- Katılım
- 4 Mar 2023
- Mesajlar
- 624
- Tepkime puanı
- 48
- Puanları
- 28
İtibar:
Sosyal medya platformları özelinde konuştuğumuzda özgün olmaları öncelikli beklentilerimiz arasında yer almıyor değil mi? Hatta bir platformun özgün olması, çoğu zaman kullanım alışkanlıklarımızda yer edinmeyen farklılıklar da barındırdığından, hoşumuza gitmeyebiliyor. Twitter özelindeyse durum bundan biraz da ilginç bir noktada.
Twitter, kurulduğu ilk günden itibaren en sık kullanılan sosyal medyalardan birisi olmayı başardı. Yukarıda da bahsettiğimiz kullanım alışkanlıkları açısından dezavantajlı olsa da, kullanıcılar belki de sırf bu farklılık dolayısıyla platformda yer almayı seçtiler. Zaman içerisinde Twitter öyle bir konuma geldi ki siyasetten tanıdığımız simalar seçim çalışmalarında buraya büyük önemler verdiler ve aradığımız neredeyse her önemli ismi, Twitter’da bir şekilde bulabildik. Bununla birlikte Twitter, diğer büyük platformlarla olan rekabetinde öne geçemedi ve şirket tarihi boyunca onlar kadar ekonomik bir ferahlığı da yaşayamadı. Tüm bunlar birazdan yazacağımız başlıkların nedenini ortaya koyabilecek nitelikte ilginç, kabul edelim.
Bu özgün tavrının neticesinde de önemli şeyler elde ettiğini söyleyebiliriz. Kendisinin klonu niteliğinde ortaya çıkan hiçbir proje başarıyı elde edememişken, Twitter bütün fenomenler, gazeteciler, yazarlar, politikacılar ve iş adamları tarafından aktif bir şekilde kullanılıyor. Bunda sistemin işleyişinin özgünlüğü ve bu duruma uygunluğu başrol oyuncuları olarak sayılabilir. Aynı zamanda elbette “Herkes burada, ben de burada olmalıyım” gibi bir düşüncenin de insanlara etki ettiğini söylemek mümkün. Dünya genelinde çoğu devlet dairesi, şirketlerin destek birimleri Twitter üzerinden kullanıcılarla iletişimini sürdürüyor ve medya kanalı olarak öncelikli olarak bu hesapları kullanıyor. Bakıldığında çok daha kârlı bir proje olan Facebook için, bu şekilde bir başarıya sahip olduğunu söylememiz mümkün değil. İşte burada da Twitter’ın vizyonda özgünlük tutumunun etkilerini görüyoruz.
Ayrıca, uzun süredir platformu kullanan okurlarımızın bildiği bir başarısından dahi konuşmadan yazıyı sonlandırmanın haksızlık olacağını düşünüyorum. Twitter, özellikle ne istediğini bilen kullanıcılar için en öne çıkan proje diyebiliriz. Takip ettikleriniz neticesinde, karşınıza ne çıkacağını çok iyi biliyorsunuz ve ilgi alanlarınızın gündemini gerçekten de takip edebiliyorsunuz. Platform, bir iş adamı için çok farklı bir ana sayfayı sunarken, bir yazılımcı ya da bir müzik tutkunu için çok daha ilgi çekici ana sayfaları sunabiliyor. Bir süre sonra ana sayfada ufak gezintiler yapmak gerçekten de çok keyifli hale gelebiliyor.
Twitter, kurulduğu ilk günden itibaren en sık kullanılan sosyal medyalardan birisi olmayı başardı. Yukarıda da bahsettiğimiz kullanım alışkanlıkları açısından dezavantajlı olsa da, kullanıcılar belki de sırf bu farklılık dolayısıyla platformda yer almayı seçtiler. Zaman içerisinde Twitter öyle bir konuma geldi ki siyasetten tanıdığımız simalar seçim çalışmalarında buraya büyük önemler verdiler ve aradığımız neredeyse her önemli ismi, Twitter’da bir şekilde bulabildik. Bununla birlikte Twitter, diğer büyük platformlarla olan rekabetinde öne geçemedi ve şirket tarihi boyunca onlar kadar ekonomik bir ferahlığı da yaşayamadı. Tüm bunlar birazdan yazacağımız başlıkların nedenini ortaya koyabilecek nitelikte ilginç, kabul edelim.
Yazılımda Özgün Kalabilmek
Alt başlığı gördüğünüz anda “Ya Fleets ‘arak’ değil mi şimdi?” tarzı bir düşüncenin sizi kapladığını tahmin edebiliyorum. Ancak ‘Fleets’ özelliği ağır bir sektörel baskının sonucuydu ve birkaç yıl dinamik bir şekilde beklenilirken özelliğin dâhil edilmemesi dahi özgünlüğün bir tezahürü olarak anlatılabilir. Twitter’ın özgün kalabilmesinin ardında, gerçekten de yazılım olarak özgün kalabilmesi yer alıyor.Bu özgün tavrının neticesinde de önemli şeyler elde ettiğini söyleyebiliriz. Kendisinin klonu niteliğinde ortaya çıkan hiçbir proje başarıyı elde edememişken, Twitter bütün fenomenler, gazeteciler, yazarlar, politikacılar ve iş adamları tarafından aktif bir şekilde kullanılıyor. Bunda sistemin işleyişinin özgünlüğü ve bu duruma uygunluğu başrol oyuncuları olarak sayılabilir. Aynı zamanda elbette “Herkes burada, ben de burada olmalıyım” gibi bir düşüncenin de insanlara etki ettiğini söylemek mümkün. Dünya genelinde çoğu devlet dairesi, şirketlerin destek birimleri Twitter üzerinden kullanıcılarla iletişimini sürdürüyor ve medya kanalı olarak öncelikli olarak bu hesapları kullanıyor. Bakıldığında çok daha kârlı bir proje olan Facebook için, bu şekilde bir başarıya sahip olduğunu söylememiz mümkün değil. İşte burada da Twitter’ın vizyonda özgünlük tutumunun etkilerini görüyoruz.
Tam Bir Denge Mekanizması
Bu platformu insanlar için özel kılan belirli unsurlar bulunuyor. Bunlar da platformun dengeli bir şekilde yıllardır ilerleyebilmesine olanak sağlamış durumda. Hepimiz biliyoruz ki Twitter, kullanıcı verilerinin gizliliğine çok önem verir ve bu tahterevallinin diğer koltuğunda da algoritma şeffaflığı yer alır. Bugün bir İletişim Fakültesi yüksek lisans öğrencisi de, İstatistik Bölümü lisans öğrencisi de sosyolojik bir analiz yapmak istediğinde veri ağacını oluşturmak için ilk olarak Twitter’dan faydalanıyor. Bu yönüyle platformun sosyal bilimler alanına katkısı yadsınamaz boyutlarda. Elinde pek çok veri tutan ve bu verilerin analiz edilmesinden çekinmeyen platform, ciddi bir denge sağlayıcı diyebiliriz.Ayrıca, uzun süredir platformu kullanan okurlarımızın bildiği bir başarısından dahi konuşmadan yazıyı sonlandırmanın haksızlık olacağını düşünüyorum. Twitter, özellikle ne istediğini bilen kullanıcılar için en öne çıkan proje diyebiliriz. Takip ettikleriniz neticesinde, karşınıza ne çıkacağını çok iyi biliyorsunuz ve ilgi alanlarınızın gündemini gerçekten de takip edebiliyorsunuz. Platform, bir iş adamı için çok farklı bir ana sayfayı sunarken, bir yazılımcı ya da bir müzik tutkunu için çok daha ilgi çekici ana sayfaları sunabiliyor. Bir süre sonra ana sayfada ufak gezintiler yapmak gerçekten de çok keyifli hale gelebiliyor.