- Katılım
- 6 Mar 2023
- Mesajlar
- 719
- Tepkime puanı
- 30
- Puanları
- 28
İtibar:

Kahramanmaraş’ta gerçekleşen depremlerde 11 ilde kontrolsüz ve büyük çapta bir yıkım yaşandı. Çevre Mühendisleri Odası’na göre bölgede 13-14 milyon kişinin hayatını etkileyen depremler sonrası en iyimser tahminle 104 milyon ton inşaat ve yıkıntı atığı oluştu.
mevcut haliyle çevre ve insan sağlığı açısından ne gibi riskler barındırıyor?
AFAD koordinasyonunda gerçekleşiyor
Enkaz kaldırma işlemleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı’nın (AFAD) koordinasyonunda ilgili Valilikler tarafından gerçekleştiriliyor.

Hatay-Samandağ’daki Asi Nehri
Fotoğraf: Utku Firat
“Failleri belli bir tehlikeyle karşı karşıyayız”
DW Türkçe’ye konuşan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Aslı Odman, depremlerde büyük bir yıkım yaşanan bölgenin uzun yıllar sanayileşmenin desteklendiği bir bölge olduğuna işaret ederek felaketin ardından depolarda, lojistik merkezlerde, iş yerlerinde ne gibi malzemelerin ve maddelerin enkaza karıştığına dair bir tespit yapılmadığını söylüyor.
“Afet atığının boyutlarından bir tanesi de tozuma üzerinden asbesttir. Ve bütün bunlarla ilgili çok ciddi çevre, halk ve işçi sağlığına aykırı, usulsüz, çok uzun süreli, yani deprem afetini uzun süreye yayacak, çok daha geniş bir coğrafyaya yayacak bir tehlikeyle, failleri belli bir tehlikeyle karşı karşıyayız şu anda.”
Tarım alanları etkilenebilir
Odman’a göre bu atıkların, enkazın döküldüğü köyler veya havzaların ötesinde suya karışarak tarım ürünleri üzerinden bütün Türkiye’ye ve su üzerinden de Türkiye dışındaki bölgelere dağılacağı çok kolay bir şekilde öngörülebilir.
Ziraat Mühendisleri Odası’na göre deprem bölgesindeki tarım arazilerinin büyüklüğü yaklaşık 4 milyon hektar. Deprem illeri Türkiye’deki toplam bitkisel üretime yüzde 20 katkı sağlarken, ülkedeki toplam hayvan varlığının yüzde 15’ine sahip.
Depolama alanları nerede?
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, 25 Şubat’ta sosyal medya platformu Twitter üzerinden 19 geçici depolama alanı belirlendiğini duyurmuştu.
Utku Fırat, Hatay için belirlenen 19 depolama alanının yedi tanesinin adlarıyla açıklandığı, 12’si hakkında ise bilgi verilmediğini söylüyor. Açıklanan yedi depolama alanının zaten daha önceden mevcut olan belediyelere ait alanlar olduğunu ifade eden Fırat, Hatay dışındaki 10 il için ise depolama alanlarının duyurulmadığını, bu konuda kesinlikle şeffaflık olmadığını aktarıyor
Fırat’ın verdiği bilgiye göre Bakanlık, atık yönetimiyle ilgili Çevre Mühendisleri Odası’ndan danışmanlık almıyor.
Tespit edilen yanlış uygulamalar
Kriz yönetiminde açığa çıkan pek çok aksaklık bölgedeki gönüllülerle emek ve meslek örgütlerinin özverisiyle telafi edilmeye çalışılıyor.
Bölgedeki herkesin kendi etrafındaki enkaz döküm süreçlerini çekip belgelemesinin önemli olduğuna işaret eden Aslı Odman, bunun er ya da geç bir suç duyurusuna dönüşebileceğine işaret ediyor.
“Devlet ihbar hattı oluşturmalı”
Bu konudaki farkındalığın önemli olduğunu dile getiren Utku Fırat ise diğer yandan atık yönetiminin kamu kurumlarının görevi olduğunu, devletin bu işi tamamen şeffaf bir şekilde yürütmesi gerektiğini vurguluyor: “Yani vatandaş enkazla mı uğraşsın, enkazın altında kalan yakınlarıyla mı uğraşsın, yaralılarla uğraşsın, kendi geçim derdiyle mı uğraşsın, ekolojik alanları korumak için sürekli nöbet mi tutsun?”
“Aksi halde kontamine olacak toprak, yeraltı suları ve yeraltı sularından beslenen yüzey suları kullanılmaz hale gelecek, bölgedeki canlı yaşamı olumsuz etkilenecektir” diyen Fırat, ekliyor: “Bu konuda nasıl bir çalışma yapıldığına dair de yetkililerden hala net bir şekilde bilgilendirme yok.”