukların bağışıklık tepkilerinde zayıflama, IQ gelişiminde negatif etki ve böbrek kanseri gibi riskler de bilimsel raporlarla desteklendi.
İSVEÇ YÜKSEK MAHKEMESİ’NDEN TAZMİNAT YOLUHaberin Devamı2016 yılında başlayan dava, büyük bir cesaretin ve kararlılığın simgesi oldu. 2021’de ilk zafer kazanıldı: Mahkeme, su şirketini kişisel yaralanmalardan sorumlu tuttu. Ancak bu karar, 2022’de temyiz mahkemesinde bozuldu. 2023 sonunda, İsveç Yüksek Mahkemesi nihai kararını açıkladı. Ve nihayet, yıllar süren mücadelenin ardından adalet yerini buldu. Su şirketi yeniden sorumlu bulundu.Yıllar süren mücadele sonrası, Aralık 2023’te İsveç Yüksek Mahkemesi önemli bir emsal karar aldı. Mahkeme, kanda tespit edilen yüksek PFAS düzeylerini, ‘kişisel zarar’ olarak değerlendirdi. Bu karar, İsveç’te ve dünya genelinde benzer davaların önünü açabilecek nitelikteydi.
Kararın ardından Ronneby’de 150 kişi daha dava açtı. Dernek lideri Herman Afzelius “Gerçek mücadele şimdi başlıyor” diyerek adaletin geç de olsa yerini bulduğunu söyledi. Şu anda da birçok kişi hukuki süreç için hazırlık yapıyor.
Haberin DevamıGözden KaçmasınBilim dünyasında endişeye neden oldu: Plastik şişelerden ‘tansiyon’ çıktı! ‘Her hafta beş gramı kanımıza karışıyor’Haberi GörüntüleABD VE İTALYA’DAN DESTEK MESAJLARI
İsveç Yüksek Mahkemesi’nin kararı dünya genelinde de yankı uyandırdı. ABD’li çevre avukatları ve İtalya’daki benzer kirlilik mağdurları, bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladı. İtalyan sivil toplum kuruluşu Mamme No PFAS, kararı ‘ilham verici’ olarak nitelendirirken, ABD’li hukukçular bunun uluslararası hukuk için bir dönüm noktası olabileceğini belirtti.
PFAS KAN DÜZEYİNİ AZALTAN TEDAVİLER GELİŞTİRİLİYOR
Araştırmalar, kolestiramin adlı safra bağlayıcı bir ilacın PFAS seviyelerini azaltabildiğini gösterdi. İsveçli araştırmacılar, özellikle ilk çocuklarını planlayan genç kadınlar için bu tedaviyi umut verici bir çözüm olarak sunuyor. Ancak kimyasalların vücuttan tamamen atılması yıllar alabiliyor.
AB, bazı PFAS türlerini 2020 itibarıyla yasakladı; ABD’de de PFOS bazlı yangın söndürme köpüklerinin kullanımı 2019’da durduruldu. Fakat yerine gelen yeni nesil PFAS maddeleri hakkında yeterli bilgi henüz bulunmuyor.Haberin DevamıYeni bir araştırma, mikroplastiklerin yalnızca plastik şişeler ve ambalajlardan değil, aynı zamanda cam şişeler, metal kapaklar ve işlenmiş gıdalar gibi beklenmedik kaynaklardan da yiyecek ve içeceklere karıştığını ortaya koyuyor. Bugüne kadar mikroplastiklerin kaynağı konusunda net bir fikir yoktu; çoğu insan bu parçacıkların plastik ambalajlardan veya çöplerde zamanla parçalanan atıklardan geldiğini düşünüyordu. Ancak bilim insanları artık daha farklı ve karmaşık bir tabloyla karşı karşıya.Fransız araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışmada, cam, plastik ve metal kaplarda bulunan çeşitli içecekler analiz edildi. Araştırmacılar, en fazla mikroplastiğin cam şişelerde olduğunu tespit etti. Bu durum başta şaşırtıcıydı çünkü cam genellikle sağlıklı ve inert bir malzeme olarak kabul edilir. Ancak detaylı inceleme sonucunda, bu şişelerin metal kapaklarındaki polyester bazlı boyaların mikroplastik salımına neden olduğu anlaşıldı. Kapaklar şişelenmeden önce üflenip temizlendiğinde mikroplastik oranının yüzde 60 oranında azaldığı görüldü; bu da bazı durumlarda basit önlemlerin etkili olabileceğini gösteriyor.Başka bir çalışmada ise gıdanın işlenme derecesinin mikroplastik miktarını etkilediği ortaya kondu. Özellikle tavuk nugget gibi yüksek oranda işlenmiş gıdaların, az işlenmiş ürünlere kıyasla çok daha fazla mikroplastik içerdiği bulundu. Bunun nedeni, bu ürünlerin plastik parçalar içeren makine ve bant sistemlerinden geçmesi. Yani mikroplastik bulaşı, gıda tüketiciye ulaşmadan çok önce başlıyor.Yeniden kullanılabilir plastik kaplar da risk oluşturuyor. Özellikle sıcak suya maruz kalan plastik bardaklar, defalarca açılıp kapanan plastik şişe kapakları ya da yıkanan melamin tabaklar önemli ölçüde mikroplastik salabiliyor. Bu da günlük hayatımızda sık kullandığımız ürünlerin, farkında olmadan maruziyetimize katkıda bulunduğunu gösteriyor.Her ne kadar bazı kuruluşlar mikroplastiklerin insan sağlığına zarar verdiğine dair kesin bir kanıt olmadığını savunsa da, uzmanlar önlem almanın önemine dikkat çekiyor. Özellikle plastik kaplarda yiyecek saklamaktan ve bu kapları ısıtmaktan kaçınılması öneriliyor. Sonuç olarak, mikroplastikler neredeyse her yerde karşımıza çıkıyor ve bu durumu kontrol altına alabilmek için daha fazla araştırmaya ve bilinçli tüketime ihtiyaç var.The Guardian’ın ‘Poison in the water: the town with the world’s worst case of forever chemicals contamination’ başlıklı geniş haberinden derlenmiştir.
Haberle ilgili daha fazlası:#Çevre Kirliliği#PFAS#Ronneby Kasabası
Bu Haber Hurriyet.com.tr'den Alıntılanmıştır. Kaynak: Hürriyet - Haber, Son Dakika Haberler, Güncel Gazete Haberleri
Haberin Devamıİsveç’in güneyinde bulunan küçük Ronneby kasabası, içme suyunda tespit edilen rekor seviyedeki PFAS kirliliğiyle dünya çapında dikkat çekiyor.
10 yıl önce yapılan ölçümlerde, bölge sakinlerinin kanında ‘sonsuz kimyasallar’ (PFAS) olarak bilinen perflorlu maddelerin, güvenli eşiklerin yüzlerce kat üzerinde olduğu ortaya çıktı. The Guardian tarafından yürütülen detaylı araştırmaya göre ise bu durum kasabanın sağlığını ve toplumsal yapısını derinden etkiledi.
‘SABUN GİBİ KOKUYORDU’Kirliliğin merkez üssü, İsveç Hava Kuvvetleri’ne ait bir üs. Burada yıllarca yangın tatbikatlarında kullanılan AFFF (sulu film oluşturan köpük) adlı kimyasal madde, yer altı sularına karıştı. O dönemde askeri üs yakınlarında yaşayan çocuklardan biri olan Binbaşı Agneta Bruno, köpükle oynamayı nostaljik bir anı olarak hatırlarken, “sabun gibi kokuyordu” diyor. Ancak bu köpüklerin içerdiği PFAS maddeleri, içme suyu kaynaklarına sızarak kalıcı bir çevre felaketine dönüştü.
2013’TE SKANDAL PATLADI
Aralık 2013’te İsveçli yetkililer, Ronneby’nin içme suyunda PFAS seviyelerinin, resmi güvenlik sınırlarının çok üzerinde olduğu açıkladı. Buna rağmen Gıda Ajansı, herhangi bir akut sağlık riski bulunmadığını savundu. Ancak bilim insanları, kimyasalların uzun vadeli etkileri konusunda endişeliydi. Suyun kirlenmesine neden olan köpüğün, askeri üsse yakın Brantafors su tesisinden gelen kaynakla bağlantılı olduğu ortaya çıktı.Haberin DevamıGözden KaçmasınAraştırma sonucu korkuttu: Roket yakıtında kullanılan kimyasal, çeşitli gıdalarda keşfedildi! Hangi sağlık sorunlarına neden oluyor?Haberi Görüntüle2014’TE YAPILAN TEST KORKUTTU! KANLARINDA KİMYASAL TAŞIYAN BİR NESİL
2014 yılında yapılan kan testleri, özellikle çocuklar arasında PFAS birikiminin ciddi boyutlara ulaştığını gösterdi. Lund Üniversitesi’nden Prof. Christian Lindh’in yürüttüğü analizlerde, 11 yaşındaki çocuklarda PFAS seviyesi, ülkenin diğer bölgelerindeki çocuklara kıyasla 37 kat daha yüksekti. Yetişkinlerde ise bazı kimyasalların kandaki oranı, normalin 135 katına kadar çıkıyordu.
Bazı kişilerde ölçülen değerler, günümüzde güvenli kabul edilen seviyelerin 1000 kat üzerindeydi. Bilim insanları, bu durumun bağışıklık sisteminden üreme sağlığına, metabolik bozukluklardan nörogelişimsel sorunlara kadar birçok sağlık etkisine yol açabileceğini belirtti.
KASABA AYAĞA KALKTI VE PFAS DERNEĞİ KURULDU
Kirliliğin ortaya çıkmasının ardından, kasabada büyük bir toplumsal tepki oluştu. BT uzmanı Herman Afzelius liderliğinde toplanan bir grup vatandaş, PFAS Derneği’ni kurarak hem bilinçlendirme çalışmaları yaptı hem de hukuki süreci başlattı. 2016 yılında, içme suyu sağlayıcısı olan belediyeye bağlı su şirketine karşı 165 kişi dava açtı.
Ancak İsveç yasalarına göre tazminat alınabilmesi için doğrudan sağlık zararı kanıtı gerekiyordu. PFAS mağdurları ise kanlarındaki yüksek kimyasal seviyelerinin bizzat bir “yaralanma” olduğunu savundu. Hukuki süreç, davacılar için büyük maddi yük oluşturdu; bazı aileler yüksek dava masrafları nedeniyle süreci terk etmek zorunda kaldı.Haberin DevamıGözden KaçmasınÇoğu kıyafette yasal sınırın 622 katı kadar kimyasal bulundu! Hangi sağlık sorunlarına neden oluyor? Satın alırken nelere dikkat edilmeli?Haberi GörüntüleSAĞLIK SORUNLARI GÜN GEÇTİKÇE DERİNLEŞTİ… KANSER, DİYABET VE DOĞURGANLIK SORUNLARI
PFAS Derneği’nin kurucu üyeleri arasında kanser teşhisi konanların sayısı dikkat çekti. Dernek lideri Herman Afzelius’a nadir bir tümör teşhisi konulurken, diğer üyelerde de benzer sağlık sorunları görülmeye başlandı. Yapılan araştırmalarda kadınlarda polikistik over sendromu, erken menarş, tip 2 diyabet, osteoporoz ve bağışıklık sistemi sorunlarında ciddi artışlar kaydedildi.
Covid-19 pandemisi sırasında yapılan bir çalışmada, PFAS seviyeleri yüksek bireylerin virüse karşı daha savunmasız olduğu ve aşılara daha düşük yanıt verdiği ortaya çıktı. Ayrıca çocukların bağışıklık tepkilerinde zayıflama, IQ gelişiminde negatif etki ve böbrek kanseri gibi riskler de bilimsel raporlarla desteklendi.
İSVEÇ YÜKSEK MAHKEMESİ’NDEN TAZMİNAT YOLUHaberin Devamı2016 yılında başlayan dava, büyük bir cesaretin ve kararlılığın simgesi oldu. 2021’de ilk zafer kazanıldı: Mahkeme, su şirketini kişisel yaralanmalardan sorumlu tuttu. Ancak bu karar, 2022’de temyiz mahkemesinde bozuldu. 2023 sonunda, İsveç Yüksek Mahkemesi nihai kararını açıkladı. Ve nihayet, yıllar süren mücadelenin ardından adalet yerini buldu. Su şirketi yeniden sorumlu bulundu.Yıllar süren mücadele sonrası, Aralık 2023’te İsveç Yüksek Mahkemesi önemli bir emsal karar aldı. Mahkeme, kanda tespit edilen yüksek PFAS düzeylerini, ‘kişisel zarar’ olarak değerlendirdi. Bu karar, İsveç’te ve dünya genelinde benzer davaların önünü açabilecek nitelikteydi.
Kararın ardından Ronneby’de 150 kişi daha dava açtı. Dernek lideri Herman Afzelius “Gerçek mücadele şimdi başlıyor” diyerek adaletin geç de olsa yerini bulduğunu söyledi. Şu anda da birçok kişi hukuki süreç için hazırlık yapıyor.
Haberin DevamıGözden KaçmasınBilim dünyasında endişeye neden oldu: Plastik şişelerden ‘tansiyon’ çıktı! ‘Her hafta beş gramı kanımıza karışıyor’Haberi GörüntüleABD VE İTALYA’DAN DESTEK MESAJLARI
İsveç Yüksek Mahkemesi’nin kararı dünya genelinde de yankı uyandırdı. ABD’li çevre avukatları ve İtalya’daki benzer kirlilik mağdurları, bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladı. İtalyan sivil toplum kuruluşu Mamme No PFAS, kararı ‘ilham verici’ olarak nitelendirirken, ABD’li hukukçular bunun uluslararası hukuk için bir dönüm noktası olabileceğini belirtti.
PFAS KAN DÜZEYİNİ AZALTAN TEDAVİLER GELİŞTİRİLİYOR
Araştırmalar, kolestiramin adlı safra bağlayıcı bir ilacın PFAS seviyelerini azaltabildiğini gösterdi. İsveçli araştırmacılar, özellikle ilk çocuklarını planlayan genç kadınlar için bu tedaviyi umut verici bir çözüm olarak sunuyor. Ancak kimyasalların vücuttan tamamen atılması yıllar alabiliyor.
AB, bazı PFAS türlerini 2020 itibarıyla yasakladı; ABD’de de PFOS bazlı yangın söndürme köpüklerinin kullanımı 2019’da durduruldu. Fakat yerine gelen yeni nesil PFAS maddeleri hakkında yeterli bilgi henüz bulunmuyor.Haberin DevamıYeni bir araştırma, mikroplastiklerin yalnızca plastik şişeler ve ambalajlardan değil, aynı zamanda cam şişeler, metal kapaklar ve işlenmiş gıdalar gibi beklenmedik kaynaklardan da yiyecek ve içeceklere karıştığını ortaya koyuyor. Bugüne kadar mikroplastiklerin kaynağı konusunda net bir fikir yoktu; çoğu insan bu parçacıkların plastik ambalajlardan veya çöplerde zamanla parçalanan atıklardan geldiğini düşünüyordu. Ancak bilim insanları artık daha farklı ve karmaşık bir tabloyla karşı karşıya.Fransız araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışmada, cam, plastik ve metal kaplarda bulunan çeşitli içecekler analiz edildi. Araştırmacılar, en fazla mikroplastiğin cam şişelerde olduğunu tespit etti. Bu durum başta şaşırtıcıydı çünkü cam genellikle sağlıklı ve inert bir malzeme olarak kabul edilir. Ancak detaylı inceleme sonucunda, bu şişelerin metal kapaklarındaki polyester bazlı boyaların mikroplastik salımına neden olduğu anlaşıldı. Kapaklar şişelenmeden önce üflenip temizlendiğinde mikroplastik oranının yüzde 60 oranında azaldığı görüldü; bu da bazı durumlarda basit önlemlerin etkili olabileceğini gösteriyor.Başka bir çalışmada ise gıdanın işlenme derecesinin mikroplastik miktarını etkilediği ortaya kondu. Özellikle tavuk nugget gibi yüksek oranda işlenmiş gıdaların, az işlenmiş ürünlere kıyasla çok daha fazla mikroplastik içerdiği bulundu. Bunun nedeni, bu ürünlerin plastik parçalar içeren makine ve bant sistemlerinden geçmesi. Yani mikroplastik bulaşı, gıda tüketiciye ulaşmadan çok önce başlıyor.Yeniden kullanılabilir plastik kaplar da risk oluşturuyor. Özellikle sıcak suya maruz kalan plastik bardaklar, defalarca açılıp kapanan plastik şişe kapakları ya da yıkanan melamin tabaklar önemli ölçüde mikroplastik salabiliyor. Bu da günlük hayatımızda sık kullandığımız ürünlerin, farkında olmadan maruziyetimize katkıda bulunduğunu gösteriyor.Her ne kadar bazı kuruluşlar mikroplastiklerin insan sağlığına zarar verdiğine dair kesin bir kanıt olmadığını savunsa da, uzmanlar önlem almanın önemine dikkat çekiyor. Özellikle plastik kaplarda yiyecek saklamaktan ve bu kapları ısıtmaktan kaçınılması öneriliyor. Sonuç olarak, mikroplastikler neredeyse her yerde karşımıza çıkıyor ve bu durumu kontrol altına alabilmek için daha fazla araştırmaya ve bilinçli tüketime ihtiyaç var.The Guardian’ın ‘Poison in the water: the town with the world’s worst case of forever chemicals contamination’ başlıklı geniş haberinden derlenmiştir.
Haberle ilgili daha fazlası:#Çevre Kirliliği#PFAS#Ronneby Kasabası







Bu Haber Hurriyet.com.tr'den Alıntılanmıştır. Kaynak: Hürriyet - Haber, Son Dakika Haberler, Güncel Gazete Haberleri