• Merhaba IFGENTR'ye Hoş geldin. Türkiye'nin güncel IRC forum sitesi
    IFGENTR sitesine katılım zahmetsiz ve ücretsizdir.
    Konu içeriğini görebilmek için lütfen üye olun, aksi taktirde içeriği göremezsiniz.
  • IFGT Sponsor: Yeni gelmedik, Geri geldik! Haylaz.NET açıldı. Sen de hemen aramıza katılmak için TIKLA 📌
  • IFGT Sponsor: Türkiye'nin resmi mobil sohbet sitesi Mobil.Gen.Tr açıldı! Tüm mobil cihazlardan giriş yapmak için TIKLA 📌

Güncel Veda Acısı... Can DÜNDAR

IFGENTR Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler kategorisinde Dem tarafından oluşturulan Veda Acısı... Can DÜNDAR başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 21 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 2 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler
Konu Başlığı Veda Acısı... Can DÜNDAR
Konbuyu başlatan Dem
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Dem

Dem

IFGT DJ
Katılım
29 Eki 2025
Mesajlar
186
Tepkime puanı
37
IFGT Puan
18
Konu Sahibi
İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır" der Dostoyevski...

.........

Veda acısı, kabuğunu soyar insanın; yıldızını kazıyıp çırılçıplak ortaya serer. Birlikteliğin örttüğü tüm kusurları ayrılık sergiler.

Bir ayrılık arifesinde helalleşilir ve o an hakiki tabiatlarıyla yüzleşilir. "Ölene kadar" diye söz verilmiştir, ama "ölüm yolunda" başka tercihler belirmiştir. Kararsız prensesin vicdanı azap çekerken 7 cücelerin somurtkanı "aklını başına" al diye fısıldar kulağına; haytası ise "kalbinin sesini" dinle diye çekiştirir eteğinden.

Hep hayran bakan gözlere, hatalar takılmaya başlar. "Ama"yla biter alelade iltifat cümleleri: "Sen iyi bir insansın, ama arkadaşların kötü", "Seni seviyorum, ama bu ilişkide mutlu değilim", "Ben baska türlü bir beraberlik düşlemiştim" vs..vs..

Sonra gelsin uykusuz geceler... Bir türlü karar verememeler... Ruhen gidip gelmeler... "Hele biraz daha zaman geçsin" diye nikah ertelemeler... Birlikteymiş gibi yaparken, sevecek başka yüzler, yüzecek başka denizler kollamalar.. "Aslında bütün bunlar bizim iyiliğimiz için"e kendini kandırmalar.

Sonrası hep aynı: Bekleyenin "Hani sonbaharda buluşacaktık. Hazan geldi geçti, sen gelmez oldun" sızlanmaları... Bekleyenin "Geliyorum az kaldı" oyalamaları... Bittiğini bile bile işi uzatmalar; söyleyemedikçe hepten batağa saplanmalar... Terke makul bir gerekçe ararken hepten çarşafa dolanmalar... Veda konuşmasında süslü iltifat cümlelerinin arasına, o cümleleri hiçleştiren mayınlar serpiştirmeler...


Üzgün görünmeler... Bağış dilenmeler..."Ama kaçınılmazdı" demeler... "Sözünden caydın" yakınmalarını "Sen de eski sen değilsin. Değişmişsin" diye göğüslemeler... Asıl kendinin değiştiğini bilmezden gelmeler...

Ve son sahne; Terk edenin o mahçup "Yapamıyorum, dayanamıyorum.. Her şeyi denedim.." itirafına karşılık terk edilenin kırık çalımı: "uğurlar olsun! Ben yoluma devam ediyorum".

İhanetler hep böyledir: ilki, bir yenisine gebedir; ikincisi daha az acı verir. Ondan sonra dur durak yoktur: Güvenilmez aşık, sevdikçe kıran, gezdikçe ardında bir kırık kalpler mezarlığı bırakan bir dervişe döner. Artık acılara hapsolmuştur: Buluşmak istedikçe ayrılacak, birleşmeye çalıştıkça parçalanacak, sonunda terk ettiklerinin "ah"ı tutup, terk edildiğinde, mukadder yalnızlığına kapanacaktır.