Şairler / Yazarlar

WİLLİAM CONGREVE (yazar) İNGİLİZ komedi yazarı, 1670 yılında Leeds yakınında, Bardsey'de doğdu. Oyun yazarlığına; 1690' da yazdığı ve 1693' de sahneye konan "Yaşlı Bekâr" ile başladı. Bu oyun büyük başarı sağladı. Bunu, Tartuffe'den esinlenerek yazdığı "İki Yüzlünün Biri (1694)" ve "Aşk İçin Aşk (1695)" izledi. İki büyük şaheserinden biri, bir kahramanlık dramı olan "Yas Tutan Gelin (1697)", diğeri "Dünyanın Gidişi (1700)" adlı komedisidir. İlgi çekici konuları canlı bir üslûpla işlediyse de karakterleri yapmacıklıdır. Söyleyiş tarzındaki lâubalilikten ve hafif meşrep imalardan dolayı Jeremy Collier; "İngiliz Sahnesinde Ahlâksızlık ve Dine Saygısızlık Üzerine Kısa Bir Deneme (1698)" adlı kitabında Congreve'in...
JENS BAGGESEN (yazar) DANİMARKALI yazar, 1764 yılında Korsör'de doğdu. Yazı hayatına "Gülünç Hikâyeler (1785)" ile başladı. Uzun süre bu türde yazdı. "Labirentler (1792-93)" adlı gezi notlarında romantizmi müjdeler. Danimarka romantik okulunun şefi Oehlenschläger'in üslûbuna özendi ve bu maksatla "Nurettin'den Alâettin'e" adlı manzum bir mektup yazdı. "Knud Sjoellandsfar'ın Şiirleri"nde yurt sevgisini dile getirdi. Uzun müddet yurt dışında dolaştı. 1800-11 yılları arası Paris'de, 1811-13 arası Kiel'de (Almanya) kaldıktan sonra, yurda dönünce, Oehlenschläger ile açık açık çatışmaya başladı. "Movagaardlı Thora" adlı destan (1814-16 yarım kalmıştır) ile "Şiir Üzerine Mektuplar (1814)"ı yayınladı. 1820' de tekrar Paris'e gitti. Orada...
JOSEPH BÉDİER (yazar) FRANSIZ roman, dil ve edebiyatları uzmanı, profesör, 1864 yılında Paris'de doğdu. Başlıca eseri : "Destan Biçimli Efsaneler (1908-13)". Bu eser, kahramanlık destanları üzerine o güne kadar kabul edilen bütün teorileri alt üst etti. "Tristan ve İseult (1900)"den bir uygulama ve "Roland Destanı (1921)"nın eleştirili bir baskısı da onundur. P. Hazard ile beraber "Fransız Edebiyatı Tarihi (2 cilt - 1923-24)" yayınlanmasını yönetti. Joseph Bédier, 1938' de Drôme, Le Grand-Serre'de öldü.
SİMONE DE BEAUVOİR (yazar) KADIN yazar, 1908 yılında Paris'de doğdu. 1929' da "felsefe öğretmenliği" öğrenimini bitirdikten sonra öğretmenlik yaptı (1931-43). Sonra edebiyat hayatına atıldı. Eserleri : "Davetli Kadın (1943)", "Başkalarının Kanı (1944)", "Lüzumsuz Ağızlar (1945)", "Kaypaklık Ahlâkına Katkı (1947)", kadının durumu üzerine bir deneme "Kadın Nedir (1949)", Goncourt ödülünü kazanan "Mandarinler (1954)", Kızıl Çin üzerine bir inceleme "Uzun Yürüyüş (1958)". "Olgunluk Çağı (1960)" ve "Gerçeklerin Zorlayışı (1963)" adlı anılarını yayınladıktan sonra, büyük bölümü otobiyografik olan bir hikâye "Çok Tatlı Bir Ölüm (1964)" ile "Güzel Hayâller (1966)" ve "Bitkin Kadın (1967)" adlı romanları yazdı. Çok tutulan bütün bu...
LUCİAN BLAGA (şâir) ROMANYALI şâir ve filozof, 1895 yılında Transilvanya, Lancram din Sibiu'da doğdu. Alman metafiziğinin etkisi altında "Bilgi Trilogiası (1931-34)" ve "Kültür Trilogyası (1936-37)" adlı eserlerini yayınladı. Lirik şâir olarak, 1919' dan sonra "Işık Şiirleri" adlı derlemesiyle ün yaptı. Daha sonra "Peygamberin Adımları (1921)" ve "Suların Taksimi (1933)"ni yayınladı. Şiirde "aşkınlığa" ulaşmaya çalışır. Şiiri, evrensel bir Romen halk şiirinin ana kaynağına ulaşır. Lucian Blaga 1961' de Cluj'da öldü. Vefatından sonra gençlik hâtırâları yayınlandı; "Yaşların Kroniği ve Türküsü (1964)". Kaynak: LUCİAN BLAGA (şâir)
Cumhuriyet döneminin ünlü şairlerinden Behçet Kemal Çağlar Kayseri’nin Şabanbeyzadeler namıyla bilinen ünlü bir ailesinden Şaban Hamdi Bey’in oğludur. Babasının memuriyeti sırasında bulunduğu Erzincan’ın Tepecik köyünde 1908 yılında doğdu. Babası Kayseri'nin Bünyan Çağlayanı kıyısında yerleşmiş Burunguz isimli Türkmen oymağındandır, annesi Balikesir'in Çepni yörüklerinden Kolağası Ahmet Ağa'nın kızıdır. Behçet ismi babasının amcasının ismi olarak, Kemal'de hürriyet kahramanı Namık Kemal'e izafetle verilmiştir. 1913 senesinde Behçet Kemal, Bolu'da İmaret İlkokuluna başlamıştır. İlk okul yıllarında bile dedesinden kendisine geçen yeteneğiyle şiir ezberlemeye ve okumaya meraklı olan Behçet Kemal'e öğretmenleri okulun bahçesinde yüksek bir...
İngiliz sair, ressam ve yayımcı. Blake’in yaşamı boyunca tanınmayan çalışmaları şimdi hem şiir hemde görsel sanatlar tarihinde yeni ufuklar açıcı olarak düşünülüyor. Onun görsel sanatçılığı çağdaş bir eleştirmence şöyle açıklanmıştır “açık arayla İngiltere’nin ürettiği on mükemmel sanatçı.” Hayatı boyunca Londra dışına bir günlük yürüyüşten daha uzun süre çıkmamış olmasına rağmen, yaratıcı görüşü, hayal gücünü “Tanrı’nın bedeni” yada “insanın kendi varoluşu” olarak benimseyen, çeşitli ve sembolik olarak zengin bir bedeni ortaya çıkardı. Kişisel görüşleri yüzünden çağdaşları tarafından deli olarak görülen Blake, daha sonra eleştirmenler tarafından yapıtları, antlım gücü, yaratıcılığı, felsefi ve gizemli eğilimi yüksek takdir gördü. 18...
Aleksandr Sergeeviç Puşkin, 1799’da Moskova’da doğar. Babası Sergey Lvoviç, soylu bir ailenin ilk çocuğudur. Annesi Nadejda Osipovna Hannibal’in ne kadar soylu biri olduğunu söylememiz için ise dedesi Etiyopya'lı Hannibal’in Rus Çarı I. Petro’nun vaftiz çocuğu olduğunu belirtmemiz yeterli olacaktır. Görüldüğü gibi çok soylu bir ailenin üyesidir Puşkin. Annesi ve babası çok kültürlü insanlardır. Puşkin, ilk bilgilerini yabancı eğitmenlerden edinir. Henüz sekiz yaşındayken Fransızcası Rusçası kadar iyidir. On bir yaşına geldiğinde ise özgürlükçü ve alaycı yazarlarına hayran olduğu Fransız Edebiyatı’nı neredeyse ezberlemiştir ve Fransız şiirler ve komediler yazmaya başlamıştır. Döneminin tanınmış şair ve yazarları, Puşkin’in evine gelip...
Yazar, gazeteci, devlet adamı, şair. Yurtseverlik, hürriyet, millet kavramlarına bağlı bir Tanzimat Devri aydınıdır. Bu kavramları Türk fikir hayatına ve edebiyatına sokan kişi kabul edilir. Heyecanlı, kavgacı kişiliği, akıcı, parlak üslubu nedeniyle devrinin diğer yazarlarından daha fazla tanındı.“Vatan Şairi” ve “Hürriyet Şairi” olarak anılan Namık Kemal, şiirin yanı sıra tenkit, biyografi, tiyatro, roman, târih ve makale türlerinde eserler verdi. Özellikle 'İntibah' isimli romanı ve 'Vatan Yahut Silistre' isimli tiyatro oyunu ünlüdür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü eserleri ve fikirleriyle etkiledi. 21 Aralık 1840 tarihinde Tekirdağ’da dünyaya geldi. Babası Yenişehirli Mustafa Asım Bey, annesi bir Arnavut...
Güç İstenci, Üstinsan, Bengidönüş gibi özgün fikirlerle tanınan varoluşçu Alman filozof. Nietzsche'nin felsefe öğretisi, kendi çağına tümden bir karşı çıkış olarak görülmektedir. Kendisinin bütün derdi, insanı akılcılığın kıskacından kurtarıp kendisi üzerinden düşünmesini sağlamaktır. Ona göre Tanrı ölmüştür ve insanlar Dünya'da yapayalnız kalmışlardır. Bu yüzden insanlar Tanrı'dan bekledikleri umut ve istekleri bir kenara bırakıp kendilerini Dünya'ya adamalılar. Böylelikle düşünce ile yaşam arasında bağ kurulması daha kolay olur. Nietzsche, insanlara yeni değerler getirmeye çalışarak güçlü insanların egemenliğinde, çoğunluktan ibaret olan ve sürü olarak nitelendirdiği insanlıkta ilerlemenin mümkün olduğunu ileri sürmüştür. Sürü...
En büyük oyun yazarlarından biri olarak değerlendirilen İngiliz şair William Shakespeare, yarattığı karakterlerde insan doğasının en değişmez özelliklerini benzersiz bir şiir diliyle yansıtması dolayısıyla, yaşadığı yüzyıldan bu yana her çağda ve her ülkede en sık sahnelenen oyunlar yazarıdır. 1564 yılında Warwickshireda Stratford-upon-Avon'da doğan Shakespeare'in bunca ününe karşın, hayatına ilişkin kesin belge ve bilgiler çok azdır. Babası ticaretle uğraşan bir işadamıydı. Rönesans şairlerinden olan Shakespeare; büyük bir olasılıkla Stratford'daki ortaokulda öğrenim gördü. 18 yaşındayken, kendisinden yaklaşık sekiz yaş büyük olan Anne Hathaway ile evlendi ve bu evlilikten önce bir kızı, sonra biri oğlan öbürü kız ikizler dünyaya...
Lise öğrenimini Konya Lisesi'nde tamamladıktan sonra 1923 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi. Liselerde ve yüksek okullarda çeşitli dersler okuttu. 1939 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Yeni Türk Edebiyatı profesörlüğüne atandı. 1942-1946 yılları arasında Maraş Milletvekili olarak görev yaptı. Bir süre Milli Eğitim müfettişliği yaptıktan sonra 1949 yılında Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ndeki görevine döndü. Gençlik yıllarında Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'in talebesi ve dostu olmuş, Batı edebiyatından Paul Valéry ile Marcel Proust'u kendisine üstad olarak seçmiştir. Bu yazarlar edebiyatta güzellik ve mükemmeliyete ön planda yer verirler. Onlara göre edebiyat, tıpkı resim ve musiki gibi 'güzel...
Ziya Gökalp, özellikle Milliyetçilik ve Türkçülük üzerine kaleme aldığı eserleri ile ünlenmiştir. Türk Milliyetçisi Ziya Gökalp 23 Mart 1876’da Diyarbakır Çermik’te doğdu. 25 Ekim 1924’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Mehmet Ziya. Babası yerel bir gazetede çalışan memurdu. Eğitimine Diyarbakır’da başladı. Amcasından geleneksel İslam ilimlerini öğrendi. 18 yaşında intihara teşebbüs etti. Direkt yüreğine sıktığı kurşuna rağmen, kendisiyle ilgilenen doktorun çabaları sayesinde ölmedi. Bir yıl sonra hiç istememesine rağmen 1895'te İstanbul’a gitti. Baytar Mektebi'ne kaydını yaptırdı. Buradaki öğrenimi sırasında İbrahim Temo ve İshak Sükûti ile ilişki kurdu. Jön Türkler’den etkilendi. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı...
Asıl adı Cemalettin Seber olan, Cemal Süreya 1931 yılında Erzincan'da dünyaya gelmiştir. Edebiyatımızın en usta şairlerinden Cemal Süreya'nın babası 1938’de Erzincan’ dan sürgün edilir. Pülümür köyünden yola çıkarak zorunlu bir göz yaşayan Seber ailesi Bilecik’te yaşamaya başlar. Bilecik’e sürülen ailenin aynı zamanda bir başka şehre gitmeleri de yasaktır. Cemal Süreya'nın annesi Gülbeyaz Hanım, erken yaşta ölünce o yıllardaki adı ile Cemalettin Seber İstanbul’a gönderilir. 1942 yılına kadar İstanbul'da eğitim gören Cemal Süreya, 1942 Bilecik’e geri getirilir. Bu yıllarda babası bir başka hanımla evlenir ancak Cemal Süreya, bu evlilikten hiç de memnun değildir. Ortaokul yıllarında ise yıllar sonra ilk eşi olacak olan Seniha Nemli ile...
16 Nisan 1916 tarihinde İstanbul'da doğdu. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Kars, Zonguldak ve Kabataş Erkek Lisesi'nde, İstanbul Eğitim Enstitüsü'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. 13 Aralık 1979'da İstanbul'da öldü. İlk şiiri, lise öğrencisi olduğu yıllarda, 1935'te Varlık dergisinde çıktı. O tarihten ölümüne kadar hep şiirin ve edebiyatın içinde oldu. Şiirlerinde evler, aile, çevre, aşklar, bunalımlar, hastalıklar, yalnızlıklar ve ölüm onun kendine has anlatımı ile, çok defa kısa mısralar halinde dile gelir. Ufku zengin ve derin, sahneler canlandırır. İlk şiirlerindeki açık ve yalın söyleyiş, sonra soyuta dönük bir havaya bürünür. Eski ve yeni kelimeleri birlikte ustaca şiirine...
24 Mart 1879'da Bodrum'da doğdu. Babasının görevleri bulunduğu Urla kasabasında amatör bir neyzenden nota ve usul bilgileri öğrenerek başladığı ney çalışmalarını kendi kendine ilerletti. İzmir İdadisi'ne girdiyse de bitirmeden ayrıldı. Bu arada gene kendi kendine Farsça öğrendi. İzmir Mevlevihanesi'ne girdi. Daha sonra İstanbul'a yerleşerek Galata ve Kasımpaşa Mevlevihanelerine devam etti. 1902'de Bektaşi tarikatından nasip alarak Bektaşi dervişi oldu. Bir yandan da şiirle ilgileniyordu. Eşref'le ve Mehmet Akif'le tanıştı ve şiir konusunda her ikisinden de etkilendi. 1908'den sonra bir süre Mısır'da bulundu 1913'te İstanbul'a döndü. Neyzen Tevfik genellikle toplum kurallarına uymadan yaşamını sürdürmüştür. Sazını bir geçim kapısı...
Hecenin Beş Şairi'nden biridir. Tıp Fakültesinde bir süre öğrenim gördükten sonra Kayseri, İstanbul ve Ankara'da uzun yıllar edebiyat öğretmenliği yaptı. Ünlü 'Han Duvarları' adlı şiirini Kayseri Lisesi'ne edebiyat öğretmenliği görevine gelirken yazdı. Ayrıca, Kayseri Lisesi Marşı'nın sözleri de onundur. 1946'dan 27 Mayıs 1960'a kadar Demokrat Parti İstanbul milletvekili seçildi. 27 Mayıs 1960 ihtilalinin ardından kısa bir süre Yassıada'da, daha sonra da Celâl Bayar ve diğer DP milletvekilleri ile birlikte Kayseri Kapalı Cezaevi'nde tutuklu kaldı. Şiir dilinde yeni bir söyleyiş çığırı açmış, hececi şairlerin en üstünlerinden sayılmış ve şiir üslubu kendisinden sonra yetişen hece şairlerini etkilemiştir. Beş Hececiler'in en genci fakat...
Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan yöresinde, Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna'nın babası Belh şehrinin ileri gelenlerinden olup sağlığında 'Bilginlerin Sultanı' ünvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu Bahaeddin Veled'dir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur. Sultânü'l-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'ten ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'l-Ulemâ 1212 veya 1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'ten ayrıldı. Sultânü'l-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış Mutasavvıf Ferîdüddin Attar ile de karşılaşmıştır. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Ferîdüddin...
Aziz Nesin, 20 Aralık 1915'de İstanbul Heybeliada'da doğdu. Babası Abdülaziz Bey Giresun'un Şebinkarahisar ilçesine bağlı Ocaktaşı köyünden İstanbul'a yerleşti ve bahçıvanlık yaparak geçimini temin etti. Abdülaziz Bey, torunu Ateş Nesin'e göre 'dini bütün, II. Abdülhamit hayranı, sıkı bir Atatürk hayranıydı. Aziz Nesin, 1924'te İstanbul Süleymaniye'deki adı daha sonra İstanbul 7. İlkokul olarak değiştirilecek olan 'Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi'nin 3. sınıfına girdi. İki yıl Darüşşafaka Lisesi'nde okuduktan sonra, 1935'de Kuleli Askeri Lisesi'ni, 1937'de Ankara'da Harp Okulu'nu bitirip asteğmen oldu. Son olarak 1939'da Askeri Fen Okulu'nu bitirdi. Bu dönemde bir yandan da Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü’ne devam etti...
Gıyaseddin Eb'ul Feth Ömer İbni İbrahim'el Hayyam veya Ömer Hayyam, Fars şair, filozof, matematikçi ve astronom. Hayyam Nişabur'ludur. Yaşadığı dönemin ünlü veziri Nizamül-Mülk ve Hasan Sabbah ile aynı medresede zamanın ünlü alimi Muvaffakeddin Abdüllatif ibn el Lübad'tan eğitim görmüş ve hayatı boyunca her ikisi ile de ilişkisini koparmamıştır. Bazı kaynaklar; Hasan Sabbah'ın Rey kentinden olduğu Nizamül-Mülk'ünde yaşca Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah'tan büyük olduğunu ve buna dayanarak aynı medresede eğitim görmediklerini belirtmektedir. Ama yine de Ömer Hayyam, Hasan Sabbah ve Nizamül-Mülk'ün ilişki içinde olduklarını inkar etmemektedir. Birçok bilim adamınca Batıni, Mutezile anlayışlarına dâhil görülür. Evreni anlamak için, içinde...