Güncel Nanjing Katliamı 1937

IFGENTR Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Tarih kategorisinde Nvn tarafından oluşturulan Nanjing Katliamı 1937 başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 8 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Tarih
Konu Başlığı Nanjing Katliamı 1937
Konbuyu başlatan Nvn
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Nvn

Nvn

IFGT Admin
IFGT Destek Ekibi
Katılım
15 May 2025
Mesajlar
2,519
Tepkime puanı
464
IFGT Puan
78
Nanjing Katliamı 1937

Zd8lkFo3xA4zAnUx-636428119774482925.jpg

Nanjing Katliamı (Nanking Tecavüzü) İkinci Çin/Japon Savaşı sırasında Çin'in başkenti olan Nanjing'de (Nanking'de) Japonlar tarafından 6 hafta boyunca yapılan toplu katliam, toplu tecavüz, çapulculuk ve kundakçılık olaylarına verilen isimdir. 13 Aralık 1937'de başlayan Nanking Katliamı, 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan en büyük insanlık suçları arasında yer almaktadır. Toplamda 40.000 ila 300.000 kişinin öldürüldüğü iddia edilen (genel konsensüs 200.000 ölü civarındadır) bu katliamda bazı Japon yetkili suçlu bulunarak cezalandırıldıysalar da, önemli bir bölümü cezalandırılamadan öldürülmüş veya seppuku yoluyla intihar etmişlerdir. Katliama sebep olan siyasi yöneticilerin bir kısmıysa dokunulmazlık yoluyla yaptırımdan kurtulmayı başarmışlardır.

Aralık ayı 1937, Japon İmparatorluğu tarafından Çin'in liman şehirlerinden biri olan Şangay işgal edildi. Japonlar içindeki nefreti ve kini tam olarak atamamıştı; çünkü Şangay cephesinde çok fazla zayiat vermişlerdi ve moraller çok düşüktü. Aslında bu olumsuz şartlar nedeniyle Tokyo'daki Kurmay Başkanlığı savaşı daha da ilerletmek istemiyordu. Yine de 1 Aralık 1937'de Merkez Çin Bölge Ordusu'nun ve 10. Ordu'nun komutanlarına bir mesaj geldi:

  • "Orduları harekât için hazır hale getirin!"

Emri alan komutanlar ise, ordularına bir duyuru yapmak istediler;

  • Evinize dönmüyorsunuz, sıradaki hedefiniz başkent Nanking'dir. Saldırı için hazırlanın!
Bu haberi duyan Japon askerleri içlerindeki kinle, sabırsızlıkla bekliyorlar ve harekât için hazırlanıyorlardı.

O sırada Şangay cephesinde ağır kayıplar veren Çin'in resmi ordusuna Chiang Kai-Shek tarafından geri çekilme emri geldi. Çünkü Chiang Kai-Shek, Japonları Çin'in iç kısımlarına çekerek onları yıpratmayı planlıyordu. Mantıklı bir plandı, çünkü ilerlemeye devam eden Japonların düzgün bir lojistiği olmayacaktı. Bölgeden askerlerini çeken Chiang, bölgede komutan olarak yalnızca
Tang Shengzhi'yi ve sadece eğitimlerini tamamlamış, cephede herhangi bir deneyimi olmayan askerleri bırakmıştı. Onlara ise şöyle bir emir gönderdi:

  • Nanking'i ne pahasına olursa olsun savunun!
Ardından da bölgedeki sivillere tahliye yasağı getirildi. Sivilerin şehirden çıkmalarını önlemek için yollar kapatıldı ve tekneler tahrip edildi. Yine de birçok sivil bu emri görmezden gelip şehirden kaçtı, kalanlar ise ölümle burun burunaydı; ancak Tang Shengzhi basın açıklamasında şehri teslim etmeyeceklerini söyledi.
Nanking'de bulunan batılı işadamları ve misyonerler, yaklaşan Japon tehdidine karşı kendilerini savunmak için Nanking'de tarafsız bir bölge oluşturdular. Oluşturulan bu bölge 3.8 kilometre kareydi. New York'da bulunan Central Park kadar büyüktü ve düzinelerce mülteci kampından oluşuyordu. Bu tarafsız bölge ilk başlarda Japonlar tarafından es geçilse de ilerleyen zamanlarda güvensiz olacaktı. 1 Aralık'ta bölgeyi John Rabe önderliğindeki Uluslararası Komite'ye bırakan Çin Hükümeti bölgeden çekildi ve kalan vatandaşların tarafsız bölgeye girmeleri emredildi. Japon Ordusu da Tarafsız Bölge'nin silahsızlaştırılması şartıyla, Tarafsız Bölge'deki kimseye dokunulmayacağını belirtti.

9 Aralık'ta Japon Ordusu Nanking Kalesi'ni kuşattı ve kalede bulunan askerlere ertesi güne kadar teslim olmalarını emretti. Çin ordusu bunu reddedince, 10 Aralık'ta kaleyi kuşatan Japon askerleri genel taarruza geçti. 13 Aralık'ta ise kaleyi ele geçirdiler.

Japon ordusu 13 Aralık'ta Nanking'e giriş yaptı. Kadın, çocuk, yaşlı ayırt etmeksizin herkesi öldürmeye başladılar. Binaları yağmaladılar ve içinde insanların yaşadığı evleri yakmaya başladılar. Bu katliamın şiddeti giderek artmaya başladı. Güvenli bölgedeki insanlar için farklı bir plan düzenleyen komutanlar, ilerleyen zamanlarda bunu hayata geçireceklerdi. İçindeki kini kusmaya başlayan Japonlar, sivil halka büyük zararlar verdi. Panik, korku, endişe... İnsanlar tüm bu duyguları hissediyorlardı. Korkuyla sıranın ne zaman kendilerine geleceğini bekliyorlardı. Katliamda onbinlerce sivil, binlerce asker öldürüldü. Binlerce kadına da tecavüz edildi.


770a6019f8dd82954161df05ce2db15a.jpg

Japon general
Matsui Iwane, şehrin kontrolünü eline aldıktan sonra askerlerine "Şehirdeki tüm binaları yağmalayın ve yıkın!" emrini verdi. Bu emir üzerine katliamlara yağma ve binaların yıkılması da eşlik etti.

Bazı komutanlar "savaş esiri alınmayacak" ilkesini uyguluyorlardı. Teslim olan sivilleri ve askerleri de öldürmeye başladılar. Komutanlar tarafından planlanan proje, birkaç gün sonra hayata geçirildi. Tarafsız bölgede bulunan insanlara; "Evinize dönün, şehir işgal edildi. Burası artık güvenli." gibi bir duyuru yayınladılar ve bölgeyi terk etmelerini emrettiler. Buna inanan halk bölgeyi terk edip evlerine dönmeye başladılar. Katliam, sonrasında daha da şiddetlendi. Tarafsız bölgeyi terk eden insanlara da saldırmaya başladılar. Sokaklarda koşan insanlar sanki suçluymuş gibi vurularak öldürülüyordu.

Şehrin yakınındaki nehirde insanlar kurşuna diziliyordu ya da sopalarla dövülerek öldürülüyordu, sonrasında ise nehre atılıyordu. Ebeveynler çocuklarının önünde öldürülüyor ya da tecavüze uğruyorlardı. Hatta Japonlar daha da ileri gidip, kendi aralarında yarışmalar yapmaya başlamışlardı. Üstelik tüm bunlar, Tokyo Nichi Nichi Shimbun gazetesinde yer alıyordu. Bu katliamda Japonlar tarafından kimyasal silahlar da kullanıldığı iddia edilmektedir.

Bu yağmalama sırasında 70 yaş üstü yaşlı kadınlar ve 8 yaş altı kızlar bile cinsel istimara ve tecavüze uğradı. Hamile kadınlara bile merhamet göstermeyen Japonlar, önce tecavüz edip sonrasında karınlarını yararak anne karnındaki bebeği dahi öldürdüler. Bazen evlere baskın yaptıktan sonra bir aile ile karşılaşınca, Çinli erkekleri kendi kızlarına, oğullarını kendi annelerine ve erkek kardeşlerin kız kardeşlerine tecavüz etmesine ve bunu izlemelerine zorladılar. Tüm bu savaş suçları, eziyet, tecavüz, katliam tam altı hafta boyunca durmadan devam etti.

İşgal sırasında
Nanking halkını sakinleştirmek için halka son derece bağımlılık yapan afyon ve eroin gibi sentetik uyuşturucular dağıtıldı. Tahminen sadece o dönemde 50.000 kişi eroin bağımlısı oldu.

Nanking Katliamı, Çin'e ağır darbe vuran saldırılardan biridir. O dönemde Çin'in en müreffeh şehirlerinden biri olan başkent Nanking, hem kaynaklarıyla hem de ticaret merkezlerinden biri olmasıyla ünlüydü. Sanayi bölgesi de gayet büyüktü.
Bu saldırıların dinmesinin sebebi Çin'de ortaya çıkan başka bir hükümetti. Saldırılardan sonra Nanking'in toparlanması onlarca yıl aldı. Daha sonrasında ülkenin başına geçecek Komünist Parti, Nanking'in yaralarının sarılmasında önemli bir rol oynamıştır. Şimdilerde ise Çin'in çoğu önemli ticaret merkezleri burada yer almaktadır.

Saldırıyı yapan komutanlar için Mayıs 1946'da Tokyo Savaş Suçları Mahkemesince dava açıldı. Kasım 1948'de ise sanıklar yargılandı. Aralarında orgeneral Tōjō Hideki'nin de bulunduğu 7 kişi asıldı. 16'sına ömür boyu hapis cezası verildi, bunların sadece 4'ü hapishanede öldü. 2 sanığa ise hafif cezalar verildi.Japon hükümeti suçluları 1956'da şartlı tahliye etti ve 1958'de koşulsuz olarak serbest bıraktı. Nanjing Katliamı'nda yalnızca 200 kişi hayatta kalabildi. Onların çoğu da bu katliam hakkında röportaj yapmak istemiyor.

Nanking'deki olan olaylara duyulan öfke günümüze kadar taşınmıştır. Bu konu hakkındaki tartışmalar Japon-Çin vatandaşları tarafından devam etmektedir. Japon milliyetçiler,
propaganda amacıyla bu konu hakkında iddialarda bulundu. Bunlardan biri katliamın hiç olmadığı; diğeri ise sayıların aşırı derecede abartıldığı oldu.
Çin'in açıkladığı kaynaklara göre 300.000 sivil ve 14.000'den fazla askerin ölü bulunduğu, 80.000 civarı da tecavüz vakası olduğu iddia edildi. Uluslararası Uzakdoğu Savaş Mahkemesi'ne göreyse 200.000 civarı sivil zayiat olduğu iddia edildi. Aynı zamanda bu katliam, Çin'e ciddi bir ekonomik darbe de vurdu: Çin'in o dönemki başkenti Nanking, işgalden sonra resmen yerle bir olmuştu. Şehirde ticaret son buldu ve Çin'in o zamanki ekonomisi büyük bir darbe aldı.

Japonların böylesi vahşi bir saldırıyı neden yaptığı ise hiçbir zaman net olarak aydınlatılamadı.
İngiliz-Amerikalı Çin uzmanı ve tarihçi Jonathan Spence, konu hakkında şöyle yazıyor:


  • Bu korkunç olayın net bir açıklaması yok, bulunamıyor da. Kolay bir zafer bekleyen Japon askerleri, bunun yerine aylardır sıkı bir şekilde savaşıyorlardı ve beklenenden çok daha fazla kayıp vermişlerdi. Sıkıldılar, kızdılar, hüsrana uğradılar, yoruldular. Çinli kadınlar savunmasızdı, erkekleri güçsüzdü ya da hiç yoktu. Hâlâ ilan edilmemiş olan savaşın kesin bir hedefi veya amacı yoktu. Belki de cinsiyeti veya yaşı ne olursa olsun tüm Çinliler kurban olarak işaretlenmiş görünüyordu.


(Kaynak-evrimağacı)